BIST 9.949
DOLAR 35,27
EURO 36,74
ALTIN 2.986,30
HABER /  GÜNCEL

AK Parti'nin ağır topu dobra dobra anlattı

AK Parti Diyarbakır milletvekili Galip Ensarioğlu Gezi Parkı eylemlerini ve çözüm sürecini İnternethaber'e değerlendirdi.

Abone ol

NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA

AK Parti'nin gezi eylemlerine bakışını değerlendiren Galip Ensarioğlu, aynı zamanda olaylardan AK Parti'nin aldığı mesajı da açıkladı. 

galip.jpg 

Gezi Eylemleri'nde yaşamını yitiren Ethem Sarısülük'ün katil zanlısı polis memurunun serbest kalması hakkında ne düşünüyorsunuz?

KAMU VİCDANI ÖNEMSENMELİ 

"Toplumsal bir olay yaşandığı zaman, insanların psikolojisi insanların karşılıklı gerginliği ve orada olan olayların mahiyetini bilemeyiz, bilmeden hüküm yürütmek doğru değil. Görüntülerde de net anlaşılmıyor. Ama ne olursa olsun, kim olursa olsun kamu vicdanını rahatsız edecek bir karara imza atılmaması gerekir. Ama bunu yapmayacağım diye bir başkasının da hayatını yakmamak lazım. Ama gerçekten de bir suç unsuru ve kastı varsa yasalar va kanun karşısında herkes eşit olmalıdır. Makamı mevkisi ne olursa olsun herkesin yasalar karşısında eşit olması gerekir. Kamu vicdanı da verilen karardan rahatsız olmamalıdır. Bu meselede, yani toplumsal bir hadiseye dönüşmüş olay karşısında gerek polisin aşırı güç kullanması, gerekse bu protestolara katılanların suç unsuru taşıyacacak mahiyette bir protesto tarzları var. Toplumsal hadiselerde bir taraftan samimi bir şekilde demokratik haklarını kullananlar var, ki bu demokrasi açısından çok değerlidir. Bir taraftan da bu samimi protestoculara karışıp da yasadışı faaliyetleri sürdürerek bu durumu kışkırtıp olayı başka yöne çekmek isteyen gruplar var."

Başbakan polisimiz destan yazdı dedi. Bu söz kamu vicdanında bir yara açmadı mı?

YANLIŞ YAPAN HESAP VERİR 

"Başbakan Ethem Sarısülük'ü öldüren polis için söylemedi bu sözü. Neticede emniyet hükumete bağlıdır. Toplumun düzenini sağlamakla görevlidir, hükumetin de böyle bir mesuliyeti var. Burada siz protestolara olanak tanıyacaksınız, siz demokratik tepkileri hoş göreceksiniz ve müsamahakar olacaksınız, diğer taraftan da o caddeyi, o sokağı kullanmak isteyen insanların hakkını korumak da yine sizin görevinizdir. İlelebet ben meydanı size tahsis ettim, siz istediğiniz gibi yatın burda deme lüksüne sahip değiliz. Oradaki esnafın kayıplarını göz ardı edemezsiniz, hükumet olarak bununla da mükellefsiniz. Bunlar çok zor kararlardır. Bir karar verdiğiniz zaman bir tarafı koruyayım derken başka bir tarafı kırıyorsunuz ama hükumet etmek de böyle bir şey. Yasalar çerçevesinde tarzınızı belirlersiniz, eğer yanlış bir şey varsa da hesabını verirsiniz."

Başbakanın üslubunu nasıl buluyorsunuz, sizce ortamı biraz da o gerdi mi?

BAŞBAKAN SİYASİ DAVRANMIYOR 

"Bu işler kolay işler değil. Başbakan siyasi davranmıyor, belki alışılagelmiş siyasetçiler, olaylar karşısında kendi fikir, düşünce ve hislerini gizleyerek çok farklı tavırlar ve söylemler geliştirebiliyorlar. Ama başbakanın kişiliğinde bu yok. Biraz daha duygusal ve kendi kişiliğinden kaynaklı düz bir adam. Gelişen olaylara göre şekil almasını bilmiyor, bu durum kimine göre bir eksi, kimine göre de bir artıdır. Siz bir siyasi partinin Genel Başkanı ve ülkenin Başbakanısınız, bu üslubunuz ve yapınızla siz siyaset yapıyır ve halktan oy istiyorsunuz. Başbakanın siyasi davrandığı kanaatinde değilim, samimi davranıyor.

"Başbakan ülkenin önemli meselelerinde, "Ben ülkeyi gereceğim, buradan siyasi rant bekleyeceğim" demez. AK Parti böyle bir siyasi parti değil. Çözüm sürecini başlatmış, her türlü siyasi riski almış bir parti üç-beş oy için ülkeyi bu duruma sokmaz."

Mesaj alındı diyorsunuz, ne mesajı aldınız Gezi eylemlerinden?

