AK Parti'nin içindeki paraleller ve cellatlar!
Paralel yapıyla mücadele konusunda yapılan yanlışları alt alta sıraladağım bir önceki yazımda, yapılan hataları anlatmıştım.
Paralel yapıyla mücadele konusunda yapılan yanlışları alt alta sıraladağım bir önceki yazımda, "Türkiye'de paralel yapıyla mücadele eden kaç kişi var? Erdoğan, Davutoğlu, Hakan Fidan ve birkaç bakan ve milletvekili dışında bana paralel yapıyla mücadele eden kaç isim sayabilirsiniz?" diye sormuş ve işe nereden başlanması gerektiğini şu sözlerle dile getirmiştim:
"Kimseyi umutsuzluğa düşürmek istemem ama şu gerçeği de
söylemem gerek. HSYK ve emniyet içindeki paralelciler temizlendi
ama AK Parti'nin belediyelerin ve teşkilatlarının içi paralel yapı
mensuplarıyla dolu. Gezi ve 17 Aralık sürecinde Erdoğan'a hakaret
edip kuyusunu kazanların tamamı bugün AK Parti teşkilatlarında boy
gösteriyor!"
17 ve 25 Aralık darbe girişiminin üzerinden tam bir yıl geçti. Geri
bıraktığımız süre içinde ortaya çıkan iki tablo var.
1- AK Parti saflarında yer alan sınırlı sayıda bir
kesim canı pahasına paralel yapıyla mücadele ederken, yine AK Parti
saflarında yer alan geniş bir kesim, partiye düşman olanları arka
kapıdan içeri alıp geniş yetkiler veriyor.
2- Paralel yapıyla mücadele eder gibi görünen,
bire bin katarak yalanlar uydurup masum insanları harcayan bir
kesim türedi. Bu kesim kendi kişisel hesaplaşmalarında suçsuz
günahsız insanları "Paralel yapıya mensup" diyerek
adeta linç ettiriyor..
Yüzlerce örnek verebilecek kadar belge ve delil elimde var ama
yerim dar olduğu için birkaç örnek vermekle yetineceğim.
Mesela İzmir'de Gezi olaylarına katılıp Erdoğan'ın ailesine
küfreden, AK Parti Konak ilçe binasını taşlamayla yetinmeyip
yakmaya çalışırken gözaltına alınan iki kişi şu anda parti
teşkilatında görev alıyor!
Mesela Eskişehir'de Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi ev ev dolaşan ve
Erdoğan'a demediğini bırakmayan cemaatin ablası şu an, Sosyal
Hizmetler Çocuk evinde AK Partili bir zatın torpiliyle
çalışıyor.
Başka bir örnek...
17 ve 25 Aralık'ta yaşanan darbe girişimi sonrası, korsan hesaplar
üzerinden Erdoğan aleyhine yayınlanan skandal videoları ve Fuat
Avni'nin Erdoğan aleyhine yaptığı yorumları paylaşan kişi şu anda
AK Parti'nin yurtdışı teşkilatında yönetici olarak görev
yapıyor.
Yetmediyse size çarpıcı bir örnek daha...
Tutuklanacağını anlayınca Belçika'ya kaçan Emre Uslu ABD'ye
geçmeden önce nerede saklanmış dersiniz?
Söyleyeyim...
Beringen Diyanet'e bağlı Fatih Camii'nin lojmanında... Peki iki ay
boyunca Uslu'yu burada misafir edip kendisiyle defalarca görüşen
kişi kim dersiniz?
İsmi bende olan bir UETD yetkilisi...
Hatırlarsanız daha önce Bursa'da yaşananları anlatmıştım.
Erdoğan'la ilgili bir kitap yazan Servet Hocaoğulları paralel yapı
aleyhine konuştu diye görevden alınırken, yerine gelen kişinin
cemaatin has adamı olduğunu burada ayrıntılarıyla yazmıştım. İnanın
Türkiye'nin dört bir yanından bu yönde isyanlar yükseliyor. Paralel
yapı mensuplarının çöreklenmediği il yok neredeyse...
Anlayacağınız paralel yapının emniyetten ve yargıdan temizlenmesi
çalışmaları tam gaz devam ederken, birileri de paralel yapı
mensuplarını partiye bağlı belediye ve teşkilatlara yerleştirmek
için canhıraş şekilde çalışıyor.
Gelelim bizim cellatlarımıza...
29 Ekim'de kaleme aldığım yazıda onlardan kısaca şöyle
bahsetmiştim: "Kendi kendini
"muhteşem" ilan eden, "Bakın ben paralelle
daha çok mücadele ediyorum" diyerek güvercin yumurtasından
ejderha çıkarıyormuş gibi böbürlenenlerden bahsediyorum.
Düne kadar paralel yapının kullandığı dili artık onlar
kullanıyor. Paralel yapı kasetle şantaj yapma işlerini bıraktı ama
görünen o ki bu işe bizimkiler başlamış. Gözüne kestirdikleri
veyahut sevmedikleri birini görür görmez kan susuzluğu
çekiyormuşcasına saldırıya geçiyorlar."
Altını çizerek söylemeliyim ki bu iş artık vicdan, izan ve iman
sınırlarını aştı! İşinden ve aşından edilenlere hergün yenileri
ekleniyor.
Ve üzelerek söylemeliyim ki bunlardan bazıları bizzat Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın çevresinde yer alıyor. Cumhurbaşkanından habersiz ama
onun adına adeta kıyım yapıyor. Onlar talimat veriyor, medyada
tetikçilik yapan bazı kalemler de onların verdiği isimleri
"paralelci" diyerek hedef tahtasına oturtuyor.
İstenmeyen partililer böyle dışlanıyor, sevilmeyen gazeteciler bu
yöntemle işten atılıyor.
Şimdiki hedefleri, kendilerine biat etmeyen gazeteleri ve internet
sitelerini batırmak! İş dünyasının önde gelen kişi ve kurumlarını
arayarak bu gazetelere ve internet sitelerine giden reklamları
durduracak kadar azgınlaşmaya başladılar.
Kısacası kadim dostları düşmanlaştırma konusunda tüm maharetlerini
ortaya koyacak bir zalimlikle saldırıyorlar.
Bunu yazan sadece ben değilim.
Geçtiğimiz günlerde Abdulkadir Selvi, "Tıpkı Ergenekon'da
olduğu gibi paralel yapıyla mücadelede de suçlularla masumlar aynı
torbaya atılıyor" diyerek günden güne büyüyen bu tehlikeye
dikkat çekmişti. AK Parti'yi yakından bilen hemen hemen bütün
gazeteciler, Erdoğan ve AK Parti'nin çevresinde yer alan
"bazı kişilerin" bu zulmünü yazmaya başladı.
Umudum, birilerinin bu tehlikelerin farkına bir an önce
varması...
Bu konuda yazmaya devam edeceğim...