BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

AK Parti’li Vekil, Zekeriya Öz’e ateş püskürdü

Elazığ’da partisinin il teşkilatında basın toplantısı düzenleyen AK Parti Elazığ Milletvekili Şuay Alpay, HSYK ve savcı Zekeriya Öz’le ilgil...

Abone ol

Elazığ’da partisinin il teşkilatında basın toplantısı düzenleyen AK Parti Elazığ Milletvekili Şuay Alpay, HSYK ve savcı Zekeriya Öz’le ilgili açıklamalarda bulundu.

’’SAVCI ÖZ, BAŞBAKAN’I TEHDİT ETTİ’’
AK Parti Milletvekili Şuay Alpay, AK Parti Elazığ İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. İl Başkanı Ejder Açıkkapı ile birlikte basının karşısına geçen Milletvekili Alpay, HSYK’nın Savcı Zekeriya Öz ile ilgili aldığı karara tepki gösterdi. Savcı Öz’ün Başbakan Erdoğan’ı tehdit ettiğini dile getiren Alpay, "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun vermiş olduğu bir skandal karar Türkiye’ye damgasını vurmuş oldu. Bu skandal karar HSYK 3. dairesinin savcısı Zekeriya Öz’ün bu ülkenin Başbakanı hakkında gönderdiği Twitter mesajında yapmış olduğu açık hakaret, açık tehdit, açık ahlaksız, suç teşkil eden ifadelerle ve beyanlarla Başbakanımız hakkında kullandığı ifadelerle sonunun Kaddafi gibi Saddam gibi olacağına dair Twitter mesajları üzerine bir inceleme başlatılmıştı. İncelemeyle ilgili olarak bu şahıs hakkında soruşturma açılmasıyla ilgili olarak bir talep HSYK bünyesinde gündeme gelince bahse konu 3. Daire 3 üyesi tatilde olduğu gerekçesiyle 4 üye ile toplanıyor. 4 üyenin 2’si yine Cumhuriyet Gazetesi kaynaklı bir haberden alıntı yaparak söylüyoruz. Paralel yapı mensubu olmayan 2 üye bu olayı çok vahim buluyor ve bunun soruşturmaya değer bulunduğunu ifade edip bu konuda görüş beyan ediyor. Ancak yine aynı kaynaktan yapılan alıntılamaya göre paralel yapı mensubu olduğu iddia edilen 2 üyenin bu mesajlarla ilgili olarak soruşturma açılmasına yer olmadığına dair üstelik bir tanesinin de bu ifadenin, yani açıkça ölümle tehdit edilen her tarafı ile suç teşkil eden bu eylem ve beyanın maalesef ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesine dair inanılmaz ve kabul edilemez gerekçesiyle ikiye iki şeklinde çıkan kararla sonuç itibariyle bir defakto oluşuyor. Yani bir sonuçsuz bırakma eylemi gerçekleşiyor ve bunun üzerine de son gelinen nokta itibariyle bahse konu şahıs yani savcı Zekeriya Öz yaptığı bu hukuk tanımaz, kanun tanımaz ve hukukun açıkça yasayı ayaklar altına alan çiğneyen ve bu ülkenin Sayın Başbakanına açıkça tehdit oluşturacak şekilde yaptığı bu eylem yanına kar kalmış oluyor. Soruşturmadan kurtulmuş oluyor. 3. dairenin vermiş olduğu bu karar HSYK’yı yeniden ülke gündeminde çok tartışılır hale getirmiştir" dedi.

