BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

AK Parti'nin yapması gereken...

Türkiye'nin dört bir yanından şehit haberleri geliyor, acının düştüğü her şehirden feryat sesleri yükseliyor.

Türkiye'nin dört bir yanından şehit haberleri geliyor, acının düştüğü her şehirden feryat sesleri yükseliyor.

Dikkat ederseniz Türkiye ile birlikte tüm İslam coğrafyasının kaderini belirleyecek bir seçime gidiyoruz ama terörden başka gündemimiz yok.

Gaddarca estirilen terörün amacı zaten bu!

İnanın bireleri daha çok şehit haberi gelsin diye secdeye kapanıp dua edecek durumda. Sokaklarda kanın kırmızı nehir gibi aktığı, korkunun hüküm sürdüğü ve seçimin yapılamaz hale getirildiği bir Türkiye hayali kuranlar için bu günlerin önemi bir başka...

PKK, DHKP-C, IŞİD ve Paralel Yapı'nın aynı anda harekete geçmesi de, bu örgütlerin estirdiği kan dondurucu terörün vebalinin Erdoğan'ın sırtına yüklenmeye çalışılması bir tesadüf değil...

Bu topraklarda saba rüzgarları essin diye, hep beraber barış sancağının altında huzur içinde yaşayalım diye "Baldıran zehiri içerim, geri dönmem" diyen bir adamın hedefte olmasının tek nedeni var.

Türkiye'nin birliği, kardeşliği ve huzuru!

Günlerdir Türkiye'nin dört bir yanından gelen mesajları okuyorum. Terör olayları arttıkça istikbalinin telaşına düşen Kürtlerin HDP ve PKK hakkındaki düşüncelerini dinliyorum.

Beni takip edenler hayal satmadığımı iyi bilir. İnanın gelen mesajların tamamında HDP başta olmak üzere diğer partilere karşı bir isyan var.

Kürtlerin isyanı bir başka...

"Ellerim kırılsaydı da oy vermeseydim" diye hayıflananlar da var, "1991 yılında barajı aşsınlar diye oy verdik. Meclis'te sarı kırmızı yeşil fularlar takarak ve Kürtçe yemin ederek onca çabamızı harcadılar. 24 yıl sonra aynı hatayı tekrarladılar ve Türkiye'yi cehenneme çevirdiler" diye isyan edenler de...

İnanın zaman olsa bu mesajları kitap haline getirir, tarihe bir ibret vesikası olarak not düşülsün diye yayınlatırdım. Belki önümüzdeki günlerde yine bu sayfadan o mesajları yayınlarım.

Gelen mesajlardan anlaşılan o ki AK Parti hala bu ülke insanın, ama en çok da Kürtlerin son umudu. İşte tam da bu nedenle parti kurmaylarının bu kez hata yapma lüksü yok. Onların yapacağı bir tek hata, bir ulusun kaderini etkileyecek.

Bunu bilerek hareket etmeleri ve bir önceki seçimde yaptıkları hatalardan tamamen arınmaları gerekiyor.

Farz-ı misal...

7 Haziran seçimlerinde olduğu gibi kendi adamlarını veyahut kendi seçtikleri adamları vekil adayı olarak millete dayamayacaklar.

Bilinmelidir ki AK Parti yüzde 60- 70 oy alsa dahi, Kürtlerin tercih ettiği parti olmazsa bu ülkeye huzur gelmeyecek. Bunun için lafta değil, Kürtleri gerçekten sahiplenecek, Kürtlerin de bağrına basacağı samimi insanları aday göstermeleri gerekecek.

Bir kaç örnek verecek olursam...

Diyarbakır'da Abdurrahman Kurt gibi bugüne kadar canını ortaya koyarak mücadele eden bir adamı geri plana atmayacaklar...

Savcı Sayan gibi neredeyse bütün kesimleri ikna eden Savcı Sayın'ı İzmir'de 7'inci sıradan aday göstermeyecekler. Onun yerine ülkücü kökenli bir adayı Kürtlerin karşısına "Alın bunu seçin" diye koymayacaklar.

Türkiye sevdası için öz be öz kardeşi Sırrı Sakık'a düşman olan ve bugün PKK'nın ölüm listesinde ilk sıralarda yer alan Namık Sakık gibi bir adamı liste dışı bırakmayacaklar.

