‘AKP’nin Yükselişi ve Düşüşü’ kitabının yazarı, akademisyen Burak Cop, yolsuzluk operasyonu ve operasyon paralelinde yaşanan siyasi gelişmeleri BBC Türkçe’ye yorumladı.
Abone ol'AKP'nin Yükselişi ve Düşüşü' adlı kitabın yazarı akademisyen Burak Cop, yolsuzluk operasyonu ve operasyon paralelinde yaşanan son siyasi gelişmeleri BBC Türkçe’ye değerlendirdi.
Cop, öncelikle AKP ve Gülen Cemaati’nin topyekûn savaş halinde olduğunu belirtiyor ve yolsuzluk operasyonunu da bu bağlamda değerlendiriyor.
Burak Cop, yolsuzluk operasyonunun başladığı 17 Aralık'tan bu yana hükümetin 'defansta' olduğunu söylüyor:
'Hükümet 17 Aralık'tan beri defansta'
“Ben 17 Aralık'tan beri hükümetin defansta olduğunu düşünüyorum. Yüzlerce polisin görev yerinin değiştirilmesi bir hücum değil defans hamlesiydi. Ve esaslı bir tasfiye değil bu, oradan alıp buraya koyuyorlar. İdare mahkemesine başvurduklarında birkaç ay içinde eski görevlerine dönecekler. Hükümet ve Erdoğan ağır yara almıştır, AKP de geri dönüşü olmayan biçimde çözülmeye başlamıştır.”
“Erdoğan Bayraktar'ın Başbakan'ı istifaya davet etmesi, Başbakan'ın birkaç bakanını istifa ettirmek suretiyle kısmi bir politik arınma yaşama hamlesini boşa çıkardı. Futbol üzerinden bir benzetme yapmak gerekirse Bayraktar ofsaytı bozan savunma oyuncusu gibi oldu. Hatta bir de bunun üzerine kendi takımının kalesine çok klas bir gol attı. İşin ilginci, tribünlerde bundan memnuniyet duyan izleyicilerin sayısı duymayanlardan daha fazla. Gene de inisyatif Erdoğan'ın elinden bütünüyle kaçmış değil.”
Cop, arkasında uluslararası güçlerin de olduğu siyasi bir opreasyonun cereyan ettiği yönündeki iddiaları değerlendirirken, hükümetin Suriye politikasına işaret ediyor:
“Böyle bir ayağının olduğunu pek çok gözlemci gibi ben de seziyorum, ancak elimizde somut bir kanıt yok. Somut kanıta en çok benzeyen şey, ABD Büyükelçisi Ricciardone'nin Halkbank'la ilgili söylediği iddia edilen sözleri. AKP hükümetinin, Suriye'deki başarısızlığından beri ABD'nin gözünde değerini yitirdiği görüşündeyim.”
“Gezi ayaklanmasıyla beraber AKP'nin ve özellikle de Erdoğan'ın hem Batı hükümetleri nezdinde, hem de Batı kamuoyları nezdinde kredisi tükenmiştir. Gülen'in ABD'deki ikameti ve herkesin bildiği ama kanıtlayamadığı bir sır olarak Cemaat'e CIA desteği de göz önüne alındığında, operasyonun ABD'den destek bulduğunu düşünmek akla yatkın hale geliyor.”
'ABD'nin homojen tavrı olmayabilir'
Burak Cop, ABD’nin Cemaat’e olası desteğinden bahsetmekle birlikte şu gözlemi de ekliyor:
“Bununla beraber gazeteci Ahmet Şık'ın işaret ettiği, FBI'ın Cemaat'e hiç de sıcak bakmadığı iddiasını da ciddiye alınası buluyorum. Yani Amerikan devletinin homojen bir tavrı olmasa gerek.”
Cop, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone’yi eleştirmesinin Erdoğan açısından hata olduğu kanısında:
“AKP'nin kuruluşundan 2011'e kadar geçen 10 yılda ABD ve AB'nin desteğini almasının kıymetini yaşayarak içselleştiren Erdoğan'ın, şimdi bu desteği kaybetmenin ne anlama geleceğini bildiği için telaşlı olduğunu, hatta korku içinde olduğunu düşünüyorum. Gezi'den beri Batı'ya sıcak mesajlar verip uzlaşmayı deneyebilirdi, ama "yüzde 50"sine dayanarak meydan okumayı tercih etti. Bence kendisi açısından doğru hamle bu değildi. Hükümet sözcüsü gazetelerin Amerikan elçisini manşetten, Erdoğan'ın da kürsüden hedef alması bir panik belirtisidir. Ve büyük hata yapmıştır. Bu gibi hatalarla olsa olsa düşüşünü hızlandırır."
'AKP en az ikiye bölünecek'
Türkiye kamuoyunda cevabı en fazla merak edilen soru yolsuzluk operasyonuyla ortaya çıkan siyasi krizin nereye evrileceği.
Burak Cop’a göre, AKP 2014’te dağılacak:
“Gülen siyasetinin önümüzdeki en az 5 yılda siyasi ağırlığının artacağını düşünüyorum. AKP'nin çözülmesinin, dağılmasının sonuçları Türkiye demokrasisi için hayırlı olacaktır. Ama Cemaat'in iyice güç kazanması öyle olmayacaktır. Çünkü şeffaf, elle tutulabilen, hesap sorulabilen ve hesap vermeye zorlanabilen bir yapı değildir.”
“Demokrasilerde böylesi yapılanmalara yer yoktur. AKP'nin Türkiye demokrasisine verdiği en büyük zararlardan biri de, yarattığı demeyelim ama, besleyip büyüttüğü bu gölge devlettir. Ben AKP'nin 2014'te dağılacağını, en az ikiye, kim bilir belki de üçe bölüneceğini düşünüyorum.”
'CHP sağı toplayamaz, yeni bir sağ parti doğacak'
Cop, böylesine bir süreçte ortaya yeni bir sağ parti çıkacağı görüşünde:
“Bu süreçten bir merkez sağ parti doğacaktır. ANAP gibi, ama kültürel açıdan belki biraz daha muhafazakâr bir parti. CHP ve MHP de 2014-15'te koalisyon denklemlerine dahil olabilir, iktidara tutunabilir. Hatta CHP'nin bir koalisyon hükümetinin büyük ortağı olma şansı ciddi oranda mevcut.”
“Erdoğan'ın düşüşüyle adeta orantılı bir şekilde, Abdullah Gül'ün yıldızının parlaması da ciddi ihtimal. Yerel seçimde hem MHP'nin hem de CHP'nin oylarını arttıracağını düşünüyorum. AKP'den kopan en büyük seçmen parçası MHP'ye gider, ama bu göreli büyük parça nominal açıdan yüzde birkaç puan düzeyinde olur ancak.”
Burak Cop, CHP’nin yerel seçimlerde sağı toplama işlevinin olmadığının ortaya çıkacağını da belirtiyor:
“CHP'nin Mart'ta yüzde 30'a yaklaşacağını düşünüyorum. Ancak birilerinin Kılıçdaroğlu'na önerdiği ve Kılıçdaroğlu'nun da aklına yatan merkez sağ oylara doğru açılma stratejisinde CHP'nin çok sınırlı bir başarı elde edeceğini düşünüyorum. Bu da, merkez sağı toparlama işlevinin CHP'nin harcı olmadığını ortaya koyacak, yeni (merkez) sağ partinin doğuşunu hızlandıracaktır.”