Başbakan Erdoğan ile de görüşen Ünal, AK Parti'nin yerel seçimlerdeki hedefi ve alması gereken oyu öğrendi.
Abone olAK Parti 3 Kasım’da yüzde 50 oy almalıydı. 2B Yasası için referandumu bile göze aldık. Meclis’te güçlü de olsanız engelleniyorsunuz. Melih Gökçek partimize artı bir değer katacak. CHP’nin transfer suçlamaları doğru değil. İlk duyanlar önce inanmakta zorlandı, ‘Başbakan buraya gelecekmiş doğru mu?’ diye soran sorana. Karadan olduğu gibi gözden de ırak olan Balıkesir’in ada ilçesi Marmara’ya bir siyasi, başbakan sıfatıyla ilk kez gelecekti. Zaman Gazetesi'nden Mustafa Ünal'ın haberine göre Burası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tatil yaptığı minik Ekinlik Adası’na en yakın ilçe merkezi. Erdoğan, cuma namazı için Marmara’yı tercih etti. Öğle saati yaklaşırken Erdoğan’ı taşıyan bot uzaktan göründü ve birkaç dakika içinde kıyıya yaklaştı. Başbakan’ı, yanına örgüt yöneticilerini alan bölge milletvekili Turhan Çömez karşıladı. Başbakan’ın geleceğini öğrenen herkes sahildeki tarihî caminin çevresinde toplandı, meydan bir anda miting alanı gibi oldu. Spor kıyafetler içindeki Başbakan Erdoğan motordan indi, camiye doğru yöneldi ve kalabalığın içinden yavaş yavaş ilerlerken, kendisine doğru uzanan her eli sıktı, hemen her söze cevap verdi. Uzaktan izledim, kalabalığın arasından camiye 10 dakikada ancak ulaşabildi. Ada sakini Hasan Dündar, “Bak, sanki Osmanlı padişahlarının cuma selamlığı gibi. Başbakan herkesle selamlaşıyor, hal hatır soruyor.” diye konuştu. Tam camiye girerken güçlükle, “Hoş geldiniz.” diyebildim, “Ne arıyorsun burada?” dedi. “Burası benim memleketim.” dedim ve ekledim: “10 dakika görüşebilir miyiz?” “Zor” dedi. Namazdan sonra koltuğunda bir DSP’linin oturduğu belediye ile kaymakamlığı ziyaret etti. Daha sonra Marmara’nın en büyük beldesi Saraylar’a geçti. Burası Marmara’ya göre AK Parti’nin daha güçlü olduğu yer. Saraylar, mermer merkezi. Dağlar, tepeler mermer ocağı. Ocakların geçmişi yüzyıllar öncesine dayanıyor. Yeni öğreniyorum; Marmara, adını mermer kelimesinden almış. Mermerin galiba İtalyancasının ‘marmara’ kelimesinin telaffuzuna çok yakın söylenişi varmış. Saraylar’ın önü bir anda ana baba gününe döndü. Başbakan belediyenin balkonundan kısa bir konuşma yaptı. ‘Ülkenin en büyük sorunu işsizlik’ dedi ve ekledi: ‘Devleti iş kapısı olmaktan çıkaracağız. Zenginlerin sayısını artıracağız, onlar da işsizlere iş verecek.’ Saraylar’ı komşu köy Çınarcık’a bağlayacak karadan yol için ‘Tamam, talimat verdim, en kısa sürede yapılacak.’ sözünü verirken, ‘Yol bağımsızlıktır, zenginliktir, yolu olmayanın yordamı olmaz.’ dedi. Saraylar’dan ayrılırken göz göze geldik ‘Mustafa motora gel, yolda konuşuruz.’ dedi. Kıyı Emniyeti’nin kurtarma, ambülans gibi çok amaçlı botunun kaptan koltuğuna Erdoğan oturdu. ‘Halatlar fora’ dedi ve usta bir manevrayla botu kıyıdan denizin açıklarına doğru sürdü. ‘Türkiye’nin mi yoksa botun kaptanlığı mı daha zor?’ diye sordum, ‘Cevap vermeyeyim, sonra yazarsın.’ dedi. Bot rotasını bulduğunda yerini kaptana bıraktı ve bana dönerek ‘Haydi sor bakalım.’ dedi. AK Parti iki yılı geride bıraktı, yeni yaş gününü kutladı, iki yıllık hedefleri tutturabildi mi? ‘Hayır’ dedi: AK Parti’nin 3 Kasım seçimlerinde daha fazla oy alması gerekiyordu. Türkiye’de bu potansiyel vardı. AK Parti yüzde 50 oy almalıydı. Ancak 35’lerde kaldı. Onun için seçimdeki hedefi tutturduğumuz söylenemez. Önümüzde yerel seçimler var hedef yine aynı mı? ‘Evet. Yüzde 50’ye yakın oy almamız lazım. Seçimlere çok iddialı gireceğiz. Her yerde seçimlerin favorisi AK Parti. 3 Kasım’daki yüzde 35 oranını başarının çıtası olarak değerlendiriyorum. Altında kalırsak kendimizi ‘başarısız’, üstüne çıkarsak ‘başarılı’ sayarız. Hedef çıtanın hemen üstü değil çok daha yukarıları.’ Kuruluş yıldönümünde partiye transferler oldu, yenileri var mı? ‘Biz transfer demiyoruz, katılım diyoruz. Katılımlarda örgütün düşüncesini alıyoruz. Teşkilatların ‘tamam’ dediği isimlerin partiye yarar sağlayacağına inanırsak, AK Parti saflarına katıyoruz. Bugüne kadar böyle oldu, bundan sonra da böyle olacak. Teşkilatın fikri katılımlarda belirleyici rol oynuyor.’ dedi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in katılımı uzun süredir gündemdeydi, yeni gerçekleşti, bazı itirazlardan söz ediliyor... ‘Melih Gökçek Ankara’da iki dönemdir belediye başkanı. Başarılı da. Herkes şunu bilmeli ki AK Parti’de kişisel hesaplar içine girenler sonuçta kaybeder. Önemli olan kişilerin değil partinin çıkarları. Gökçek’in AK Parti’ye katma değer sağlayacağına inanıyorum’. Büyükşehir adaylığı için Gökçek ile Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’un adı geçiyor... ‘Daha adaylar belli değil, aday adayları var. Zamanı geldiğinde aday tespiti için bazı ölçülerimiz olacak. Sözgelimi halktan en fazla oyu alacak isimlere öncelik vereceğiz. Bunu Gökçek de söylüyor. Kamuoyu yoklamalarından kim önde çıkarsa onun adaylık şansı yüksek olacak’. CHP ve ANAP’tan aldığınız milletvekilleri tepki çekti, eski siyasetin alışkanlıkları diye eleştirildi... ‘ANAP bizi eleştiriyor. Mustafa Zeydan’ı o zaman niye aldılar? DYP milletvekili almadı mı? CHP’nin kapısı çalınsa hayır mı diyecek? Nitekim belediye başkanlarını partiye kabul ediyorlar. İzmir Belediye Başkanı Piriştina’yı törenle aldılar. Onlar yapınca doğru oluyor da AK Parti yapınca niye yanlış oluyor? Ben parti değiştirmeyi doğru bulmuyorum. Seçim Yasası’nda değişiklik gündeme gelirse bizim hazırlığımız var. Bir milletvekili hiçbir şekilde partisini değiştiremesin. Milletvekilliğini bırakmak istiyorsa istifaya imkan sağlayalım. Bunun yanında yedek milletvekilleri belirlensin, istifa edenin yerine yedek gelsin. Gelsinler bu değişikliği yapalım… Tam bunları konuşurken koruma, Başbakan Erdoğan’a Cumhurbaşkanı Sezer’in 2B yasasını iptal ettiği haberini getirdi. Haber Erdoğan için sürpriz olmadı; ama ağzından ‘Yazık, oysa biz bu değişikliği ülke ekonomisini düzlüğe çıkarmak için yapmıştık. Siz Meclis’te ne kadar güçlü olursanız olun, bak nasıl engelleniyorsunuz.’ sözleri döküldü. Peki bundan sonra ne yapacaksınız? ‘Tekrar göndereceğiz. 2B’yi çıkarmakta kararlıyız, bunun için referandumu bile göze aldık’. Bu arada Ekinlik adasına yaklaştık, Başbakan Erdoğan ‘Avşa’ya da uğrayalım, söz vermiştim.’ dedi. Bot rotasını Avşa’ya çevirdi, tabii adada kimsenin haberi yok. Kısa sürede adaya indik, sahilde herkes şaşkın. ‘Aaaa Başbakan’ sesleri duyuluyor. Denizden yeni çıkmış bir kadın, Erdoğan’ın önünü keserek ‘50 yaşındayım, ilk kez sizin kadar mütevazı başbakan görüyorum.’ diyor. Bir başkası ‘Adama bak ne kadar cesur yaa. Yolsuzlukların üzerine gidiyor, o kadar düşmanı var; ama tek başına buralarda dolaşıyor. Sıradan bir emniyet müdürü bile etrafında korumalar, polis arabalarıyla dolaşıyor.’ diyor. Erdoğan sağa sola selam vere vere belediye binasına gidiyor. Belediye Başkanı Cenap Yasakçı ANAP’lıymış, istifa etmiş, şimdi bağımsız. Sonra konuştum, ‘Ben Erdoğan’la buralarda yazları 4 yıldır görüşüyorum, partiye gel dedi. Bize katılmak düşüyor.’ dedi. Başbakan Erdoğan, ‘Yiğitler köyüne de gidelim, muhtarı görelim.’ dedi. Müthiş bir koşuşturmaca yaşandı, araç arayışına girildi, elinde biraz düzgün otosu olanlar aldı, getirdi. 3–4 araçlık konvoy oluştu. Başbakan Erdoğan, belediye başkanının kendisinin kullandığı makam değil özel arabasına bindi. Yiğitler küçük bir köy. Sessizce köye giriverdik, köylüler bir anda karşılarında Başbakan’ı görüvermenin hayret ve şaşkınlığı içinde. İsteklerin bini bir para. Minik bir çocuk Erdoğan’a doğru seslendi. ‘Amca bize dondurma yok mu?’ Televizyonda görmüş olmalı. Dondurmalar bulunup getirildi ve çocuklar Erdoğan’ın elinden kapış kapış... Kahve sohbeti yaklaşık bir saat sürdü. Erdoğan fırsat buldukça oltayla balık avlamaya bayılıyormuş. Ayrılırken gün batmak üzereydi, ‘Şimdi balık avlama zamanı.’ dedi. Denizin ortasında oltayı sallamak için küçük motora bindi, belli ki yorgunluğunu bu şekilde atıyor. Birkaç gün önce epey istavrit yakalamış. Başbakan’ın cuma öğleden sonrası böyle geçti. Buna tatil demek elbette zor. Ben izlerken yoruldum, ayakta duracak mecalim kalmadı. Yakıcı güneşin altında halkın içine karıştı ve 6–7 saatte ancak çıkabildi.