Akademisyenler artık iş dünyasında

Akademisyenler artık uzmanlıklarını para kazanmak için de kullanıyor.

Timothy Lu şans eseri işadamı olmuş.

Tıp fakültesini bitirdikten sonra amacı aslında bilimsel araştırmalar yapmakmış.

Ancak bir süre sonra fikirlerinin akademik çevreler dışında da insanlara yardımcı olabileceğini farketmiş ve ticarete atılmış.

Şimdi Bay Lu zamanının yarısını ABD'nin ünlü üniversitesi Massachusetts Institute of Technology'de Yardımcı Doçent olarak ders vererek yarısını ise Boston'daki bir fabrikada kendi kurduğu şirketi yöneterek geçiriyor.

Lu'nun şirketinin adı Sample6 Technologies.

Şirket son teknolojiyi kullanarak bakterilere saldıran virüsler yaratıyor.

Bu virüsler çiftliklerde ve tarlalarda bakterilerin ürümesini engelliyor.

Akademik kazançlar

Lu şimdiye kadar işinde oldukça başarılı oldu ve 5.5 milyon dolar para kazandı.

Aslında Lu'nun hikayesi oldukça tanıdık. ABD'de bir çok küçük girişim kısa sürede böyle dev şirketlere dönüşüyor.

MIT'de girişimcilik ile ilgili ders veren Noubar Afeyan ''ABD'de akademik araştırmaların iş dünyasına ilham vermesi sık rastlanılan bir durum, hatta neredeyse bir gereklilik'' dedi.

Bu tip şirketler öğrencilere öğrenme fırsatı sunarken, özel bir alanda uzman olan girişimcilere de ticari kazanç imkanı tanıyor.

Üniversite ve fakülteler de bu işten finansal kazanç sağlıyor.

İş dünyasında üniversiteler

Fakat girişimcilik ruhu üniversitenin ötesinde de değer yaratıyor.

Kauffman Foundation'ın yaptığı bir araştırmaya göre eğer MIT mezunları tarafından kurulan şirketler bir ulus oluşturmak için bir araya gelseydi dünyanın en büyük 17. ekonomisini oluştururlardı.

ABD'de akademik girişimciliğin temeli 1980 Bayh-Dole yasası ile atıldı. Bu yasa sayesinde üniversiteler kampuslerinde yapılan buluşlar üzerinde patent hakkı sahibi oldular.

Araştırmalar vatandaşların vergileri ile yapılsa da araştırma sonuçları üniversitelere gelir sağlayabiliyor.

Bu sayede üniversiteler hem ticaretten kazandıkları geliri kendilerine saklayabilmeye başladı hem de akademisyenlerin üzerinde kullanılabilir fikirler yaratmaları konusunda bir baskı oluştu.

Afeyan ''Ben otuz yıl önce MIT'ye geldiğimde girişimcilik kesinlikle popüler bir seçim değildi'' diyor.

2010 yılında Indiana Üniversitesi'nden Prof David Audretsch ve meslektaşlarının yaptığı bir araştırma ABD'nin önde gelen bilim adamlarından dörtte birinin kendi şirketlerini kurduklarını gösterdi.

90'lı yılların sonundan bu yana Boston ve Cambridge çevresinde bir çok biyomedikal alanında uzmanlaşmış şirket kuruldu.

Afeyan'a göre MIT ve Harvard'dan akademisyenlerin birlikte çalışması sonucu bölgede verimli bir iş ortamı yaratıldı.

Önemli katkı maddeleri

Biyomedikal mühendisi ve girişimci Zen Chu MIT ve Cambridge'e yöneldiğini çünkü buralarda başarılı girişimcilerin bir topluluk oluşturuduğunu söylüyor.

Yaklaşık on yıl önce Chu bir grup MIT profesörü ile birlikte 3DM adlı bir şirket kurmuş.

Şirkette dokuların yenilenmesini hızlandıran biyolojik materyaller üretiliyor.

Şirketin ürünleri yaraların iyileşmesini hızlandıran ürünlerin üretiminde kullanılıyor.

Ayrıca sentetik doku ve organ üretimi konusunda da çalışmalar yapıyor.

Şirketin ilk klinik deneyi Japonya'da gerçekleşmiş.

Şirket 2011 yılında yine Japonya'da halka açılmış.

Chu'ya göre şirketin başarısının ardında MIT'nin mühendislik kültürü, Boston'un tıp topluluğu ve şirketin kuruluşunun farklı aşamalarında rol alan kendisi gibi girişimcilerden oluşan ekosistem bulunuyor.

Chu ''Başarı için bunların tamamı gerekli ve Boston'da bunların hepsi mevcut'' diyor.

Nehrin ötesinde

Geleneksel olarak Boston bölgesinde ticari fikirler MIT'den geliyor. Harvard da bölgedeki girişimcilik ruhuna MIT kadar olmasa da katkı sağlıyor.

Bugün Charles nehrinin diğer kıyısındaki Boston Üniversitesi'de pastadan pay almaya çalışıyor.

Boston Üniversitesi bir süredir sınırları içinde yapılan buluşların patentlerini alarak ticari kazanç sağlamaya ve MIT ve Harvard ile rekabete girmeye çalışıyor.

Boston Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Ofisi Yöneticisi Vinit Nijhawan, son iki yılını üniversitenin başarısız ticarileşme sürecini düzeltmeye çalışarak geçirmiş.

Kendisi de bir risk sermayedarı olan Nijhawan, rekabette varolmak istiyorsa Boston Üniversitesi'nin akademik buluşlardan iş yaratma konusunda hız kazanması gerektiğini farketmiş.

Nijhawan ''Üniversite yeni kurulmuş bir girişim sermayesi şirketi gibi davranmalı" diyor.

Teknoloji Geliştirme Ofisi henüz sermaye çekicek kadar gelişmemiş şirketlere fon sağlıyor ve akademisyenlere iş konularında danışmanlık hizmeti veriyor.

Ofis şimdiye dek 5 şirketin kuruluşuna yardımcı olmuş.

Lu'nun Sample6'i de bu şirketlerden bir tanesi.

Ofis yakın zamanda onlarca yeni şirketin kurulmasına yardımcı olmayı planlıyor.

Nijhawan ''Bizim için ne para ne de fikirler zor bulunuyor''diyor.

Nijhawan onlar için nadir rastlanan şeyin ''sahip oldukları fikirleri bir adım ileri taşıyabilecek girişimciler'' olduğunu söylüyor.