AK Parti'nin zor sınavı, belediyeler!
Küçük akıntılar, büyük akıntıları besler. Küçük akıntıların önünü kesmediğinizde, büyük akıntılar günü gelince sele dönüşüp herşeyi alıp götürüyor.
AK Parti teşkilatlarında görev alanların, belediyelerle iş
yapmaması ve belediyelerde bireysel olarak görev almaması yönünde
partinin aldığı bir prensip kararı var.
Bazı teşkilat ve belediyeler zaman zaman bu karara uymuyor, parti
teşkilatında çalışanlar, belediyelerin çeşitli kademelerinde görev
alabiliyor.
Bunu normal karşılıyorum.
AK Parti'nin kuruluşunda ve büyümesinde büyük emeği olan teşkilat
mensupları pek tabi ki hakettiği noktalarda çalışacak ve ekmeğini
kazanacak.
Benim itirazım buna değil.
Ben, teşkilatta görevliyken belediyelere taşeron işçi olarak
giriş yaptıran, diğer taşeron işçilerden 2-3 kat fazla maaş alan ve
işi gitmeden maaş alan kişilerin korunup kollanmasına itiraz
ediyorum.
Geçtiğimiz hafta böylesi bir durumun yaşandığı Şanlıurfa'daki bazı
belediyeleri yazdım. Doğrusunu isterseniz böyle bir tepki
beklemiyordum.
Kimi belediye başkanları, ortada SGK kayıtları ve maaş bordroları
olmasına rağmen, "Bunlar aslı astarı olmayan
iddialardır" diyerek kendilerini gülünç duruma
düşürdü.
Kimi belediye başkanları ise SGK'ya baskın yaptı, kamera
görüntülerinden söz konusu belgeleri kimin sızdırdığını
araştırdı.
Neyse...
Yazımdan sonra yöre halkının isyan ve itirazı üzerine bazı
gelişmeler yaşandı. Şanlıurfa İl Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül
katıldığı televizyon programında, belediyelerde görev yapan ilçe
teşkilat yöneticilerinin istifasının istendiğini duyurdu.
Bu arada gerek İl Başkanı Beyazgül, gerekse bazı ilçe başkanları,
belediyelerin kendilerine gizlice tahsis ettiği şoförlü makam
araçlarını da ilgili kurumlara iade etti.
Umarım bu kararlar geçici süreliğine alınmamıştır.
Geçtiğimiz hafta yazdığım yazıdan sonra benim açımdan ilginç
bir gelişme yaşandı.
Eyyubiye Belediyesi'nde Başkan yardımcısı olduğunu öğrendiğim
Necmettin Sağlam isimli şahsın biri, sosyal medya
hesabından "Teşkilatlarda görev yapan kardeşlerimize
iş anlamında destek olmak bizim boynumuzun borcudur"
diye yazdı.
Kendisine eleştiriler gelince önüne gelip hakaret eden bu sivri
zeka belediye başkan yardımcısının şunu iyi anlaması gerekiyor.
Belediyeler, beytülmaldır.
Belediyeler, belediye başkan yardımcılarının babasının çiftliği
değildir. İsteyenin kendi adamına, kendi akrabasına, kendi
partilisine keyfine göre iş vereceği bir kurum hiç değildir.
"Yahu densizlik yapan bir belediye başkan yardımcısını mı
kaale alıyorsun?" diyebilirsiniz.
Değil arkadaşlar, değil.
Eleştirdiğim, söylediği sözün ne anlama geldiğini idrak
edemeyen bir belediye başkan yardımcısı değil, aksine onun
savunduğu zehirli zihniyettir. Ve maalesef bu zihniyet,
Türkiye'deki bir çok belediyede hakim durumdadır.
Belediye Başkanları SKG binalarını basacağına, "Bizi
Süleyman Özışık'a kim ispiyonladı" diye muhbir arayacağına
önce bu zihniyetle mücadele etmelidir.
AK Parti, belediyeler sayesinde iktidara geldi, eğer önlem
alınmazsa belediyelere doluşan bu zihniyet sayesinde
korkarım ki iktidarı kaybedecek.
Sadece bu değil, bakın size bir örnek vereceğim.
Gülsüm Sobay isimli hanımefendi Gaziantep'te ikamet ediyor, aynı
zamanda Gaziantep Belediyesinde çalışıyor.
Ancak aynı hanımefendi, hem Şanlıurfa'nın Eyübbiye Belediye'sinde
hem de Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi'nde Meclis üyesi
olarak görev yapıyor. Aylarca Şanlıurfa'ya uğramayan biri, nasıl
oluyor da Şanlıurfa'daki bu göstermelik görevlerden dolayı kazanç
sağlıyor?
Belediyelerde Meclis Üyesi olanların çoğu aylardır toplantılara
katılmıyor. Normal şartlarda, 3 toplantıya katılmayan üyenin
üyeliğinin düşürülmesi gerekiyor ancak birileri bu isimler adına
sahte imza atıp günü kurtarıyor.
Şanlıurfa Türkiye'nin en genç nüfusuna sahip ilimiz.
Her gün onlarca genç uyuşturucu ve fuhuş batağına sürükleniyor.
Genelleme yapmak istemiyorum ama belediye ve teşkilatlarda bununla
ilgili alınan önlem yok denecek derecede az...
Belediyelerin birinci önceliği bu gençler ile ilgili projeler
üretmek, bu sıkıntıları ortadan kaldıracak çalışmalar
yapmak.
Onun bunun altına makam araçları vermekle, birilerini ballı
maaşlarla beslemekle bu sorunların üstesinden gelinmiyor.
Son olarak...
Bazı dostlar, ülke gündemini bırakıp belediyelerle ve teşkilatlarla
uğraşmamı yadırgıyor. "Yazacak daha mühim, daha önemli
meseleler var" diye kızanlar oluyor.
Daha önce de söyledim, tekrar etmekte yarar var.
Küçük akıntılar, büyük akıntıları besler. Küçük akıntıların önünü
kesmediğinizde, büyük akıntılar günü gelince sele dönüşüp herşeyi
alıp götürüyor.
Ben, arada bir böylesi küçük akıntılarla ilgileniyorum, ilgilenmeye
de devam edeceğim.