AK Parti eski genel başkan yardımcılarından Mehmet Mir Dengir Fırat, AK Parti'nin Kürt sorunu politikalarını eleştirdi
Abone olAK Parti eski genel başkan yardımcılarından Mehmet Mir Dengir Fırat, AK Parti'nin Kürt sorunu politikalarını eleştirdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürtlere verdiği sözü tutmadığını belirten Fırat, "AK Parti Kürt sorunu hakkında birçok adım attı. Noksanlarını söyleyebilir misiniz?" sorusuna "Ne noksan değil ki?" sözleriyle yanıt verdi.
PKK, ÖCALAN'I ÖLMEDEN GÖMDÜ! |
Terör uzmanı Prof. Sedat Laçiner, son terör saldırılarının terör örgütü ile Abdullah Öcalan arasındaki ayrılığı ortaya koyduğunu söyledi. Ayrıntılar için TIKLAYIN... |
Sabah gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, Mehmet Mir Dengir Fırat'la AK Parti'nin dününü, bugününü konuştu. Ilıcak, o ropörtajını bugün Sabah gazetesindeki köşesine taşıdı. İşte o ropörtajın ses getirecek önemli satırbaşları....
KÜRTLER NE İSTİYOR?
Teba olmaktan çıkıp, vatandaş olmak istiyor. Aslında AK Parti gereken adımları atsa, BDP, bölgede bugünkü kadar bile oy alamaz.
AK PARTİ'NİN HER ŞEYİ NOKSAN!
Ne noksan değil ki! Meselâ, İsmail Beşikçi, terör örgütü propagandası yapmaktan dolayı 18 ay hüküm giydi. Suçu, Kandil'i Q ile yazmaktı. W, X, Q harfleri kullanmak yasak. Yetkililere soruyorum, "Latin alfabesini siz mi keşfettiniz?" Eğer fonetik, farklı harfleri gerektiriyorsa, niçin suç sayılıyor?
ERDOĞAN SÖZÜNDE DURAMADI
KANDİL İLE ÖCALAN AYRI DÜŞTÜ |
Kürt hareketini yakından izleyen gazetecilerden Oral Çalışlar'a göre Kandil ile örgüt lideri Abdullah Öcalan arasındaki ayrılık artık saklanamayacak boyutta... Ayrıntılar için TIKLAYIN?... |
Evet... Kürt kimliğini inkâr kalktı, ama, asimilasyon çabaları devam ediyor. Tayyip Erdoğan, Almanya'ya gidince, orada Türklere seslenirken dedi ki, "Kendi dilinizi öğrenip konuşacaksınız, geliştireceksiniz. Entegrasyona evet, asimilasyona hayır." Kürtler de kendi dillerini öğrenip geliştirmek istiyor. Ana dilde eğitime karşı çıkamayız. İsimlerde de yasak var. Türk Vatandaşlık Kanunu'na göre isimler, Türk örf ve adetine, hâkim ahlâk ve adaba aykırı olmayacak. Buradan yola çıkarak, yasak koyuyorlar. Yer adları da geri verilmedi. Kısacası yapılacak çok şey var. Avrupa Birliği'nde uygulandığı gibi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi de gerekir. Bir an önce bütün bu adımlar atılmalı.
PKK TAŞERON OLABİLİR
PKK ile Kürt halkını ayıracaksınız. PKK, Kürt halkının ihtiyacını karşılayacak taleplerden ziyade, Öcalan'ın çıkarlarını düşünüyor... PKK, taşeron da olabilir. Dünyadaki ülkeler Türkiye'nin dostu değil. İstihbarat örgütleri, terör örgütlerini kolayca kullanabilir. Kürt sorunuyla, terör sorunu farklı. Terör sorununda güvenlik önlemleri alırsınız. İki problemi birbirinden ayıracaksınız. Bir de, "Benim istediğim zaman, benim vereceğim kadarıyla yetinmelisiniz. İstediğim kişiyi muhatap alırım" gibi buyurgan tavırdan kaçınacaksınız.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÇÖZÜM OLMAZ
Ben şahsen, değişmez denilen maddelerin de değişmesinden tarafım. Tabii ki, laik cumhuriyet, demokratik hukuk devleti kavramları kalmalı. Ama, meselâ, "Devletin dili Türkçe'dir" deniliyor. O hüküm, "Resmi dil Türkçe'dir" olarak değişmeli. Bir de vatandaşlık meselesi var. Vatandaşlık bağı, ırk ya da dini nitelikli olamaz. Bir hukuki bağ söz konusudur. "Devlete, vatandaşlık bağıyla bağlı herkes Türkiyelidir" denilebilir.
1924 Anayasası bile bugünkünden daha ilerideydi. "Türk ıtlak olunur" (Türk adı verilir) şeklindeydi. Bugün o tarifin gerisindeyiz. Kısaca "Türk'tür" diyoruz. Anayasanın 42. maddesinin son fıkrasında da, ana dilde eğitim yasaklanıyor. Bu da değiştirilmeli. 42. maddeye göre, "Türkçe'den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında, Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez." Asimilasyona hayır diyorsak, Kürtçe ana dilde eğitimin yolunu açmalıyız.