Anayasa Mahkemesi Raportörü ve Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Osman Can’ın başlattığı tartışma sürüyor.
Abone olAk Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik “Mahkemelerin kararı herkesi bağlar, herkes uymak zorundadır” dedi
Milliyet'ten Serpil Çevikcan'a konuşan Çelik, tartışmanın bir kişinin değerlendirmeleri üzerinden yürütülmesini doğru bulmuyor. Anayasa Mahkemesi’nin kararları konusundaki tartışmalar da dahil olmak üzere yaşanan süreci, “Bürokratik cumhuriyetten demokratik cumhuriyete geçiş sancıları” olarak nitelendiren Çelik, olaya demokratik işleyiş ve uyulması gereken kurallar açısından bakıyor. Çelik’in değerlendirmeleri şöyle:
‘148’in çizdiği sınır belli’
“Anayasa Mahkemesi’nin varlık sebebi de işleyişi de bellidir. Yasalardan ve anayasadan alınmamış hiçbir yetkiyi hiç kimse kullanamaz, kullanmamalı. Bu, hükümet için de mahkemeler için de yürütme için de böyledir. Demokrasi kontrol ve karşı kontrol mekanizmalarıyla işler.
Anayasa Mahkemesi, gönül ister ki hukuki bir karar versin. Ama zaman zaman verdiği kararlar hukukun sınırlarını zorluyor. Nasıl bir karar çıkacak bunu şimdiden kestirmem mümkün değil. Ama Anayasa Mahkemesi şekil açısından bir inceleme kararı aldı. Zaten 148. maddenin çizdiği sınır da budur; değişiklik yapılırken TBMM içtüzüğüne göre hareket edilmiş midir, gizliliğe riayet edilmiş midir, iki kere müzakere yapılmış mıdır? Şekil şartları yerine getirilmiş midir? Bütün mesele bu.”
‘Madem Türk milleti adına’
Anayasa Mahkemesi’nin, görevini millet adına yaptığını anımsatan Çelik, şöyle dedi:
“Bütün mahkemeler karar verirken, ‘Türk milleti’ diye söze başlar. Madem Türk milleti adına bir karar veriliyor zaten Türk milletinin kararına başvurduk. Referandum demek, aslında milletin kararını öğrenmek demektir.”
Çelik, “Türban kararının, esasa girme konusunda bir emsal olup olmayacağı” yolundaki sorumuzu da şöyle yanıtladı: “Türban ayrı bir olay. Şu anda Anayasa Mahkemesi’nde yürüyen bir süreç var. Ümit ediyorum ki hukukun temel ilkeleriyle çelişmeyen, Anayasa Mahkemesi’nin varlık sebebine ters düşmeyen bir karar çıkar. Anayasa mahkemeleri anayasal denetim yapar. 148. madde Anayasa Mahkemesi’nin anayasa ile ilgili değişikliklerde neler yapacağını belirliyor. Mesele bu. Hukukun temel çerçevesi içinde, onun yetki alanı içerisinde bir karar çıkmasını bekliyoruz, temennimiz bu.”
‘Uymak zorundasınız’
Çelik’in, “Resmi Gazete’de yayımlamama, yok sayma gibi görüşler sizin tarafınızdan uç fikirler olarak mı algılanıyor” sorusuna verdiği yanıt önemli:
“Yürüyen tartışmalar, hukukçular tartışsın. Açıkçası ben bu tartışmayı abes olarak da görmüyorum. Hatemi gibi ciddi hukukçular da bu meseleye kafa yoruyorlar. Hayal mahsulü, rüyalarını falan anlatmıyor insanlar. İnsanların görüşüne katılırsınız katılmazsınız. Ama birisi bir tartışmayı ortaya attı diye de onu boğmamak lazım. Bu tartışmaları AK Parti başlatmış değil. Neticede hukuk devletinde mahkemenin kararını beğenirsiniz veya beğenmezsiniz ama buna uymak zorundasınız, olay bu.”
‘Kararlar herkesi bağlar’
Çelik, Anayasa Mahkemesi’nin, iptal kararı vermesi halinde meşruiyet tartışmasının hedefi olacağı yorumlarını da şöyle değerlendirdi: “Mesele şu: Yüksek Mahkeme’nin veya mahkemelerin verdiği kararları beğenmeyebilirsiniz. Beğenmek zorunda da değilsiniz. Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi için de olabilir. Fakat alınan kararlar herkesi bağlar. Herkes buna uymak zorundadır. Herkes kendine göre bir yorum yapabilir.”
‘Karamsar değiliz’
Çelik’in, Mahkeme’nin kararının Türkiye’yi kaosa sürükleyeceği tartışmalarına yanıtı da şöyle: “Ben öyle bir sonuç beklemiyorum. Demokrasilerde çareler tükenmez. Bazen demokrasilerde de yanlış işleyen taraflar olabilir. Aksayan tarafların çaresi yine demokratik işleyiştir. Kendimizi kaosa şartlamayalım. Güzel düşünürseniz güzel rüya görürsünüz. Burada da karamsar değilim. Biz parti olarak hiçbir zaman karamsar değiliz. Ne olursa olsun sonucun hayırlı olacağını düşünüyorum.”