BIST 10.343
DOLAR 32,68
EURO 35,08
ALTIN 2.445,41

Akdağ: "Sorunlar üç adımda çözülecek"

Selçuk Irgıt, Sağlık İdarecileri Derneği Başkanı...

Mevcut sistemde hastane müdürlerinin Sağlık İdaresi Yüksek Okulu mezunlarından olması ve hastanelerin doğru yönetilmesi için bir ömür vermiş bir hoca ve işadamı...

Cuma günü Sağlık Bakanı, Tedavi Hizmetleri Genel Md. Dr. İsmail Demirtaş ve diğer misafirleriyle, SİD’in kırkıncı yılını kutlamanın gururunu paylaştı.

Tıp Bilimi’nin yönetici yetiştirmek gibi bir işlevinin olmadığını tekrar tekrar vurguladı.

Haklı olarak "hastane işletmesi yönetmek bizim işimizdir” dedi.

"3000 SİYO mezunundan 2000’i işsiz" diye sesini yükseltti!

“Hekimler eylemde biz bilimsel toplantıda, ama sesimizi duyan yok” diye serzenişte bulundu.

Irgıt içini dökerken Sağlık Bakanı'na baktım dikkatle not alıyordu.

*****
Toplantıya katılan Sağlık Bakanı Dr. Recep Akdağ, altına imzamı atacağım açıklamalarda bulundu.

Sağlık idaresi uzmanlık gerektirir, bu tıbbiyelilerin işi değildir, doktorların görevi tıbbi direktörlük olmalıdır diye söze başladı.

Sonra da öngördüğü sağlık politikalarını anlattı.

Yara haline gelmiş sağlık sorunlarını sivil toplum örgütlerine danışarak çözme kararlılığını ortaya koydu:

“Sağlık hizmetleri bekletilemez, ertelenemez, durdurulamaz hizmetlerdir” dedikten sonra ilave etti, “bu nedenle hedefimize üç adım atlayıcıları gibi varacağız, hem daha uzun atlamış olacağız, hem de süreklilik söz konusu olacaktır.”

Sağlık Personelinin döner sermaye paylarında % 700’e varan artış kararını almasını anlattığı bölüm SİYO mezunları tarafından en yüksek alkışı aldı.

*****
Birkaç ay önce TOBB’da dinlediğim Sağlık Bakanı ile, SİD’in kırkıncı yıl toplantısında dinlediğim Sağlık Bakanı arasında konulara hakimiyet bakımından büyük bir fark vardı doğrusu...

Yüksek İhtisas Hastanesi Başhekimi’nin ikram ettiği çayları içerken Erzurum’daki hastalarıyla ilişkilerini, anılarını anlattı.

Bence en mutlu anı hastalarından ve mesleğinden söz ederkenki haliydi.

Çünkü idarecilik yapan biz doktorlarda mesleki özlem insana acı veren, bitmeyen bir duygudur.

Bir hastanın mutlu olmasının hazzını yaşayanlara, doktorlara, hemşirelera, diğer sağlık çalışanlarına has bir duygudur bu!

Bu arada ilk defa tanıdığım ve saygın bilim adamlığı herkesçe bilinen YİH Başhekimi’nin çalışmalarını engellemek isteyenler olduğunu –iki arada bir derede- söylemeyi bir görev bildim.

Çünkü iyilerin kötüler kadar cesur olması da yetmiyor artık, iyilerin aynı zamanda dayanışması da gerekiyor.

Sizce de öyle değil mi?