AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, yeni anayasa için muhalefet partilerine çağrı yaptı, sivil bir anayasa için birlikte çalışma önerisi getirdi.
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti'nin rövanş partisi olmadığını söyledi. Seçimlerin kaybedenenin partiler olduğunu, tek bir vatandaşın dahi kaybetmediğini ifade eden Çelik, 7 Haziran'da oy düşüşü yaşayan AK Parti'nin, 1 Kasım seçimlerinde Türkiye'nin tartışmasız merkez partisi haline geldiğini kaydetti.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Ömer Çelik, 1 Kasım genel seçiminin ardından ilk kez yapılan AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu. Çözüm süreci konusundaki tartışmaları değerlendiren Çelik, silahların gömülmesi ve kamu düzeninde tam hakimiyet sağlanması halinde, buzdolabı meselesinin yeniden gendeme gelebileceğini söyledi. İşte Çelik'in açıklamalarından bazı satır başları;
"MYK toplantımızda 1 Kasım seçimine giden süreç, 1 Kasım seçim sonuçları
kapsamlı şekilde değerlendirilmiştir. En önemli hususlardan bir tanesi neredeyse birkaç saat içerisinde Türkiye'de seçim sonuçlarının belli olması ve bu seçim sonuçlarının ufak tefek itirazlar hariç genel kabul gören şekilde hiçbir sıkıntıya mahal vermeyecek şekilde açıklanmış olmasıdır. Tabi ki itirazlar var. Resmi sonuçlar yayımlanacak ama sonuçlar itibariyle hemen her parti bu sonuçların sağlık sonuçlar olduğunu kabul etmiş bulunuyor.
"KAYBEDEN PARTİLER OLMASINA RAĞMEN KAYBEDEN TEK BİR VATANDAŞIMIZ YOKTUR"
Partilerin pek çoğu kayba uğramıştır; fakat kaybeden partiler olmasına rağmen altını çizerek söylüyoruz kaybeden tek bir vatandaşımız bile yoktur. Türkiye, bugün önünü gören huzurlu, barış içerisinde bir güne uyanmıştır. Bütün vatandaşlarımız kazanmıştır. Bu milletimizin zaferidir.
"AK PARTİ, TÜRKİYE'DE EN GÜÇLÜ MERKEZ PARTİSİDİR"
Biz sadece muhalefetteyken toplumun sesine kulak veren ya da iktidara geldiğinde bundan vazgeçen partiler gibi olmamaya özen gösterdik. Açık ve tartışmasız biçimde AK Parti, Türkiye'de en güçlü merkez partisidir. Sadece siyasi merkezi temsil etmemektedir. Aynı zamanda toplumsal merkezi de temsil eden yegane partidir.
"HİÇBİR VATANDAŞIMIZ MAHZUN OLMASIN"
Açık ve net şekilde söylüyoruz. Hiçbir vatandaşımız mahzun olmasın. Herhangi bir şekilde oy verdiği partilerden bir tanesi geride kalan vatandaşlarımız mahzun olmasınlar. AK Parti'nin zaferi onların da zaferidir. Bize oy vermeyen vatandaşlarımızın toplumsal taleplerine de bize oy veren vatandaşlarımız kadar duyarlı olacağız. Türkiye partisi olduğumuzun farkındayız. Bundan sonra omuzlarımıza yüklenen ağır yükün farkındayız.
"ÖTEKİLEŞTİRME ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAK EN KARŞI OLDUĞUMUZ MESELE"
Türkiye'de öteki yoktur. Türkiye'de herkes 'biz' duygusunun içindedir. Bugün Türkiye'de öteki üzerinden siyaset yapmak, ötekileştirme üzerinden siyaset yapmak en karşı olduğumuz meseledir. Türkiye'de siyasi olarak, ideolojik olarak
hayat tarzı bakımından bütün farklı kesimlerin hiçbiri Türkiye'de kiracı değildir. Bütün hayat tarzları, bütün kimlikler, bütün toplum kesimleri, bütün ideolojik kesimler, diğer partilere oy veren herkes bu ülkede ev sahibidir. Bu ülkede birinci sınıf vatandaştır. Onayını aldığımız vatandaşlarımız kadar bize oy vermeyenlerin rızasını almak da bundan sonraki politikalarımızda her zaman olduğu gibi gözeteceğimiz ana unsur olacaktır.
"BİZ RÖVANŞ PARTİSİ DEĞİLİZ"
Biz hiçbir zaman rakiplerimizin zayıflığından güç alan bir parti olmak istemedik. Her parti kaliteli işler yapsın. Ciddi rekabet edelim. Hiç kimseyle bir rövanş duygusu içerisinde değiliz. Bunun altını çiziyorum. Biz bir rövanş partisi değiliz. Rövanş siyaseti, negatif dil bizim kitabımızda yazmaz.
