BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

AK Partili vekilden çarpıcı Uludere iddiası!

Uludere'ye ilişkin TBMM’de oluşturulan komisyonun AK Parti’li üyesi Gülşen Orhan Uludere hakkında bilinmeyenleri anlattı

Abone ol

Şırnak’ın Uludere İlçesi’ne bağlı Ortasu Köyü’nde 28 Aralık 2011 tarihinde savaş uçaklarının bombalaması sonucu ölen 34 kişi için TBMM’de oluşturulan komisyonun AK Parti’li üyesi ve Van Milletvekili Gülşen Orhan, Heron görüntülerinden bombalanan grubun kaçakçı olduklarının belli olduğunu söyledi.

Orhan, "İlk grup bombalandıktan sonra diğer üç grubun mukavamet göstermemesi, onların kaçakçı olabileceklerine delalet eder, böylece diğer gruplar bombalanmayabilirdi. Yine söylüyorum, bu kadar hata bir arada olmamalıdır" dedi.

Gülşen Orhan, askeri ve sivil yetkililerle yaptıkları görüşmeleri de anlatırken, "Kendilerinin, karadan müdahale hazırlığı varken, daha yetkili, üst düzey bir kararla bombalamanın olduğu ve bu konuda insiyatifin kendilerinde olmadığı belirtiliyor"diye konuştu.

AİLELERİNİ ARAYIP ASKERLERİ SORUYORLAR

Avrupa’da Kürtçe yayımlanan ’Rudaw’ adlı gazetenin sorularını yanıtlayan Ak Parti Van Milletvekili ve Uludere komisyonu üyesi Gülşen Orhan, 34 kişinin ölümü ile ilgili hazırladıkları komisyon raporunun bu ay içerisinde yayımlanacağını söyledi. Orhan, bombalamadan kurtulanların beyanlarını anlatırken, şöyle dedi:

"Sınırda beklediklerini, daha evvel oldugu gibi, ailelerini aradıklarını ve askerler yolu tutmamışsa, bilgi alıp geçiş yapacaklarını söylüyorlar. Ancak, bu defa bombalamanın olduğunu belirtti. Aileler ise, kurtulanların söylediklerini tekrarlıyor. Böyle bir yanlışın yapılamayacağını bunun kasti olduğunu ve hükümeti zora sokacak bir plan ve sürecin ürünü olduğunu ifade ettiler."

KAÇAKCI VE MİLİTAN AYRIMI YAPILABİLİRDİ

Ak Partili Gülşen Orhan, görüştükleri yerel ve askeri yetkililerin beyanlarını ise şöyle anlattı:

"Olaydan 1 ay evvel başlayarak süregelen askeri istihbarat raporlarında, sınır ötesinden elde edilen telsiz kestirmelerinde ve diğer bilgilerinde, yoğun şekilde, sınırı geçmeye hazırlanan bir PKK’lı grubun var olduğu bilgisi mevcuttur. Bu bilgilerin içinde ise üst düzey militanların da geçiş yapacağı bilgisi söz konusu. Bunu müteakip olay gecesi, büyük bir grubun geçiş hazırlığı söz konusu. Kendilerinin, karadan müdahale hazırlığı varken, daha yetkili, üst düzey bir kararla bombalamanın olduğu ve bu konuda insiyatifin kendilerinde olmadığı belirtiliyor. Kaymakam ve diğer mülki amirler, olaydan hiçbir şekilde haberdar edilmediklerini, olaydan sonraki süreci bile, vatandaşlardan öğrendiklerini belirtiyorlar. Bu da Mülki amirin emrinde olması gereken askeri yerel unsurların, fiilen kendilerini bağımsız olarak gördüğünü gösteriyor, ki bu sorunlu bir durumdur. İncelemelerimiz sonucunda, büyük bir kayıtsızlığın olduğu görünüyor; Heron görüntülerinde, ellerinde ya da yüklerinde silah olup olmadığı anlaşılmıyor, ancak, insan ve hayvan ayırt edilebiliyor. Bir kaç grup halinde tepeye ulaştıklarında, bir süre bekliyorlar. Ardından ilk bombalama gerçekleşiyor. Yine de arkadaki gruplar kaçmıyor ve mukavemet göstermiyor. O anda itibaren, kaçakçı ve militan ayrımı yapılabilinirdi diye düşünüyorum. Böylece diğer üç grup kurtulabilirdi."

BU KADAR HATA BİR ARADA OLMAMALI

AK Partili Gülşen Orhan, Heron görüntülerinde kaçakçıların kuzeyden güneye arabalara yakın bir yerde görüntülerinin bulunduğunu, bunun da kaçakçı olabileceklerini gösterdiğini ifade etti. Milletvekili Orhan, "Yüklerin aktarılmasından sonra sınıra kadar yaklaşık 3 saat geçiyor. Burada kaçakçı mı, PKK’lı mı mukayesesi köy içi istihbarat bilgileriyle desteklenebilirdi. İlk grup bombalandıktan sonra diğer 3 grubun mukavemet göstermemesi, onların kaçakçı olabileceklerine delalet eder. Böylece diğer gruplar bombalanmayabilirdi. Yine söylüyorum bu kadar hata bir arada olmamalıdır" diye konuştu.

HÜKÜMET DAYAK YİYEN TARAF OLACAKTIR

TBMM Uludere Komisyonu üyesi Van Milletvekili Orhan, bu olayın aydınlatılmasını en az aileler kadar kendisinin de istediğini ifade ederek, "Sonuçlanacağı güne kadar da muhtemelen Türkiye siyasetinde, bir taraf (CHP-BDP) bunu dayak aracı olarak kullanacak, bir diğeri de (Hükümet) dayak yiyen olacaktır. Bu soruşturmanın, muhataplarını ancak yargı belirleyebilir, bizim görevimiz gördüklerimizi raporlamaktır" dedi.