AK Partililer, AK Partililere karşı!
Dün gece sosyal medyada olup biteni öğrenmek için gezerken gözüme bir yorum ilişti. Yorumun sahibi,
Beni takip eden kardeşlerim hatırlayacaktır. Bundan bir süre
önce, "AK Parti'de büyük temizlik şart" başlıklı
bir yazı yazmış, Erdoğan'ın savunduğu davaya sahip çıkmaktan aciz
il başkanları ile milletvekillerini anlatmıştım.
Dün gece sosyal medyada olup biteni öğrenmek için gezerken gözüme
bir yorum ilişti. Yorumun sahibi, "Eşlerine
gözyaşı döktüren erkeklerin mekanını cehennem eyle
Yarabbim" diyerek isyanını dile getiriyordu.
İsmini vermeyeceğim için siz tanıyamayacaksınız ama ben o yorumun
sahibini tanıyorum. Yerel seçim döneminde İzmir'de bir masa
etrafında otururken tanıdım onu...
Anlattıkları beni çok etkilemişti..
Eşi sol görüşlü ve AK Parti'ye sempati duymayan biri. O ise AK
Parti için gecesini gündünüze katarak mücadele eden bir hanım... Bu
çalışmanın karşılığında eşinden neredeyse hergün hakaretler
işittiğini, hatta bazı zamanlar şiddete maruz kaldığını anlattı
masadakilere o gün...
"Bunlar benim canımı yakmaz ve yolumdan döndürmez. İl
teşkilatı bize düşman gibi davranıyor. İşte bu benim canımı çok
yakıyor" derken yüzündeki çizgiler titriyordu adeta...
Bunu niye anlattığımı merak ediyorsunuz değil mi?
Çünkü en az bu hanımefendi kadar çalışmanın ödülünü ceza olarak
alanlar var! AK Parti'nin içerideki sözde dava arkadaşları kadar,
dışarıdaki sözde dava arkadaşlarının da Erdoğan'ı hissettirmeden
bir çukura ittiğini epeydir işitiyorum da ondan yazıyorum
bunları...
Dışarıdaki dava arkadaşları derken, gurbettekilerden
bahsediyorum.
Nice zamandır dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde yaşayan
gurbetçilerden aynı şikayetler geliyordu. Doğrusunu isterseniz
bunu, hizmet yarışı adına yaşanan bir çekişme olarak
değerlendiriyordum, ama değilmiş!
İzin verirseniz bunu size çok çarpıcı bir örnekle anlatacağım.
Erdoğan'ın Almanya mitingini takip edenler iyi bilir. O gün o
miting alanında RTL muhabirinin ağzına mikrofon dayadığı bir genç
vardı. Muhabirin sorduğu iğrenç soruları, verdiği olağanüstü
cevaplarla ağzına tıkmış ve meydandan kaçarak uzaklaşmasına neden
olmuştu.
Araştırdığımda öğrendim ki o genç, Stuttgart UETD mensuplarından
yalnızca biriymiş. Çalışmalarını uzun süre araştırdım ve parmak
ısırtacak bilgilere ulaştım.
Mesela bu gençlerin, 17 Aralık döneminde Erdoğan'a iftira atmak
için açılan, "DefneveTayyip.com" isimli siteyi ele
geçirdiğini, bu site üzerinden iftira atan kişiyi bulduklarını ve
tüm bilgilerin Erdoğan'a ulaştırılmak üzere AK Partili yetkililere
teslim ettiği bilgisine ulaştım.
Daha ilginç olanı, o bilgilerin Erdoğan'a hiç ulaştırılmadığını ve
bu rezil siteyi kuran kişi hakkında hiç bir işlem yapılmadığını
öğrendim.
Bu gençlerin şimdilerde ne yaptığını merak ediyorsanız
söyleyeyim!
Tamamı görevden alınıyor!
"Neden" diye soracaksanız, onu da söyleyeyim. O
nedeni kendileri de bilmiyor. Rozet meraklısı, kendinden fazla öne
çıkanı anında alaşağı eden menfaatçi gruplar öyle istiyor. Birileri
herhalde, "Siz bizim iznimiz olmadan nasıl böyle başarılı
işler yaparsınız?" demeye getiriyor.
Aynı sıkıntılar UETD içinde de geçerli.
Bir gurbetçi genç kız Erdoğan'ın Almanya'daki mitingine gidebilmek
için yola çıkıyor. AK Gençlik'in UETD adına orgnize ettiği ikinci
otobüsle yolculuk yaptığı için, "tarafını seç"
denilerek bizzat Stuttgart kadın kolları başkanı tarafından
UETD'den ihraç ediliyor.
Yine yazıktır ki bu sorunlar sadece Almanya'da yaşanmıyor. İsviçre,
Hollanda, Belçika, Fransa, Viyana gibi ülkelerdeki şubelerden bana
adeta şikayetler yağıyor.
Erdoğan tarafından UETD'nin başına atanan milletvekili Metin
Külünk'e bu sorunlar ulaştırılıyor mu bu konuda da bilgim yok. Tüm
ülkelerdeki sorunlardan haberdar olmasını elbette ki beklemiyorum.
Ama görünen o ki UETD şubeleri son dönemlerde birilerinin çiftliğe
çalıştığı bir yer halini almış.
Üstelik sorun sadece birilerinin görevden alınması da değil.
Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde yapılan çalışmalar
akıl kârı değil.
Almanya Genelinde 7 noktada 81 sandık kurulması kararlaştırılmış.
Baden-Wüttermberg eyaletinde yaklaşık 180 bin seçmen oy kullanacak.
Ağır sanayi bölgesi olması nedeniyle gurbetçilerimizin çoğu
Stuttgart ve çevresinde bulunuyor. Ancak gelin görün ki sandıklar
Stuttgart yerine, Karlsruhe kentine kurulacak. Yani seçmenin en az
olduğu bölgeye. Stuttgart'taki seçmenin oy kullanabilmesi için 80
km yol katetmesi gerekiyor anlayacağınız.
Bu durum, İstanbul dururken sandıkların Sakarya'ya konulmasına
benziyor. Gurbetçiler bu duruma itiraz ediyor ama, YSK ve Stuttgart
Başkonsolosu, "Ben böyle uygun gördüm" diyor.
Sıkıntıları yazmaya devam edersem, tarihin en uzun yazısına imza
atan yazar olarak tarihe geçme ihtimalim yüksek. Diğer bazı
Avrupa ülkelerinde de bu durum neredeyse birebir aynı.
Sözün özü, Avrupa'daki AK Partililer de, AK Partililere makam ve
mevki için çelme takmaya başlamış! Tıpkı Türkiye'de Erdoğan'ın
yanında yürüyüp ona çelme takmaya çalışan sözde dava arkadaşları
gibi...
Umarım Metin Külünk bir an önce harekete geçer...