BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  GÜNCEL

AK Parti'li vekilden gençlere çağrı!

AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin Gezi Parkı eylemlerini ve AK Parti'nin eylemlere bakışını İnternethaber'e değerlendirdi.

Abone ol

NESRİN YILMAZ/İNTERNETHABER-ANKARA- AK Parti Gaziantep milletvekili Ali Şahin, masum başladığı söylenen Gezi Parkı eylemlerini, Başbakanın üslubunu ve polis şiddetini İnternethaber'e değerlendirdi. Gençlere de önemli bir çağrı da bulunan Ali Şahin, "Türkiye tüm bunların üstesinden gelecek sağduyuya sahip bir ülkedir" dedi.

3.20130612113751.jpg

EYLEMLER PROVOKE EDİLDİ

Gezi Parkı eylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz, sizce de eylem başında "masum" muydu?

"Gezi olayları, masum ve iyi niyetli bir çevresel hassasiyete sahip vatandaşlarımızın duruşu kimi marjinal grup ve illegal örgütler tarafından provoke edilerek, AK Parti hükumetine sayın Başbakanımıza karşı bir darbe girişimine dönüştürülmüştür. Biz her türlü barışçıl her türlü çevreye yönelik hassasiyetin yanındayız. Kaldı ki AK Parti bugüne kadar olan icraatlarıyla çevreye karşı olan hassasiyetini ortaya koymuştur. Sayın Başbakan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken 1 milyona yakın ağaç dikilmiştir. Bugün, AK Parti hükumeti döneminde birçok ilimiz ve İstanbul Osmanlı Devleti'nin sembolü olan lale ile tekrar buluşmuştur. Çevresel bir kaygısı olan siyasi bir liderin, Gezi Parkı'ndaki ağaçlarla ilgili duyarsızlığı söz konusu olamaz. Eğer böyle bir protesto varsa bile biz bunu saygı ile karşıladık, ağaçların transfer edileceğini söyledik."

"Eğer masum bir eylem olsaydı bu gösteriler kesinlikle bir vandalizme dönüşmezdi. Kamu malları yağmalanmaz, polis araçları tahrip edilmezdi. Eğer bu protesto iyi niyetli, ahlaki ve çevresel değerlere sahip olsaydı, kesinlikle bir siyasi partinin liderine ve yöneticilerine yönelik gayrıahlaki, edepdışı bir takım propagandalara dönüşmezdi. Bu da şunu gösteriyor ki, o gün oradaki iyi niyetli bir gösteri başta CHP olmak üzere onların örgütlediği kimi marjinal grupların vandalizmi ile hükumet karşıtı bir eyleme dönüşmüştür. Bundan da anlıyoruz ki, sandıkta halk iradesiyle baş edemeyen kimi çevreler, TSK'nın eski darbe anlayışından medet umamayan kimi çevreler eski alışkanlıklarını gün yüzüne çıkararak ,bunu şiddet yoluyla aramaya çalışmışlardır. Yine buna halk iradesi gerekli cevabı vermiştir, dokuz ay sonra da yerel seçimlerde de halkımız bu girişimlere karşı en güzel cevabı verecektir."

Eğer gezi parkı eylemlerinde illegal örgütler varsa, bunları bulup çıkarmak devletin görevi değil mi?

"Birincisi, masum insanlarla bu örgütler o gösterileri iç içe yaptılar. Masum insanların, iyi niyetli, çevresel kaygıs olanların içine gizlenerek yaptılar. Onların içerisinden kötü niyetli, illegal örgütleri çekip çıkarmak nasıl mümkün olabilir, bu insanların alnında ben örgüt üyesiyim diye yazmıyor. İkincisi, süreç içerisinde gözaltılar yapıldı. Bunlar da örgüt bağlantıları olan marjinal radikal örgütlere üye olan insanlardı. İyi niyetli masum insanlar gözaltına alınmadı."

7.20130612113859.jpg

BAŞBAKANIN KONUŞMASI SERT DEĞİLDİ 

Eylemlerin hala devam etmesinin bir sebebi olarak da Başbakanın üslubu gösteriliyor, sizce Başbakan biraz daha yumuşak konuşamaz mıydı?

"Ben Başbakaın konuşmalarında sertlik falan görmüyorum. Siz kalkıp kamuya ait araçları tahrip ederseniz, vandalizm uygularsanız, bu ülkenin Başbakanına ağıza alınmayacak küfürler ederseniz, otobüs duraklarına ağır küfürler yazarsanız Başbakanın da buna böyle cevaplar vermesi çok normal. Bunları yapanların talep ettikleri karşısında mı Başbakan ve AK Parti geri adım atacak? Bu ülkenin yüzde %50'sinin sempatisini kazanmış ve hatta eminim ki %80'inin de sempatisini kazanmış bir lider birkaç tane vandalın uyguladığı şiddetten dolayı geri adım mı atacak. Tam tersine bir lidere yakışır biçimde dik durmuştur. Hem söylemleriyle, hem duruşuyla Türkiye'de artık çapulculuk ve vandalizm döneminin, gayridemokratik yollardan hükumet devirme döneminin bittiğini en güçlü biçimde hem duruşuyla hem de sözleriyle ifade eden bir liderdir.Bu anlamda be Sayın Başbakanın gerek Tunus, gerekse İstanbul ve Ankara'da yaptığı konuşmaları gayet normal bir konuşma olarak görüyorum. sonuçta Başbakanın konuşmalarından dolayı bir cam kırılmadı, yangın çıkmadı."

