BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

AK Parti'nin yüzde kaçı Hayırcı?

Referandum öncesi Adil Gür'den çarpıcı yorumlar geldi. Gür, referandum sonucunu AK Partili kararsızların belirleyeceğini söyledi.

Abone ol

Referandum günü yaklaşırken liderler meydanlarda "Evet" ve "Hayır" için halka sesleniyor. Parti liderlerinin yoğun referandum temposu kamuoyu araştırma şirketlerine de fazlasıyla yansımış durumda. Yaptığı tahminlerin doğruluğuyla bilinen Adil Gür, Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş'a konuştu. Gür, seçmenin yüzde 80-85’inin referandum konusunda çoktan kararını verdiğini, Evet ve Hayır’ların başa baş gittiğini söylüyor. Sonucu %15 kararsız belirleyecek. Özellikle de AK Parti’deki.

Adil Gür, hem 2007 seçimleri hem de 2009 yerel seçimleri öncesi yaptığı kamuoyu araştırmalarında turnayı gözünden vurunca, Türkiye’nin en önemli siyasi analistlerinden biri olmayı hak kazanmıştı. Bu yüzden sahibi olduğu A&G Araştırma, 12 Eylül referandumu öncesinde medyada büyük dikkatle takip edilen araştırma şirketlerinin başında geliyor. 

Gür, üst üste yaptığı 4 araştırma sonrasında Evet ve Hayır’ların neredeyse başa baş, %40 civarında olduğunu söylüyor.

2-3 PUAN FARK ÇIKAR: Hükümet anayasa değişikliğini Meclis’e getirdikten bu yana 4 araştırma yaptık. Bunlarda Evet ve Hayır’lar %1-1,5 puanlık bir hata payıyla birbirine çok yakın. Şu anda belirgin bir sonuç yok. Referandumun sonucu bundan sonra liderlerin kampanyası ve Türkiye’deki olaylar belirleyecek. Sonucun %10 puan farkla çıkacağını sanmıyorum. Şu an görünen, 2-3 puanlık bir fark. Ama burası Türkiye...

SİYASETTE KUTUPLAŞMA VAR: Aslında yüzde 80-85 kararını çoktan vermiş durumda. Karar verenler değiştirmez; ne Evet’ciler Hayır, ne Hayır’cılar Evet der. Çünkü siyasette inanılmaz bir kutuplaşma var. Böyle olunca referandum sonucunu belirleyecek olan, son aylardaki kampanyadan etkilenebilecek %10-15’lik kesim. Son ayı iyi kullanan kazanır.

YÜZDE 55 ÜSTÜ KARİZMAYI ÇİZER: Referandum sonucunda 2 -3 puan farkın siyasi bir faturası olmaz. Ancak Evet ya da Hayır’ların yüzde 55’den fazla çıkması, iktidar ya da muhalefetin karizmayı çizdirmesi demektir. Örneğin Evet’ler %55’den fazla çıkarsa, AK Parti bunu kendisine verilmiş oy sayacaktır.

HAYIRCILAR İDEOLOJİK: Hayır’cıların zahmet edip sandığa gitmeyeceği tezine katılmıyorum. Sandığa en fazla sahip çıkan seçmen, ideolojik sebeplerle sandığa giden seçmendir. Sandığa gitmeyenler ise genelde eski merkez sağ seçmenidir. 2007 sonuçları merkezdeki partinin AK Parti olduğunu gösterdi. O %47 içinde %10-12 ideolojik davranan ve sandığa mutlaka giden Milli Görüş kökenli seçmendir. Ancak kalan merkeze yakın isimler. Sandığa gitmeyecek seçmen varsa bundan AK Parti zararlı çıkar.

AK PARTİ’DE %20 HAYIR’CI KİTLE VAR: Referandumun sonucunu ne MHP ne de CHP belirleyecek. Doğru MHP içinde %25-30, CHP içinde %10’luk bir Evet diyecek kitle var. Ancak AK Parti’de de %20’ye yakın Hayır’cı kitle var. İşte sonucu biraz da bunlar belirleyecek. Bu kesim genelde iktidar partisine “2007’ye kadar” ve “2007 sonrası” diye bakıyor. AK Parti’yi hizmet eden, ekonomik fayda getiren bir parti olarak görüyorlar. Ancak 2007 sonrası şikayetleri var. Bu seçmenin %20’si hükümete bir uyarıda bulunmak isterse, ki bu ihtimal var, referandumun sonucunu bu belirler.

AŞ, İŞ, YOKSULUK OYLANACAK: Geçmişte AK Parti kitle iletişim araçlarını çok iyi kullandı. Ama bu sefer işleri daha zor. Çünkü seçmenin yüzde 80’i kendi dünya görüşü çerçevesinde oy verecek. Çok ufak bir kesim maddelerin içeriğine bakıyor. Okuyan, yazan, maddelerle ilgilenen toplamda yüzde 20’lik bir kesim. Ama büyük çoğunluk maddelere değil Türkiye’nin temel meselelerine göre oy kullanacak. Burada şehit cenazelerinin devam etmesi hükümet için olumsuz. Referandumun kaderini Türkiye’nin o günkü sosyo-ekonomik ruh hali ve temel meselelere bakış belirleyecek. İnsanlar aş, iş, yoksulluğu oylayacak.

BALYOZ ETKİLEMEZ: Ergenekon, Balyoz konularını da sorduk araştırmalarda. Genelde orduya güven yüksek; ama bunun yanında insanlar suçluyla suçsuzu ayırt edemiyor. “Kurunun yanında yaş da yanıyor” görüşü hakim. “Bu soruşturmaların doğru yanları var ama suçsuz insanlar da ceza görüyor”, diyorlar. Ancak Balyoz sonucu doğrudan etkilemez.

SEÇMEN DİPLOMATİK: Son yollarda Türkiye’de araştırmacıların işi daha zorlaştı çünkü seçmen “mış gibi” davranıyor. Ankete evet, sandıkta hayır diyebiliyor. Diplomatik olma gereği hissediyor. 2-3 yıl öncesine kadar seçmen daha dobraydı. Şimdi ürküyor; “fikirlerimi söylersem işimden olurum” ya da “zarar görürüm” düşüncesinde olanlar var. İnsanlar telefonda konuşmaktan çekiniyor. Onun için bir araştırmacıların işi zor. Politik davranın seçmenin reflekslerini ölçmek için yeni metot ve kontrol mekanizmaları bulmamız lazım.