"ZEKERİYA ÖZ’ÜN SAVCI OLARAK KALABİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR"
Savcı Zekeriya Öz ile ilgili 17 ve 25 Aralık’ta yapılan operasyonlarındaki hukuka aykırı, olumsuz katkıları, Dubai’de yapmış olduğu tatille ilgili de konuşan Milletvekili Alpay, "Savcı hakkında yine bu hususlar hakkında inceleme yapılıyor. Bununla ilgili müfettişler bunu sorgulamaya değer buluyor, bu konuda soruşturma açılması talep ediliyor ve yine HSYK 3. Dairesi bahse konu meseleyle alakalı benzer bir de defacto oluşturmak suretiyle Savcı Zekeriya Öz hakkındaki bu iddialarında gerçeklikle karşılaşıp ortaya çıkmasına engel olacak şekilde süreci de sonuçsuz bırakıyor. Paralel yapıya mensup hakim, savcı ve şahıslarla ilgili olarak hukuksuz, kanunsuz ve hukuk güvenini tamamen sarsacak ve anayasal kurumu açıkça tartışılır hale getirecek bu örneklerle birlikte aynı HSYK 3. Dairesi paralel yapı mensubu olmayan norma yurdum insanı diyebileceğimiz mesleğini haysiyetine uygun bir şekilde yapmaya çalışan diğer hakim ve savcılarla ilgili hayatın içerisinden diye kabul edebileceğimiz, işte alkol metreye nefesle cevap vermemek, görevi dışında ava gitmek gibi hayatın içerisinden kabul edebileceğimiz vakayı adiye olarak değerlendirebilecek meselelere bağlı olarak da çok süratli bir şekilde incelemeden sonra soruşturma izni vererek, disiplin cezaları verilmesinin önünü açıyor. Geldiğimiz noktada HSYK’nın özellikle de 3. Dairenin bahse konu uygulamaları son iki günde gündeme damgasını vuran bu Zekeriya Öz kararıyla bir anlamda tescillenmiş oldu. Bahse konu kararda demin de ifade ettiğimiz gibi 4 üyeden iki tanesi, bu iddiayla ilgili yani Sayın Başbakana yönelik tehdit hakaret ve açıkça suç oluşturan eylem ve ifadelerle ilgili soruşturma açılması gerekir dediği halde diğer iki üye bu konuda aksi görüş beyan ediyor üstelik düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında görüyor ve bir de defacto oluşturuluyor. Buradan şu tespite ulaşmamız gerekiyor. Savcı kisvesi altında bu tür hakaret ve tehditleri yapan hukuk tanımayan ve yasaları ayaklar altına alan çiğneyen bir Zekeriya Öz’ün artık savcı olarak kalabilmesi artık mümkün değildir. Derhal istifa etmelidir. Mesleğin onur bakar ve haysiyetine uygun olmayan davranışları sergilemiştir ve bu konuda sıklıkla bu işi tekrar eder hale gelmiştir. Tarafsızlığını yitirmişti bu çok açıktır dolayısıyla hem tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirmesi hem mesleğin onur ve vakarına uygun davranmadığı açıkça suç teşkil eden eylem ve suçlar nedeniyle bu şahsın bir gün dahi cumhuriyet savcılığı görevine devam etmemesi gerekir, derhal istifa etmesi gerekir ve meslekten çıkarılma cezası verilmesi gerekir. Bunun yanında bahse konu şahısla ilgili olarak özellikle bu skandal karara imza atan ve bu şahsın soruşturmanın sonuçlandırılması ve sonuç itibariyle yaptığı eylemle değerlendirilip disiplin cezası verilmesinin önünü kesen ve bu şekilde yeniden HSYK’yı tartışılır hale getiren, hukuk güvenliğini sarsan, vermiş olduğu karar ve yaklaşımlarla da bu konuda çok doğru olmayan yaklaşımları ortaya koyan yine aynı kaynaktan aldığımız bilgiyle söylüyorum ki paralel yapı mensubu olan iki üyenin de derhal HSYK kurul görevinden istifa etmesi gerekir. Bu konuda bu milletten özür dilemesi gerekir. Dolayısıyla paralel yapı mensubu olan ve olmayanlar arasında aslında çok trajik bir noktaya gelinmiştir. Bu sürdürülebilir bir şey değildir. Asla kabul edilemez. Hukuk devleti olmaya çalışan ve bu konuda önemli adımlar atan Türkiye’nin müktesebatına yakışmadığı açık ve tartışmasızdır" şeklinde konuştu.