"MUHALEFET PARTİSİNDEKİ ARKADAŞLARIMIZLA GRUP BAŞKANVEKİLİ ARKADAŞLARIMIZ GÖRÜŞECEK"
12 gün var, dedi YSK Başkanımız. Kesin sonuçlarla ilgili bir bekleme süresi var. Arkadaşlar da o takvimle ilgili çalışıyor. Bir an evvel hükümetin kurulması, zaten seçim sonuçları açıklandı. Açıklandığına göre millet de tek başına AK Parti'ye bu görevi verdi. Bir an evvel hükümetin göreve başlamasını arzu ediyor milletimiz de. Muhalefet partisindeki arkadaşlarımızla da grup başkanvekili arkadaşlarımız görüşecekler. Onların da bu takvimin hızlı işlemesi konusunda yardımcı olacağını düşünüyoruz. Seçim sonuçları bunu gerektiriyor. Onların detaylarını takvim üzerinde anlaştığımız zaman size açıklarız. Onlarla görüşmeden biz kafamızdaki takvimi açıklamış olmayalım.
"BU RAKAMIN BİR İKİ AŞAĞISINI YA DA KENDİSİNİ İFADE EDEN ARKADAŞLARIMIZ OLDU"
AK Parti bu sonuçlara alışık bir parti. Neredeyse 2011'de aldığımız oya yakın bir oy aldık. Biz sadece şunun kaygısı içindeydik. Değerlendirmelerimizde, koalisyon görüşmelerinden bir sonuç alamayınca, artık seçim sürecine de girildiği için
koalisyon görüşmelerinin bitmesinden sonra bütün odaklanmamızı seçime verdik. Biz 7 Haziran sonrasındaki değerlendirmelerimizde ortaya çıkan eksikliklerimizi giderdiğimiz takdirde tek başına iktidar tablosunun çıkacağını görüyorduk. Fakat bu hangi sayıyla olur, kuşkusuz bunu görmemiz çok zordu. Tek kaygımız şuydu. Kendimizi anlatmak ve politikalarımız konusundaki düzeltmeleri vatandaşımıza iyi gösterebilmek açısından yeterli zaman olmayabilirdi. Fakat bu konuda da başarılı bir kampanya yürüttüğümüz görüldü. Sonuçları rakam itibariyle değerlendirmek zordu; fakat kendi içimizde bu sonuçları bilen arkadaşlarımız oldu. Bu rakamın bir iki aşağısını ya da kendisini ifade eden arkadaşlarımız oldu.
"ÇAĞRI YAPIYORUZ, GELİN YENİ BİR SİVİL ANAYASA YAPALIM"
Buradan çağrı yapıyoruz. Türkiye'yi 2023'e taşıyacak yeni bir sivil Anayasa yapalım. Bu tek başına AK Parti'nin sorumluluğu değildir. Vatandaşın Meclis'e gönderdiği her bir milletvekilinin tek tek sorumluluğudur. Bunun altını bir kere çiziyoruz.
"KAMU DÜZENİ TAM SAĞLANDIKTAN SONRA ÇÖZÜM SÜRECİ BUZDOLABINDAN ÇIKARILABİLİR"
Çözüm süreci kamu düzeniyle birbirine zıt bir proje değildir. Kamu düzeni ve çözüm süreci birbirinin alternatifi değildir. Terör örgütünün silahlı unsurları ülke toprakları dışına çıkmak için daha önce ilan ettikleri takvime uymadılar. Türkiye ve bu bölge şimdiye kadar olduğu gibi silahlı unsurlara kesinlikle tahammül etmez. Çözüm süreci konusunda samimi olanların yapması gereken iki şey var. Siyasi olarak bunu söyleyenlerin kesinlikle terör faaliyetlerine karşı olduklarını ilan etmeleri, eli silahlı unsurların da ikide bir barıştan, çözümden bahsediyorlar. Yapacakları tek şey bu silahları gömmektir. Kamu düzeni konusunda tam hakimiyet sağlandıktan sonra o buzdolabı meselesi yeniden gündeme alınır. Buzdolabından çıkarılabilir; ama terörle mücadelenin herhangi bir aşamasında kamu düzeni tam sağlanmadan karşı taraftan gelen 'Çözüm sürecini yeniden devreye sokalım' türü çağrıların hiçbirini ciddiye almıyoruz. Her birine kulağımız kapalıdır. 'Seçimden sonra yeni bir diyalog ya da çözüm aşaması başlayacak' demelerinin hiçbir zemini yoktur. Kamu düzeni tam sağlandıktan sonra bu meseleyi gündemimize alırız."