EYLEM YAPILIYOR OLMASI BİLE AK PARTİNİN SAYESİNDE 

"Mesaj şudur; Neticede siz hizmet etmek istersiniz, bazı hizmetleri vatandaş sizin düşündüğünüz tarzda almak istemeyebilir, buna saygı duymak ve yeniden değerlendirmek lazım. Bunu referanduma götüreceğim demek Başbakanın aldığı mesajdır, halka soracağız diyor. Burada istemeyen olduğu gibi çok çok daha fazla oranda isteyen de olabilir. O zaman, o istemeyenler de isteyenlere saygı gösterecek veya da onların dediği olacak, İstanbul'lu gerçekten oraya bir kışla ya da AVM yapılmasını istemeyecek. O zaman da biz onlara saygı duyacağız."

Genel olarak ne mesaj aldınız?

"Bu ülke nereden nereye geldi. Faili meçhul cinayetlerden, köy yakmalardan, insan hakları ihlallerinden, işkencelerden bu günlere geldi. AK Parti ile birlikte tüm bunlara son verildi, olağanüstü ve olağandışı bütün hallere son verildi. İşkenceye asla tölerans tanınmadı, faili meçhul cinayetler ve bu ülkede karanlık cinayet işleyen bütün odakların üzerine korkusuzca gidildi ve hepsinden hesap soruluyor. Böylesine bir iktidarın sonunda artık ağaç için bile ülkenin her yerinde yüzbinlerce insan sokaklara dökülüp demokratik eylem yapıp tepkisini ortaya koyabiliyorsa bu AK Parti'nin ortaya koyduğu demokratik bir ortamın kazanımıdır. Bu demokrasimizin bir kazanımıdır. Buradaki talepleri algılıyoruz. Ama bu eylemleri fırsata çevirip, AK Parti'yi devirmek, Başbakanı yemek gibi bir tavrı da asla anlamıyor ve kabul etmiyoruz."

Peki gerçekten bir darbe ortamı yaratılmaya çalışıldığına inanıyor musunuz?

"Bunlar yeni değil ki. Bunların evveliyatı böyle, bunların sicilinde hep bu vardı, burada bazı kesimleri kast ediyorum. Bu olayın çıkışını fırsat bilip bunu darbe ortamına çevirmeye çalıştılar. Ama bu olayı ilk başlatanların böyle bir niyeti yoktu."

Ak Parti içerisinde muhalif bir kanat olduğu söyleniyor, Bülent Arınç'ın istifasını verdiği konuşuldu, AK Parti içeriside muhalif bir grup var mı?

BİZ BAŞBAKANI ÜSLUBU NEDENİYLE ELEŞTİREBİLİYORUZ 

"Totaliter bir yönetim tarzı falan deniyor ama AK Parti içinde biz her şeyi konuşuyoruz. Kürt meselesini bizim tartıştığımız toplantılarda da Sayın Başbakanı'nın kendisine üslubunuzu yumuşatın, üslubunuz sert diye hepimiz söylemişizdir. Başbakanın yüzüne karşı söylüyoruz. Kendi içimizde bu eleştirileri söylüyoruz ve Sayın Başbakan da ikna olduğu zaman da kararlarını değiştiriyor, öyle sabit fikirli, statükocu biri değil. Sert olsa da tartışmaların sonucunda ikna olursa, o çok savunduğu inandığı kararları da değiştirebiliyor. Biz yumuşak üsluplu statükocuları da biliriz bu ülkede.

Çözüm sürecinde ilk aşama bitti mi? İkinci aşamada neler olacak?

"Öcalan'ın ve devletin hükumetin çözüm ,iradesi ve kararlılığı var. Ama bunlar uygulanırken çeşitli zorluklarla karşılaşılabilir. Örgüt de karşılaşır biz de. bu işler sıfır sorunla yürüyecek kolay işler değil. Şu anda da örgüt temkinli geri çekiliyor. Biz bunu uzun süre sakladık ama muhalefet bunu da istismar etmesin dedik. Çekilme, istenilen ve olması gereken hızda değil. Ama bu istenilen hızda değil diye bu sorunu orta yerde mi bırakacağız. Hayır, her şeye rağmen devam edeceğiz, en azından 6 aydır bu ülkede insan ölmüyor. Başlı başına bu bile büyük bir kazanç. Ayda 100 kişi ölüyordu, 600 kişi ölmedi bu ülkede. Başlı başına bir kazanımdır, PKK elindeki devlet memurlarını serbest bıraktı, bu da çok ciddi bir kazanım. Güneydoğu'da yatırım yapılıyor, insanlarda umut var, halkın yüzü gülüyor, bunlar çok ciddi kazanımlardır. Biz bu umudu diri tutmak ve bu işi çözmek zorundayız."

BDP yasal düzenlemeler için meclis tatile gitmesin diyor, siz ne düşünüyorsunuz?

"Gerekiyorsa biz de yapmayabiliriz, o kadar çok tatil heveslisi değiliz. Bu ülkede eğer sıkıntı olacaksa biz bir gün bile tatil yapmadan sabahlara kadar çalışırız, buna varız."

