BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

AK Parti'nin rakibi AK Parti!..

Birileri AK Parti'deki krizin MKYK kararıyla başladığını söylüyor ama değil.

Birileri AK Parti'deki krizin MKYK kararıyla başladığını söylüyor ama değil.

Nice zamandır süren bir kriz vardı ve aşılamayınca ipler o toplantıda koptu.

Doğrusunu isterseniz herkes gibi ben de işin bir şekilde tatlıya bağlanacağını düşünüyordum.

Hatta Ahmet hoca bile bu düşüncedeydi ama danışman kadrosu ve çevresindekiler çok daha farklı bir çalışma içindeydi.

Yaklaşık bir yıl önce danışman kadrolarının bu çalışmalarını yazmış ve haliyle afaroz edilmiştim.

Neler mi yaptılar?

AK Parti'yi savunan, ama partinin zarar görmemesi için yapılan yanlışları eleştiren herkesi kendi yöntemleriyle susturdular. Susturamadıklarını vebalı ilan ettiler. Yanlışları doğru gibi gösteren gazetecilere büyük makamlar sundular.

Medya mensuplarını, "O Reisçi, bu hocacı" diyerek Hoca'ya övgü dizenleri makbul gördüler.

Oturdukları koltukları günün birinde ellerinden gidecek diye paniklediler. Perde arkasında, "Reis dönemi bitti, Hoca dönemi başladı" diyerek sosyal medyada gizli kampanyalar düzenlediler.

Erdoğan 7 Haziran öncesinde durumun kötü olduğunu görüp sahaya indiğinde, "Biz onun konuşmaları sayesinde kaybediyoruz. Sesini kesse de işimize baksak" dediler.

1 Kasım'da alınan oyları sadece Hoca'nın başarısı olarak lanse ettiler. "Erdoğan susunca gerçek oyumuzu aldık" dediler.

"Halk artık kavgalardan bıktı, Erdoğan kavgacı üsbulu bırakmalı" diyerek CHP ve Paralel ile aynı dili kullanmaya başladılar. Öyle bir hırsa kapıldılar ki "Erdoğan Obama ile görüşmesin, Davutoğlu görüşsün" yarışı başlattılar!

İl ve İlçe başkanlarını bile tayin etmeye çalıştılar. Kendi adamlarını her yere doldurup Erdoğan'a sadakatle bağlı olanları gönderme gafletine giriştiler.

Öyle ki "Erdoğan'ın adamı" dedikleri Binali Yıldırım'ı, günün birinde aday olacağı endişesiyle oğlu üzerinden vurmaya, yıpratmaya çalıştılar.

Özetle dostları düşmana dönüştürmek için üstün çaba sarfettiler.

Davutoğlu'nun eksiği, onlara güvenmek ve yaptıkları hataların farkına varamamak oldu.

Ha, kendi hataları yok muydu?

Başkanlık konusundaki isteksiz davranışı ve dokunulmazlıkların kaldırılmasında ayak sürümesi en temel hataları oldu. Son MKYK toplantısı öncesinde  yetki devri için imza toplandığını duyduğunda bu hataların farkına vardı.

Bazı kaynaklar bu toplantı öncesi Erdoğan'ı arayıp konuştuğunu, "Arkadaşlar sizin adınıza imza topluyor" dediğinde Erdoğan'ın, "Ben onların lideriyim, tabi ki toplayacaklar" diyerek köprüleri attığını söylüyor.

Aslında dünkü görüşme çok önceden yapılmak istendi ama Erdoğan bu isteği reddeden taraf oldu. Dün ise Davutoğlu'nu uzun uzun dinledikten sonra, "En doğru yöntem olağanüstü kongreye" diyerek ipleri tamamen kopardı.

Bundan sonra...

14 yıldır her krizde "AK Parti bu kez kesin dağılacak" diyenler bir kez daha sevinçle ellerini ovuşturuyor. Onlara göre mevzu değişir ama mevzileri hep Recep Tayyip Erdoğan'ı vurmak için kazılır.

Genel müdür değişince şirket kapanmayacağı gibi, partide bir isim değişince davanın biteceğini sanan fırsatçılara denilecek tek söz var:

Hadi canım hadi! Yapacak daha çok iş var. Kapatmayın dükkanın önünü!