BIST 8.864
DOLAR 34,29
EURO 37,34
ALTIN 3.035,48

AK Parti'nin içindeki paraleller ve cellatlar!

Paralel yapıyla mücadele konusunda yapılan yanlışları alt alta sıraladağım bir önceki yazımda, yapılan hataları anlatmıştım.

Paralel yapıyla mücadele konusunda yapılan yanlışları alt alta sıraladağım bir önceki yazımda, "Türkiye'de paralel yapıyla mücadele eden kaç kişi var? Erdoğan, Davutoğlu, Hakan Fidan ve birkaç bakan ve milletvekili dışında bana paralel yapıyla mücadele eden kaç isim sayabilirsiniz?" diye sormuş ve işe nereden başlanması gerektiğini şu sözlerle dile getirmiştim:

"Kimseyi umutsuzluğa düşürmek istemem ama şu gerçeği de söylemem gerek. HSYK ve emniyet içindeki paralelciler temizlendi ama AK Parti'nin belediyelerin ve teşkilatlarının içi paralel yapı mensuplarıyla dolu. Gezi ve 17 Aralık sürecinde Erdoğan'a hakaret edip kuyusunu kazanların tamamı bugün AK Parti teşkilatlarında boy gösteriyor!"

17 ve 25 Aralık darbe girişiminin üzerinden tam bir yıl geçti. Geri bıraktığımız süre içinde ortaya çıkan iki tablo var.

1- AK Parti saflarında yer alan sınırlı sayıda bir kesim canı pahasına paralel yapıyla mücadele ederken, yine AK Parti saflarında yer alan geniş bir kesim, partiye düşman olanları arka kapıdan içeri alıp geniş yetkiler veriyor.

2- Paralel yapıyla mücadele eder gibi görünen, bire bin katarak yalanlar uydurup masum insanları harcayan bir kesim türedi. Bu kesim kendi kişisel hesaplaşmalarında suçsuz günahsız insanları "Paralel yapıya mensup" diyerek adeta linç ettiriyor..

Yüzlerce örnek verebilecek kadar belge ve delil elimde var ama yerim dar olduğu için birkaç örnek vermekle yetineceğim.

Mesela İzmir'de Gezi olaylarına katılıp Erdoğan'ın ailesine küfreden, AK Parti Konak ilçe binasını taşlamayla yetinmeyip yakmaya çalışırken gözaltına alınan iki kişi şu anda parti teşkilatında görev alıyor!

Mesela Eskişehir'de Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi ev ev dolaşan ve Erdoğan'a demediğini bırakmayan cemaatin ablası şu an, Sosyal Hizmetler Çocuk evinde AK Partili bir zatın torpiliyle çalışıyor.

Başka bir örnek...

17 ve 25 Aralık'ta yaşanan darbe girişimi sonrası, korsan hesaplar üzerinden Erdoğan aleyhine yayınlanan skandal videoları ve Fuat Avni'nin Erdoğan aleyhine yaptığı yorumları paylaşan kişi şu anda AK Parti'nin yurtdışı teşkilatında yönetici olarak görev yapıyor.

Yetmediyse size çarpıcı bir örnek daha...

Tutuklanacağını anlayınca Belçika'ya kaçan Emre Uslu ABD'ye geçmeden önce nerede saklanmış dersiniz?

Söyleyeyim...

Beringen Diyanet'e bağlı Fatih Camii'nin lojmanında... Peki iki ay boyunca Uslu'yu burada misafir edip kendisiyle defalarca görüşen kişi kim dersiniz?

İsmi bende olan bir UETD yetkilisi...

Hatırlarsanız daha önce Bursa'da yaşananları anlatmıştım. Erdoğan'la ilgili bir kitap yazan Servet Hocaoğulları paralel yapı aleyhine konuştu diye görevden alınırken, yerine gelen kişinin cemaatin has adamı olduğunu burada ayrıntılarıyla yazmıştım. İnanın Türkiye'nin dört bir yanından bu yönde isyanlar yükseliyor. Paralel yapı mensuplarının çöreklenmediği il yok neredeyse...

Anlayacağınız paralel yapının emniyetten ve yargıdan temizlenmesi çalışmaları tam gaz devam ederken, birileri de paralel yapı mensuplarını partiye bağlı belediye ve teşkilatlara yerleştirmek için canhıraş şekilde çalışıyor.

Gelelim bizim cellatlarımıza...

29 Ekim'de kaleme aldığım yazıda onlardan kısaca şöyle bahsetmiştim: "Kendi kendini "muhteşem" ilan eden, "Bakın ben paralelle daha çok mücadele ediyorum" diyerek güvercin yumurtasından ejderha çıkarıyormuş gibi böbürlenenlerden bahsediyorum.

Düne kadar paralel yapının kullandığı dili artık onlar kullanıyor. Paralel yapı kasetle şantaj yapma işlerini bıraktı ama görünen o ki bu işe bizimkiler başlamış. Gözüne kestirdikleri veyahut sevmedikleri birini görür görmez kan susuzluğu çekiyormuşcasına saldırıya geçiyorlar."

Altını çizerek söylemeliyim ki bu iş artık vicdan, izan ve iman sınırlarını aştı! İşinden ve aşından edilenlere hergün yenileri ekleniyor.

Ve üzelerek söylemeliyim ki bunlardan bazıları bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çevresinde yer alıyor. Cumhurbaşkanından habersiz ama onun adına adeta kıyım yapıyor. Onlar talimat veriyor, medyada tetikçilik yapan bazı kalemler de
onların verdiği isimleri "paralelci" diyerek hedef tahtasına oturtuyor.

İstenmeyen partililer böyle dışlanıyor, sevilmeyen gazeteciler bu yöntemle işten atılıyor.

Şimdiki hedefleri, kendilerine biat etmeyen gazeteleri ve internet sitelerini batırmak! İş dünyasının önde gelen kişi ve kurumlarını arayarak bu gazetelere ve internet sitelerine giden reklamları durduracak kadar azgınlaşmaya başladılar.

Kısacası kadim dostları düşmanlaştırma konusunda tüm maharetlerini ortaya koyacak bir zalimlikle saldırıyorlar.

Bunu yazan sadece ben değilim.

Geçtiğimiz günlerde Abdulkadir Selvi, "Tıpkı Ergenekon'da olduğu gibi paralel yapıyla mücadelede de suçlularla masumlar aynı torbaya atılıyor" diyerek günden güne büyüyen bu tehlikeye dikkat çekmişti. AK Parti'yi yakından bilen hemen hemen bütün gazeteciler, Erdoğan ve AK Parti'nin çevresinde yer alan "bazı kişilerin" bu zulmünü yazmaya başladı.

Umudum, birilerinin bu tehlikelerin farkına bir an önce varması...

Bu konuda yazmaya devam edeceğim...