"Bizlerin de yasal düzenlemeleri daha acele yapması gerekir. Bu da bir eleştiri konusu olabilir. Bu süreç zor bir süreç, bazen helikoptere kurşun sıkan da olabilir. Şehir içinde bizim bildiğimiz başka başka sıkıntılar da var örgüt içinde. Ama bunlar oluyor diye bu iş kesintiye uğramaz bu iş sürmeli. Bunlar oluyor diye biz de reformları bekletemeyiz. Biz normalinde Sayın Başbakan 63 maddeyi açıkladığında çözüm süreci ortada yoktu. Çözüm süreci olmasa bile biz bunları yapmak zorundayız. O yüzden bu reformları ülkenin demokratikleşmesi bağlamında zaten bizim yükümlülüğümüz ve bizim sözümüzdür, bunu da geciktirmemeiz lazım."

PKK kendi polisini mi yaratıyor, Cizre'deki görüntülere ne diyorsunuz? 

AK PARTİ'NİN DE 7 MİLYON GENCİ VAR

"PKK'nın kendi polisini yaratması kabul edilebilir bir yapılanma değil, ve karakol yapımına gelen eleştiri de kabul edilebilir bir eleştiri değil. Bu ülke demokratikleşecek ve sivilleşecek, bu sivilleşmenin gereği olan PKK'nin de tavırları normal demokratik siyasi zeminde olması gerektiği gibi olacak. PKK ve BDP de meşru demokratik zeminin gerekliliği ve tarzı neyse buna göre hareket edecek. Devletin yasal polisinin yanına benim gayri yasal polisim diyemez, böyle bir şey kabul edilemez. Bu hiçbir ülkede kabul edilemez. 30 yıldır şiddetle iç içe olan bir örgütün de dönüşmesi kolay olmuyor, alışkanlıklarını terk etmesi kolay olmuyor. Bu alışkanlıklarını terk etmesi, sivil demokratik siyasete entegre olamsı zaman alacak, bu zman içinde de bu tür sıkıntıları da deneyecekeler ama buna hiçbir ülke müsaade etmez. Her parti kendi askerini kurarsa AK Parti'nin de 7 milyon gençlik kolu üyesi var. Yani AK Parti de 7 milyon genci alsın, kolluk kuvveti gibi mi kullansın, öyle şey mi olur. Bu ülkenin bir tek yasal askeri ve yasal polisi olacak ve bunlar da yasaların kendilerine verdiği yetkileri kullanarak hukuk içerisinde kalacaklar.

BDP karakolların yenilenmesi çalışmalarını da eleştiriyor? 

"Karakolların yapımına yapılan eleştiriler de kabul edilebilir değil. Sizin gözünüz silahta değilse, niyetiniz tekrar silahlı mücadele değilse, karakoldan niye rahatsızlık duyuyorsunuz. Karakol, yarın sivil hayata entegre olacak PKK'lıların da mal ve can güvenliğini koruyacaktır. Bu ülkede o boşluktan yararlanmak isteyen kaçakçılar var. Ve yeni karakol yapılıyor, eski karakollar yenileniyor. 2 yıl önceki baskınlar yüzünden hükumet güvenliksiz karakollar yüzünden eleştiriliyordu, o eleştiriler üzerine alınan ve iki yıldır devam eden bir süreç"

İki taraf da birbirine güvenmiyor mu?

"Zaten güven yok. Biz bu çözüm sürecine herkesin inanması ve karşılıklı bozulan güvenin tesis edilmesi için uğraşıyoruz. Çözümü karşılıklı güven üzerinden yürüteceğiz. Bu işin psikolojik boyutu yapılanlardan daha önemlidir. O yüzden barışa çözüme olan inancın psikolojisini ve karşılıklı güveni tesis etmek lazım, bu çok öenmli ve gerekli." 

BDP sürecin içerisinde CHP'yi görmeyi çok arzuluyor, peki ya siz?

CHP FAŞİST 

"Biz de CHP'yi süreçte görmeyi çok istiyoruz. MHP'nin tavrını kabul edilebilir bulmasak da anlaşılır buluyoruz. Fakat CHP'nin tavrını ne kabul edilebilir ne de anlaşılır buluyoruz. Demokrasiyi, solculuğu ağzından düşürmeyenlerin yıllardır tavırları çok statükocu, çok aşırı sağcı ve faşist."

Gezi Parkı olayları sürece CHP'nin de katılımını sağlar mı?

"Biz bu ülkede özgürlükleri geliştirmek, demokrasiyi daha ileri boyuta taşıma için elimizden geleni yapacağız. CHP ya destek olacak ya boşa çıkacak."

AK Parti Gezi Eylemleri'nden sonra oy kaybetti deniyor, o kadar çok anket yapılıyor ki, insanlar da şaşırıyor hangisine inanacağını, siz Gezi Parkı Eylemlerinin oylarınızı negatif anlamda etkilediğini düşünüyor musunuz?

"Hiçbirine inanmayın, Mart'taki seçimlere inanın. Biz kendimize güveniyoruz. Ama ülkenin temel meselelerinde de oy hesabı yapmıyoruz."