TBMM Sanayi Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, koronavirüs salgını sürecinde kendisini Ankara'daki evine kapattı. Evde bahçe işleriyle ilgilenip, küçük oğluyla oyun oynayan ve yemek yapan Elitaş, bu süreçte seçim bölgesi ile irtibatı video konferans yöntemi ile sürdürdüğünü söyledi.
Abone olAK Partili Elitaş, koronavirüs tedbirleri kapsamında bulunduğu Ankara'daki evinin kapılarını DHA'ya açtı. Evde eşi ve 4 çocuğundan en küçüğü Furkan (12) ile birlikte kalan Elitaş, zamanını genellikle oğlu ile geçiriyor. Evde yemek yapıp, bahçe işleriyle uğraşan Elitaş, oğlu Furkan ile kitap okuyor.
Elitaş, salgın ile ilgili Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı kurallara uymanın bir mecburiyet olduğunu söyledi. Elitaş, "Sosyal mesafeye, toplumun önderi olan, toplumda örnek olarak alınan kişiler olarak baktığım da, uymak mecburiyetinde olduğumuzu hissediyoruz. Aynı şeyi evimizde de yapmaya gayret ediyoruz" dedi.
Siyasetçi olarak bu duruma alışamadık
Elitaş, bu süreçte seçmenlerle ve seçim bölgesi ile irtibatı video konferans yöntemi ile sürdürdüğünü, bir siyasetçi olarak bu duruma alışamadığını kaydetti. Elitaş, "Biz siyasetçiler yüz yüze görüşmede başarılıyız. AK Partililerin bir özelliği var, bu Sayın Cumhurbaşkanımızda da büyük bir özelliktir. İnsanlarla karşı karşıya gelerek dokunarak, yakınlaşarak siyaset yapma özelliğimiz bizim çok ön planda. Belki alışınca değişecek; ama o interaktif görüntülü programlara adaptasyon zor bir şey. Ayak uydurmamız zor" diye konuştu.
Torunuma isim koymak için gittim
Büyükşehirlere konulan giriş çıkış yasağını hatırlatan Elitaş, vekillere bu yasağın uygulanmadığını; ancak örnek olmak adına seçim bölgesine gitmediğini söyledi. Elitaş, yeni doğan torununa isim koymak için bir kez Ankara dışına çıktığını anlatarak, "Kendimizle baş başa kaldık, doğayla baş başa kaldık. Bu ortamın bir nimet olduğunu gördük. Paylaşmayı gördük. Toplumsal saygıyı öğrendik. Benim sağlığımın başkasının sağlığına zarar vermemesi için alınması gereken tedbirleri öğrendik. İnsanlar uzak mesafede oturuyor. Türk toplumunun en büyük özelliklerinden biri, sarılarak, tokalaşarak sevgisini gösteriyor. Artık daha dikkat ediyorlar" dedi.
Yemek yapıyorum kitap okuyorum
Elitaş, bu süreçte bahçe işleriyle uğraştığını anlatarak, "Bahçenin içine giriyorum, çim biçiyorum, oğlum bana yardım ediyor, yemek yapıyorum, çok güzel yemek yapıyorum, bütün yemeklerden anlarım. Furkan iyi bir gurmedir. Vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorum. Bu süreçte elimizi 20 saniye yıkama alışkanlığı kazandık. Daha önce bu süreye dikkat etmezdik. Sarılma alışkanlığımız ortadan kalktı. Tokalaşma da kalkacak gibi artık. Bizim sağlığımızdan öte başkalarının da sağlıklarının çok önemli olduğunu öğrendik. Bir çoğumuz bu hastalığı geçirdik diye düşünüyorum. Çok önemli değişiklikler oldu hayatımızda. İlişkilerimizin daha kontrollü olması ortaya çıktı. Temizlik ön plana çıkmaya başladı. Hayatımızda önemli değişiklikler olacak gibi bu süreçte" diye konuştu.