BIST 9.550
DOLAR 34,55
EURO 36,02
ALTIN 3.007,30
HABER /  DÜNYA

AK Partili Şahin’den Anayasa açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Mehmet Ali Şahin, “Darbe anayasasını değiştirmek için yola çıktık ama, d...

Abone ol

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Mehmet Ali Şahin, “Darbe anayasasını değiştirmek için yola çıktık ama, darbecilerin iradesini muhafaza etmeye çalışanlarla mücadele etmeye çalıştığımız için, yeni bir anayasa metini ortaya koymakta zorlanıyoruz” dedi.
Partisinin Karabük İl Danışma Kurulu toplantısına katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Mehmet Ali Şahin, "Mayıs ayının bizim tarihimize kara leke olarak geçmiş bir tarihi var" diyerek, 27 Mayıs 1960’da, 10 yıldır halkın verdiği oyla seçilip parlamentoya gelmiş ve üç seçimi de üst üste kazanarak ülke yönetiminde bulunan Demokrat Parti iktidarına karşı askeri darbe gerçekleştirildiğini söyledi.

"1960 DARBESİ, CUMHURİYETİ KURAN İRADEYE VE 1924 ANAYASASINA DA DARBE YAPMIŞTIR"
Demokrat Parti’nin 1950 seçimlerinde "Yeter söz milletin" diyerek yola çıkıp; 1950, 54 ve 57 seçimlerini kazanarak tek başına iktidara gelmiş bir parti olduğunu anlatan Şahin, “1960 yılında askeri darbe ile Meclis feshedilmiş, genel başkanı rahmetli Adnan Menderes ve arkadaşları Yassıada’ya gönderilmiş, orada uydurma bir mahkemede yargılanmışlardı. Yüksek Adalet Divanı, -Yüksek Adaletsizlik Divanı- demek daha doğru olur. 27 Mayıs’ta sadece, sandıktan çıkan milletin iradesi ile çıkmış olan bir iktidar alaşağı edilmemiştir; aynı zamanda Cumhuriyeti kuran iradeye karşı da darbe yapılmıştır. Sadece iş başında bulunan Demokrat Parti iktidarına karşı yapılan bir darbe değildir 27 Mayıs 1960... Aynı zamanda Cumhuriyeti kuran iradeye ve bu iradenin ürünü olan 1924 anayasasına da bir darbe yapılmıştır. Çünkü 1924 anayasası da yürürlükten kaldırılarak, darbeciler kendi anayasalarını yürürlüğe koydular. Koymuşlar da ne oldu? Şu anda biz TBMM’de yeni bir anayasa yapmak için, 1982 darbe ürünü anayasayı yürürlükten kaldırarak, millet iradesine dayalı, milletin beklentilerine cevap verecek yeni anayasa yapmak için çalışıyoruz. 1,5 yılı geçti; yeni bir anayasayı biz milletin önüne koyamadık. Niye koyamadık? O masada birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızı ve o arkadaşlarımızın mensup olduğu partileri eleştirmek bakımından söylemiyorum; bazı siyasi partiler 1960, 1980 darbesinin ruhunu taşıyorlarmış görüntüsü veriyorlar. Şimdi bir anayasada en önemli madde egemenlik maddesidir. Egemenlik yetkisi kimdedir, kim kullanır? 1924 anayasasında ’Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türk milletini ancak TBMM temsil eder ve millet adına egemenlik hakkını o kullanır.’ Darbeciler geldi anayasa yaptılar; ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ cümlesini muhafaza ettiler ancak, geri kalanı değiştirdiler. ’Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, millet egemenlik hakkını yetkili organların eliyle kullanır ancak’ diyor. Yani TBMM’ye ortaklar çıkarttılar eş yetkilere sahip. Silahlı Kuvvetler, Yargı, YÖK bunlardan birileri... TBMM ne kadar millet adına egemenlik yetkisine sahipse, bu organlar da sahiptir diye getirdiler. Darbeciler darbelerine kılıf hazırladı. Biz darbe yapıyoruz ama, milletin egemenlik hakkını kullandığımız için darbe yapıyoruz demeye getirdiler. 1924 anayasası böyle değil. Cumhuriyeti kuranlar böyle yapmadı anayasayı. Ama o nedenle diyorum ki; darbe ürünü anayasalar ve darbeciler aslında, Cumhuriyeti kuran iradeye ve o iradenin ürünü olan anayasaya da darbe yaptılar” dedi.

