BIST 9.627
DOLAR 35,22
EURO 36,78
ALTIN 2.960,88
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

AK Parti'nin 'Erdoğan'sız kalmama formülü

Başbakan’ın “tamam” demesi halinde AK Parti kongresi toplamadan kararın MKYK’da alınabileceği kaydediliyor...

Abone ol

Dershane ve cemaat tartışması ile 17 Aralık’taki yolsuzluk ve rüşvet operasyonu'nu "Recep Tayyip Erdoğan’sız siyaset" hedefleniyor diye değerlendirilen AK Parti’de, üç dönem kriteri yeniden tartışılmaya başlandı.

AK Parti ’de uluslararası boyutları da bulunan ‘karşı çephe’ ile mücadele için Erdoğan’ın ‘Başbakan olarak yola devem etmesi’ gerektiği, bu nedenle de parti tüzüğündeki ‘üç dönem’ kriterinin değiştirilmesi gerektiği konuşuluyor. 

24. Dönem Parlamentosu’nun oluştuğu 12 Haziran seçimleri ile birlikte en çok tartışılan konulardan biri de AK Parti tüzüğünde yer alan ‘üç dönem’ kriteri oldu. Buna göre, üst üste 3 dönem milletvekili seçilenler, bir dönem ara vermeden yeniden aday olamıyordu. Tüzük gereği yeniden aday olamayacaklar arasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da aralarında olduğu 70’in üzerinde isim bulunuyor.

Parti ve ülke politikasına yön veren isimlerin ‘üç dönem’ kriterine takılması üzerine sık sık bu kuralın değiştirilmesi tartışmaları yaşandı. Ancak, Başbakan Erdoğan her seferinde bu önerilere karşı çıktı. Bir süredir gündemden düşen ‘üç dönem’ engeli dershanelerin kapatılması girişimi ile birlikte başlayan Fethullah Gülen cemaatiyle tartışma ve üç bakanın oğlunun adının da karıştığı 17 Aralık operasyonu ile birlikte yeniden konuşulmaya başlandı.

Radikal sinden Yurdagül Şimşek'in haber analizine göre AK Parti kulislerinde konuşulan senaryolar şöyle

17 ARALIK PEKİŞTİRDİ

AK Parti’de Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na aday olacağına kesin gözle bakılıyordu. Anayasa Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün beş yıl için yeniden aday olabilmesinin önünü açan karar sonrası bile bu görüş değişmedi.

Gül ile Erdoğan’ın oturup bu konuda konuşup anlaşabileceği, Erdoğan’ın aday olması halinde Gül’ün AK Parti’nin başına geçebileceği yaygın bir kanaatti. Ancak, Gezi eylemleri ile birlikte oluşan ‘Hedef Erdoğan’sız AK Parti’ görüşü, dershane ve cemaat tartışması ve son olarak da 17 Aralık operasyonu ile birlikte ‘Hedef Erdoğansız ülke yönetimi’ görüşü pekişti.

KÖŞK SEÇİMİNDE YÜZDE 51 RİSKİ

AK Parti’de, uluslararası boyutlarının da olduğuna inanılan ‘karşı cephe’nin, Erdoğan’ın Köşk’e aday olması halinde seçilmemesi için her türlü yöntemi deneyeceğinin anlaşıldığı dile getiriliyor.

Bu nedenle yüzde 51 oy gereken Köşk seçimlerinin Erdoğan açısından ‘riskli’ hale gelebileceği, ayrıca ‘sonuna kadar mücadele’ kararlılığını sık sık vurgulayan Erdoğan’ın, Köşk’e çıkamaması ve ‘üç dönem’ kuralına takılarak aktif siyasetten uzaklaşacak olmasının ‘mücadeleyi de boşa düşürebileceği’ görüşü hâkim.

‘LİDER’ ERDOĞAN DAHA İYİ MÜCADELE EDER

Erdoğan’ın hükümetin başında kalarak ve seçimlere AK Parti’nin lideri olarak katılarak daha iyi bir mücadele verebileceği, bu nedenle ‘üç dönem’ kuralının değişebileceği görüşünde olanlar da azınlıkta değil.

Parti tabanı ve teşkilatlardan da “Üç dönem kuralı değişsin” taleplerinin yeniden yükseldiği ifade ediliyor. Başbakan’ın mücadele için ‘partinin başında kalmaya devam’ kararı alabileceğini ifade eden bazı AK Parti’liler, ancak bu konunun partinin yetkili kurullarında henüz konuşulmadığını vurguluyor.

BAŞBAKAN ‘TAMAM’ DERSE KONGRE’YE GEREK YOK

Başbakan Erdoğan’ın ‘üç dönem’ kriterinin değişmeyeceğine ilişkin çok açık mesajları var. Bu nedenle üç dönem kuralının değişmesini Başbakan’ın da istemesi gerekiyor. Başbakan’ın “tamam” demesi halinde kongre toplamadan kararın MKYK’da alınabileceği kaydediliyor. AK Parti tüzüğünün “Tüzükte yapılacak işlemlerle ilgili öngörülmüş süreleri kısaltmaya, yasaların amir hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla MKYK yetkilidir” şeklindeki 153. maddesinin böyle bir durumda devreye sokulabileceği ifade ediliyor. 

Ancak daha önce tartışılan YSK ve Anayasa Mahkemesi formülleri de hatırlatılıyor. Üç dönem kritirine takılan bir partilinin, anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu ve seçilme hakkının engelendiği gerekçesiyle YSK’ya başvurabileceği, YSK’nın kabul etmemesi durumunda ‘bireysel başvuru’ yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne gidebileceği, aslında yasa ve anayasaya aykırı olan tüzükteki bu hükmün iptal edilebileceği de konuşuluyor.