İstanbul gibi Kürtlerin yoğunluklu yaşadığı devasa bir şehirde  88 milletvekilinden 1 tanesi Kürt olmayacak. Bu hata yüzünden İstanbul üçüncü bölgede HDP'ye rekor oy çıktığının farkına varacaklar.

Kocaeli'nde, tüm illeri temsil eden 23 ayrı derneğin sınırsız destek verdiği, halkın büyük kesimlerinin sevgisini kazanan Cemil Yaman gibi mücahit ismi görmezden gelmeyecekler.

Kısaca Azeri, Alevi, Laz, Türk, Kürt, Çerkez, Abhaz demeden herkesi temsil edecek isimleri yerin yedi kat dibinde de olsa bulacaklar ve aday gösterecekler.

Bunun yanı sıra...

Karnı AK Parti'de olan, ama aklı başka yerlerde dolaşan devşirmeleri, bu davanın kahrını çeken kadim insanların önüne koymayacaklar.

Kendisine danışman tutan danışmanları hizaya çekecek, o danışmanların birilerine tetikçilik yaptırmalarının, kendi adamlarını vekil adayı olarak göstermelerinin önüne geçecekler.

AK Parti'nin nimetlerine tamah edenleri değil, savunduğu hak davasına sevdalı olanları seçecekler. Kapılarını müteahitlere değil, mücahitlere açan, parti sayesinde zenginleşenleri bertaraf edip, fakirleşenleri insanları öne sürecekler.

Haklarında en küçük bir şaibe bulunan insanları yargıdan önce yargılayacaklar ve gereğini yapacaklar. Hırsızı, yolsuzu, arsızı namussuzu gözünün yaşına bakmadan kapının önüne koyacaklar.

Yurt dışında UETD'nin kimliğini kullanarak, kadın veyahut akçeli işler peşinde koşan, Erdoğan'ı sabote etmeye çalışan çapsızları değil, ülkesi için yanıp tutuşan Avrupalı Türkler'i göreve getirecekler.

Teşkilatlara kendi memleketinden arkadaşını değil, bölgedeki insanları temsil eden başkanları seçecekler. Teşkilat içindeki yanlışları dile getirdiği için teşkilat mensuplarını dışlayan, küstüren insanları değil, onları dinleyen ve sahiplenen yöneticileri koltuğa oturtacaklar.

Gözüne kestirdiğini paralelci ve kripto ilan ederek onun makamına oturan haysiyet cellatlarıyla, medyada korku pompalamaktan başka işe yaramayan gazeticilere prim vermeyecekler.

Paralel yapıyla mücadele edilirken "Kurunun yanında yaş da yanar" mantığıyla hayatları karartılan herkese sahip çıkacaklar. Sayıları milyonları bulan küskünlerin yüreğine samimiyetle dokunmayı başaracaklar.

Daha da önemlisi...

Çözüm Süreci'ni bundan sonra PKK-HDP ve İmralı ile sınırlı tutmayacaklar. Bölgedeki kanaat önderlerini, ülkesine sadakatle bağlı Kürt aşiret liderlerini ve  toplumun tamamının saygı duyduğu yeni bir akil insanlar heyetini muhatap alacaklar. Bölgeyi son iki yılda olduğu gibi teröre teslim etmeyecekler. Paralel yapı mensubu olan polis, hakim ve savcıları Doğu ve Güneydoğu'ya göndererek "Teröriste terörist takviyesi" yapmayacaklar.

Seçim döneminde "Devlet burada ve hepinizin canı, malı bizim namusumuzdur" diyerek bölgede silah tehdidi yüzünden HDP'ye oy veren seçmenlere sahip çıkacaklar.

Sözün özü...

Herkesi memnun etmek sadece ahmakların hayalidir. Bir siyasi partinin toplumun tamamını memnun edecek şansı ve mecali olmayabilir.

AK Parti'nin yapması gereken şey, önce hakkı, sonra da bu ülkenin Suriye'ye, Libya'ya, Mısır'a dönmemesi için çabalayan halkı memnun etmek!

Gerisi takdiri İlahi!..