Akademisyenler bildirisine en son tepki Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'dan geldi.
Abone olCumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, akademisyenler bildirisi ve terörle mücadeleye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sabah gazetesine röportaj veren Kalın, akademisyenlerin bildirisiyle ilgili "Kim Erdoğan'a saldırırsa hemen onun arkasında saf tutanlar var. 'Devlet katliam yapıyor' yalanı büyük bir akıl tutulmasının tezahürü" dedi.
Kalın'ın açıklamalarındaki diğer detaylar şöyle:
AKADEMİSYENLERİN BİLDİRİSİ
Erdoğan-karşıtlığını siyaset yapmak zannedenler, büyük bir savrulmanın içinde. Kim Erdoğan'a saldırırsa hemen onun arkasında saf tutanlar var. "Devlet katliam yapıyor" yalanı büyük bir akıl tutulmasının tezahürü. Burada hep birlikte bir muhasebe yapmamız gerekiyor. Terör ve şiddetin her türüne koşulsuz bir şekilde karşı duralım. PKK'nın silah bıraktığını görelim. Ondan sonra çözüm sürecinin nasıl ilerleyeceğini konuşalım. Şehir merkezlerinde işgal girişimleri devam ederken bunları görmezden gelerek "şiddet olmasın, müzakere yapılsın" demek siyasi naiflik değilse art niyetliliktir. Çatışmalar dursun diyenlerin bu çağrıyı güvenlik güçlerine değil terör örgütüne yapması gerekir. Güvenlik güçlerini suçlayanların ve barış, demokrasi, kardeşlik, insanlık, vs diyenlerin bu güne kadar PKK'ya karşı açık ve net bir mesaj verdiklerini görmedik.
HÜKÜMETE KARŞI DİYE PKK'YI DESTEKLEYENLER VAR
Son dönemde PKK terörünü aklamaya, şirin göstermeye ve estetize etmeye yönelik bir çaba var. Buna PKK dışından sol ve liberal kesimlerin destek vermesi, hatta bazı durumlarda akıl hocalığı yapması oldukça düşündürücü. Bu kişiler öteden beri PKK'lı oldukları için değil "PKK benim de karşı olduğum hükümete karşı mücadele ediyor, o zaman destekleyelim" mantığıyla hareket ediyolar. Bu son derece sorunlu bir yaklaşım tarzı. Barış ve kardeşlikten çok, savaş ve husumeti esas alıyor.
TÜRKİYE NASIL IŞİD'İN HEDEFİ HALİNE GELDİ?
Sultanahmed'deki saldırı, DAİŞ'in Suriye savaşını Türkiye ve ötesine taşıma planının bir parçası. Daha önce Irak, Lübnan, Fransa ve Amerika'da yaptıkları saldırılar da aynı hedefe matuftu. Türkiye DAİŞ'e karşı hem ülke içinde hem de sınır ötesinde yoğun bir mücadele veriyor. Bugüne kadar 120 ülkeden yaklaşık 35 bin kişiye ülkeye giriş yasağı kondu. 100 ülkeden yaklaşık üç bin kişi sınır dışı edildi. Binden fazla DAİŞ şüphelisi göz altına alındı. Bunlar şu anda yargılanıyor. Ayrıca Türkiye uluslararası koalisyonun bir parçası olarak İncirlik'i koalisyon uçaklarına açtı ve hava sahasını kullandırıyor. Bütün bunlar DAİŞ'in gözünde Türkiye'yi hedef haline getiriyor.
İRAN'A YÖNELİK AMBARGOLARIN KALDIRILMASI
İran'ın barışçıl nükleer enerjiye sahip olmasını biz her zaman destekledik. Nükleer meselenin müzakereler yoluyla çözülmesi için gayret gösterdik, kolaylaştırıcı bir rol oynadık. Brezilya ile birlikte yapılan 2010 Tahran Deklarasyonu, bu yönde atılmış önemli bir adımdır. Biz o zaman İran'a karşı uygulanan yaptırımlara da karşı çıktık. Bunun meseleyi çözmeyeceğini söyledik. Nitekim son iki yılda yaşananlar ve nükleer anlaşma bunun doğruluğunu teyit etti. İran'a yönelik ambargonun kaldırılması önemli bir fırsattır. İran ekonomisinin ve toplumunun bundan istifade etmesi bizim için de memnuniyet verici bir durumdur. İran bizim önemli bir ticaret ortağımız. Türk-İran ekonomik ilişkilerinin güçlenmesi iki ülkenin de menfaatinedir. Umarım İran nükleer meseleyle ilgili ambargoların kaldırılmasını bir fırsata dönüştürür ve bunun bölge ekonomisine de olumlu yansımaları olur.