"TARAFSIZ VE BAĞIMSIZ BİR YARGI OLSUN İSTİYORUZ"
Türkiye’de tarafsız ve bağımsız bir yargının olması gerektiğini dile getiren Alpay, konuşmasına şöyle devam etti: "Birincisi paralel yapıya mensup olan arkadaşlarımız hakkında söyleyecek hiçbir sözümüz yok. Onlarla ilgili kararı kendileri vermişler. Bu konuda akıl ve vicdanlarıyla ilgili olarak nasıl bir durumda oldukları ortadadır. Ancak paralel yapıya mensup olmayan onur ve haysiyetine erdemine uygun bir şekilde hakimlik ve savcılık mesleğini sürdüren, aklını ve vicdanını kiraya vermemiş, sol, sosyalist, sosyal demokrat, liberal, muhafazakar, ülkücü ve bunun dışında tanımlamadığımız her türlü siyasi düşünce ve kanaate sahip olmakla birlikte ki bu insani bir şeydir. Her düşünce ve kanaat sahibi hakim ve savcı kardeşimizin, meslektaşımızın, bu defactoya, fiili duruma artık bir son vermesi gerekir. Tavırlarıyla, tarzlarıyla ortaya bir duruş koymaları gerekir. Çünkü bu hukuk devleti açısından, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı açısından asla kabul edilemez bir durumdur. Burada bir başka çağrıyı da muhalefet partileri ile birlikte bir başka sürece dahil yapmak istiyorum. Şu anda Türkiye’nin en önemli gündem maddesi cumhurbaşkanlığı seçimi. Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra benim için önemli olan ikinci temel mesele son iki günde yaşadığımız meseleden sonra HSYK’nın yapısıyla ilgili yapılması gereken acil düzenleme bir değişikliktir. Arkadaşlar siyasi partiler gelir geçer. Siyasi iktidarlarda gelip geçer. Millet destek olduğu müddetçe var olurlar, desteklerini kestikleri zamanda siyasi partilerde iktidarlarda görev sürelerini tamamlar ve yerlerini terk ederler. Ancak ekmek gibi hava gibi su gibi ihtiyacımız olan bir adalet mekanizması var, bir hukuk devlet sistemi anlayışı var. Bu bakidir, devlet var oldukça millet var oldukça ebediyete kadar tahkim edilmiş sürece devam eder. Ancak paralel yapının ve paralel yapı gibi hem devleti, hem hukuk sitemini ele geçirme noktasında gayret ve çaba içerisinde olanların yaptıkları işler, eylemler kalıcıdır, tahrip edicidir, yok edicidir. Bu tehdit herkese yöneliktir. Bu tehdit artık sayın başbakanın AK Parti ve kadrolarının, siyasi iktidarın kendine yönelmiş bir tehlike değildir. Son yaşananlardan sonrada bu çok açık ve yakın tehlike haline dönüşmüştür. Başbakanımız, bakanlarımız, parti sözcülerimiz çok sayıda açıklamalarda bulundular. Biz çok açık ve samimi bir şekilde ifade ediyoruz. Hiç kimsenin hiçbir siyasi zümrenin, cemaatin, yapının nüfuz etmediği, kontrol etmediği, ele geçirmediği, haktan hukuktan yana olan adalet hissi ile davranan tarafsız ve bağımsız bir yargı olsun istiyoruz. Bu bağımsız ve tarafsız yargının, hukuk güvenliğini temin etmiş 77 milyonun her bir ferdinin içinde kendini iyi hissettiği güvende hissettiği ve herkese eşitçe yaklaşarak güven duygusu verecek bir yargıya ihtiyacımız var. Bu yargıyı oluşturarak bir taraftan da bu yargı faaliyetlerine aynı hassasiyetle yaklaşacak ve denetleyecek HSYK yapısına ihtiyaç var. Burada bu çağrıyı yeniden yapmak durumundayız. Tekrar söylüyorum muhalefet partilerine ve bize düşen bir şey var, bu açık ve yakın tehlike hepimizi tehdit eder hale dönüşmüştür. Kontrol edilemez hale gelmiştir. Yakıcı,yıkıcı ve tahrip edici hale gelmiştir. Bu sebeple de bu müzakere sonuçlarının başlamasını, parlamentoda siyasi grubu bulunan partilerin yaklaşımını ortaya koyarak bu konuda bütün milletin üzerinde mutabık kaldığı bir yapıyı yeniden oluşturmak için ciddi bir adım atılmasına ihtiyaç vardır."
(İHA)