"Geri adım atmamızı gerektirecek bir şey yok. Eğer mesele Gezi Parkı ise onunla ilgili kaygılar giderildi. Burada AVM yapılmayacak, ağaçlar sökülmeyecek dendi. İStanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız "burası ile ilgili projede kışla var, bunu da mimarlar odası ile ve halkımızla konuşuruz" dedi. Uzlaşıysa eğer bunlar söylendi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç çıktı açıklama yaptı. Bütün uzlaşı çabaları reddedilerek hala gösteriler devam ediyor, araçlar yakılıyor, dükkanlar yağmalanıyor, bunu nasıl açıklayabiliriz?

AK PARTİ ÖZGÜRLÜKLERİN PARTİSİDİR 

3. Köprü'ye verilen isim Alevi vatandaşların tepkisine yol açtı, bu kadar tepki alıyorken neden köprünün ismi değiştirilmiyor?

AK Parti'nin kalkıp Alevileri hedef alarak bir isim koyması diye bir şey söz konusu olamaz. Partilerin amacı, oy kitlelerini, kendisine destek verenleri artırmaktır. Hiçbir parti kalkıp kendisine zarar verecek böyle bir eylemin, böyle bir düşüncenin içinde olamaz. Böyle bir niyeti olmadığı için kalkıp bu ismi geri çekmenin doğru olduğuna inanmıyorum. Bu ismi geri çekmek bugün o niyeti kabullenmek olur bence. Eğer gerçekten yapılması gereken bir şey varsa o da Sabiha Gökçen Havalimanı isminin sorgulanması gerekir. Ama bu sorgulamaların kimseye faydası yoktur, biz birbirimizin niyetlerini okumaya kalkarsak ve niyet okuma üzerinden birbirimizle diyalog kurmaya çalışırsak sorgulayacağımız şeylerin sınırı gelmez. Açık yüreklilikle diyoruz ki, bizim Yavuz Sultan Selim ismini vererek Alevi yurttaşlarımızı rahatsız etme gibi bir derdimiz olmadı, kalkdı ki biz Alevi yurttaşlarımızı rahatsız edecek hiçbir siyasi girişimin içinde olmayız. Tek bir kimseyi bile dışlayacak bir çabanın içinde olmayız. AK Parti olarak biz özgürlüklerin partisiyiz. 10 yıl öncesine kadar ülkenin hangi hukuki ihlallerden çıkarak buraya kadar geldiğini hepimiz biliyoruz. AK Parti'nin lideri okuduğu bir şiir yüzünden hapis yatmış bir liderdir. Özgürlük davası yüzünden hapis yatmış bir liderin bugün kalkıp özgürlükleri kısıtlamak gibi bir niyetinin olması asla sorgulanabilecek bir şey değildir."

Ama şimdi de suçunu bilmediği halde içeride yatan insanlar var, üstelik bunlar milletvekili, bu durumu nasıl açıklayacaksınız?

"Söz konusu milletvekilleri ile ilgili süreç daha önceden başlamıştı. Milletvekili seçildikten sonra içeri alınmadılar. Bu kişiler daha önce çeşitli terör olaylarına karıştıklarından dolayı veya bir takım gayri hukuki teşebbüslerin içinde olduklarından dolayı başlatılmış bir dava vardı. Siz bu davaları görmezden gelerek aday gösterirseniz bu insanları milletvekili olamayacağını da bilmeniz lazım."

Türkiye'de en az 60 ilde kalabalık eylemler yapılıyor, bu düşünülmesi gereken bir durum değil mi?

"Eylem yapılan illerin kalabalık olduğuna inanmıyorum. CHP teşkilatlarının örgütlediği, Gençlik Kollarının örgütlediği kalabalıklar.

Bunu CHP ile sınırlamak yanlış olmaz mı, alanlarda bir tek CHP bayrağı bile yoktu?

"Ankara, İstanbul, İzmir dışında kalan diğer illerdeki eylemlerin çoğunlu CHP Gençlik örgütleri tarafından planlanmış gösterilerdir. Bayrak olsaydı, o zaman bu eylemi onların yaptığı ortaya çıkacaktı."

Polisin orantısız güç kullandığını kabul ediyor musunuz?