"DARBECİLERİN ANAYASASINA SARILIYORLAR"
Şahin, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda AK Parti olarak 1924 anayasasındaki egemenlik düzenlemesini aynen muhafaza etmek istediklerini, ancak iki siyasi partinin buna şiddetle karşı çıktığını da anlatarak, "1961, 1982 anayasası, egemenlik ile, ilgili yetkili organları ile kullanmasını aynen korumak istiyoruz diyor CHP ve MHP... Dokundurtmayız diyorlar; biz de ikna etmeye çalışıyoruz. Biz bu uzlaşma masasını darbe ürünü anayasasından Türkiye’yi kurtarmak için kurmadık mı? Bu masada darbe ürünü anayasayı ortadan kaldırarak; milletin arzularına uygun, milletin beklentisine uygun bir anayasa yapmak için bulunmuyor muyuz? O halde 1924 anayasasındaki egemenlik ve onun kullanımı ile ilgili maddeyi aynen taşıyalım. ’Hayır’ diyorlar. Darbe anayasasını değiştirmek için yola çıktık ama darbecilerin iradesini muhafaza etmeye çalışanlarla mücadele etmeye çalıştığımız için, yeni bir anayasa metini ortaya koymakta zorlanıyoruz. Ama yılmadan ikna etmeye çalışacağız Haziran sonuna kadar. Sayın Kılıçdaroğlu her konuşmasında, ’anayasanın ilk 4 maddesi bizim kırmızı çizgimizdir, zinhar dokundurtmayız’ diyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir Cumhuriyettir; tamam bunda anlaştık zaten. 4 tane siyasi parti aynı şeyi söylüyor. Geri kalanlar Cumhuriyetin temel nitelikleri, demokrasi, laiklik ve sosyal hukuk devleti olmak. Ancak 1982 anayasayı oraya çok lüzumsuz ibareler sokmuş ki bunu sadeleştirelim diyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin dili Türkçedir diyor. Biz diyoruz ki; resmi dili de Türkçe olsun. Zaten maddenin vasfı resmi dil diye geçiyor ama içeriği farklı. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli zinhar bunlara dokundurtmayız bizim kırmızı çizgimizdir diyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu bu 4 madde sizin kırmızı çizginiz olamaz. Bu ancak darbecilerin kırmızı çizgisi olur. Siz sık sık Cumhuriyet kuran parti olmakla övünüyorsunuz. Niye 1924 anayasasına sahip çıkmıyorsunuz? Madem Cumhuriyeti kuran parti olduğunuzu iddia ediyorsunuz, Cumhuriyeti kuran parti iseniz 1924 anayasasına sarılmanız lazım. Hayır, siz darbecilerin anayasasına sarılıyorsunuz, o nedenle samimi değilsiniz. Zorluk buradan kaynaklanıyor" ifadelerini kullandı.
Kılıçadaroğlu’nun, "Türk milleti ifadesini anayasadan asla çıkarttırmayacağız" dediğini hatırlatan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sanki Türk milleti ifadesini anayasadan çıkartmaya çalışan birileri varmış gibi. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda senin partinin üyeleri var, sorsana onlara. AK Parti Türk milleti ibaresini yeni anayasası önerisinde masaya getirdiğinde çıkartmış mı? Çıkartmadı. ’Egemenlik kayıtsız şartsız Türk milletinindir. Türk milletinin egemenlik yetkisini’ diye başlıyor. Türk milleti ibaresini muhafaza ediyoruz. Ama bizim bir şey çıkartmış olduğumuzu düşünerek, yalan yanlış bilgilerle kamuoyunu bilgilendirmeye çalışıyor. Ya konudan haberi yok; ya da ezbere konuşuyor, veyahut da kusura bakmasın ama gerçekleri gizliyor. Yalan söylüyor diyemiyorum, çünkü edebim müsaade etmez."
Şahin, konuşmasının bir bölümünde ise, Kılıçdaroğlu’nun; ’Recep Tayyip Erdoğan asla Başkan olamayacaktır’ diye bir cümle kullandığını da belirterek, “Bizim Başkanlık sistemi ile ilgili çalışmamız var, herhalde onu kastediyor. Ben buradan, Karabük’ten Sayın Kılıçdaroğlu’na bir çağrıda bulunuyorum. Sayın Kılıçdaroğlu cesaretin varsa, yüreğin yetiyorsa, Başkanlık sistemine Türkiye geçtiğinde de olur veya şimdiki modele göre de olabilir. Önümüzdeki yıl cumhurbaşkanlığı seçimi var. Biz AK Partililer olarak Sayın Başbakanımızın, Genel Başkanımızın cumhurbaşkanı adayı olmasını arzu ediyoruz ve bu göreve çok yakışacağını düşünüyoruz. Yüreğin varsa gel Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına cumhurbaşkanı adayı olarak çık. Var mı yüreğin? Mitinglerde, toplantılarda meydan okumayı bırak, yüreğin varsa çıkarsın karşısına. Kılıçdaroğlu’na geçenlerde bir TV kanalında canlı yayında, kendisine cumhurbaşkanlığı seçiminde Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan karşı karşıya gelse ve aday olsa kime oy verirseniz diye soruldu program yapımcısı tarafından. O da Abdullah Gül’e diyor. İddialı bir ana muhalefet partisi liderinin şöyle söylemesi lazım; ’niye onlara vereyim, bizim kendi adayımız olur, ben olurum ona oy veririm.’ İnanmıyor. CHP, cumhurbaşkanı adayı çıkaracağına bile inanmıyor. İnansa böyle der mi” diye konuştu. Toplantı, daha sonra basına kapalı olarak devam etti.
(İHA)