"Polisin orantısız güç kullandığını biz de söyledik. Polislerin içerisinde orantısız güç kullananlar için soruşturmaların başlatıldığını söyledik. Maksatlı, kasıtlı olarak eylemcilere zarar veren polis memurları varsa onlarla ilgili soruşturmaların başlatılacağını tekrar ediyorum.

KÜFÜR DAHA FAZLAYDI 

Eylem süresince çok komik ve zeka gerektiren pankartlar ve twiter mesajları vardı, sizin de okuyup gülümsediğiniz mesajlar oldu mu?

"Ağırlıklı olarak küfür içeren mesajlar ve pankartlar vardı. Ağıza alınmayacak, bütün ailevi değerlerimizi, bütün inanç değerlerimizin ayaklar altına alındığı bir süreçti. bunların içinden açıkçası, zeka ürünü, gerçekten çevresel hassasiyetleri iyi niyetli gösterileri, polisin orantısız gücünü hicveden twitler de vardır ama yüzde 90'ı küfür ve nefret içeriyordu, dolayısıyla gözümüze çarpanlar onlar oldu. Sadece sosyal medya ortamında değil, araçlarımızla gittiğimiz yerlerde, otobüs duraklarında da aynı küfürlerlerle karşılaştık. Malesef sosyal medya Türkiye'de kirletildi. Sosyal medya insanların duygularını düşüncelerini, fikirlerini, özgürce paylaştıkları bir mecra olması sebebiyle son derece önemsediğimiz bir mecradır. Ancak, küfür asla özgürlük olarak kabul edilemez."

Hazır küfür demişken, AK Parti milletvekili Zeyid Aslan için disiplin kurulu bir ceza vermeye gerek görmedi. Küfreden "bizden" olunca anlayışı mı devreye giriyor?

"Görmezden gelinmedi. Başında bulunduğu komisyondan istifa etti, displin kuruluna sevkedildi, bu da partimizin milletvekilimize karşı koymuş olduğu bir tavırdır ve bunlar bizim için yeterli adımlardır. Ama bunu yaparken, diğer taraftan milletvekilimizi bu noktaya taşıyan, bu ülkenin Başbakanına ağza alınmayacak ifadeler kullanan bir milletvekilini görmesden gelemeyiz. Bizim milletvekilimiz bir tahrike kapıldığından dolayı, bizim de tasvip etmediğimiz o cümleleri kullanmış olabilir ama CHP'nin lideri yüzbinlere hitap ederken Sayın Başbakanın annesine küfredecek noktaya geldi. Bunu nasıl açıklayabiliriz."

GENÇLER BAŞBAKANI TANISALAR ONUN YANINDA OLURLAR

Gezi Parkı'ndaki genç eylemcilere söylemek istediğiniz bir şey var mı?

"Genç bir milletvekili olarak şunu söylemek istiyorum; Meydanlardaki genç arkadaşlarımızın birini diğerinden hiç ayırt etmeksizin bir mesaj vermek istiyorum; Eğer bugünkü gençlik, Recep Tayyip Erdoğan'ı tanımış olsalardı meydanlarda onun aleyhinde olmak yerine lehinde orada olurlardı. Çünkü onun özgürlük adına verdiği mücadeleyi, bundan 15-20 yıl önce bu gençlik için verdi. Gençlere şunu söylemek istiyorum; İnsanları önyargılarından sıyrılarak tanımaya çalışsınlar, bütün siyasi düşüncelerinden, ideolojik düşüncelerinden arınarak tanımaya çalışsanlar. Bu hayatın her alanında böyledir, eğer birini tanımak istiyorsak, birilerinin bize anlattığı şekilde değil, kimi ideolojilerin bize zor koştuğu tavsiye ettiği şekilde değil, kendi bilincimizle tanımamız gerekiyor. Hele ki bu kişi siyasi bir liderse, kabul edersiniz etmezsiniz, politikalarını, üslubunu beğenirsiniz beğenmezsiniz, bu ülkenin Başbakanlığını yapan, bu ülkenin menfaatleri için gecesini gündüzüne katan, son 10 yılda biyolojik 40-50 yıl yaşlanmış, hayatını bu ülkeye adamış, bunun için suiakstlere, ayrımcılığa maruz kalmış bir lideri hiçbir ideolojiye bağlı kalmaksızın kendilerinin tanımasını isterim. Ve ben eminim ki, gerçekten bütün önyargılarından, ideolojik saplantılarından bağımsız olarak bakabilselerdi bugün Başbakan Erdoğan2ın yanında olacaklardı. Başbakanın biyografisini okusunlar, özgürlük mücadelesi verirken nelere maruz kaldığını görsünler, hangi sıkıntılara ve hangi işkencelere maruz kaldığını görsünler. Tükiye malesef Recep Tayyip Erdoğan ismini tanımıyor ama yurt dışına çıktığınızda ona olan hayranlığı görebiliyorsunuz."