AK Partili Belediye Başkanı Erdoğan’ın talimatını böyle çiğnedi!
Yalanların, iftiraların üstesinden gelmek için, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde, milletvekillerine talimat verdi: -Şeffaf olun, ihaleleri canlı yapın. Talimat güzel, ama uygulayan var mı?
Muhalefet cephesi AK Parti’yi, daha doğrusu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı 2023 seçimleri öncesinde yıpratmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. 17-25 Aralık sürecinde, FETÖ’nün tapeleriyle iktidarı hedef alan muhalefet, bugün Sedat Peker üzerinden oy devşirmeye çalışıyor. Süleyman Soylu’nun üzerinden politika geliştirmelerinin sebebi bu.
Muhalefetin bu siyasetini çok yadırgamamak lazım. Neticede onlar görevlerini yapıyor. Geçmiş seçimlerde, havuzlu villa politikaları yürüttüler. Ayakkabı kutularındaki paralar üzerinden siyaset yaptılar. Bugün de uçak muhabbeti yapıyorlar. “Satarız” diyorlar ama maşallah kendileri özel uçaklardan inmiyorlar.
Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarı lüks ve şatafat üzerinden vurmaya çalışırken, bir yandan da tarifeli uçakta, genç bir kızımızla fotoğraf veriyor. “Bak ben tarifeli uçaktayım, sen de bin” diyor. İstiyor ki, Erdoğan elinde çantasıyla, ABD Başkanı’nı ziyarete giderken tarifeli uçakla gitsin. Ya da, yurt içinde trenle seyahat etsin istiyorlar.
Dedim ya, muhalefet görevini yapıyor.
Peki tüm bunlara karşı iktidar ne yapmalı?
Yalanların, iftiraların üstesinden gelmek için, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde, milletvekillerine talimat verdi:
-Şeffaf olun, ihaleleri canlı yapın.
Talimat güzel, ama uygulayan var mı?
Ya da bundan sonra Erdoğan’ın talimatları gerçekleştirilecek mi?
CHP’li belediyelerin yaptığını AK Parti belediyeleri yapacak mı?
Erdoğan’ın o sözlerinin daha mürekkebi kurumadan, Manisa Yunus Emre Belediyesi Başkanı Mehmet Çerçi, 1839 kalem yedek parça ve lastik alma ihalesi yaptı. 5 Temmuz’da ise, muhtelif cadde ve sokaklarda yol ve yaya kaldırım yapımı için ihalesi gerçekleştirildi.
Peki bu ihaleler Erdoğan’ın dediği gibi şeffaf veya canlı yayında mı yapıldı? Hayır. Mehmet Çerçi, Erdoğan’ın talimatını çiğnedi ve ihaleleri eski usul ile yaptı.
Aferin Mehmet Çerçi’ye…
Erdoğan’ın o sözlerini muhaliflerin ağzına sakız yaptı.
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, bu fırsatı kaçırır mı? “Reislerinin açıklamalarına uymuyorlar” diyerek haklı tepkisini ortaya koydu.
Yıllarca bu konuları gerek ben, gerek Süleyman Özışık gündeme getirdi. AK Parti’nin içinde bildiğini okuyan bir kesimin olduğunu söyledik durduk. Biz konuştuk diye, “hain” bile olduk. İyi de kardeşim, biz değil Cumhurbaşkanı söylüyor ama sen bildiğini okumaya devam ediyorsun. AK Parti’ye, Recep Tayyip Erdoğan’a zarar veriyorsun. Konuşmayalım mı, senin paşa gönlün olsun diye susalım mı?
Asla…
Erdoğan’ın Hülagühan mesajı orta yerde duruyor.
Yeni Ömerler, yeni Ayşeler bulalım çağrısı da…
“Milletin adamı” yerine “Kendi adamı”nı tercih edenler hala işbaşında. Balıkkesir’de hatırlayın, geçmişte Erdoğan’a ağza alınmayacak küfürler eden bir delikanlıyı Gençlik Kolları Başkanı yapmışlardı. Buradan bu rezaleti gündeme getirdim diye yine hain ilan edildim. Ben hain oldum ama o delikanlı tabanın tepkilerine daha fazla dayanamadı ve istifa etti.
AK Parti teşkilatlarından yağmur gibi mesajlar alıyorum. CHP’liler üçer dörder maaş alan bürokratlardan şikayet ediyor ya, bu şikayetler AK Partili gençlerin şikayetleri yanında devede kulak kalır. Özellikle gençler, dışlandığını haykırıyor. Doğruları söyleyen gençler partiden, teşkilatlardan dışlanırken, pudra şekeri çeken gençler Parti’nin en üst kademelerinde koltuk sahibi olabiliyor.
Bunları niye söylüyorum?
Erdoğan bildiğiniz gibi yeni bir talimat verdi, milletvekillerine, il başkanlarına. “Halka inin” dedi. Bakın İstanbul niye kaybedildi, Ankara niye kaybedildi? Bir bakanla vakti zamanında bir sohbetimiz olmuştu… Seçimlere daha 1 ay vardı. O bakan, AK Parti’nin İstanbul’da seçim kazanamayacağını söylemişti. Nedenini sorduğumda, “Hadi Bey, biz bu milleti kandırmışız. Gitmişiz bizden talebi olmuş, hallederiz demişiz ama hiçbir şey yapmamışız. Bir daha gitmişiz aynı adam yine talepte bulunmuş. Yine hallederiz demiş ve bir daha ki seçime kadar o adamın yüzüne bakmamışız. Ben gittim o adama yeniden, yüzüme baktı ve “Hangi yüzle geliyorsunuz, üç seçim önce sizden şu talepte bulunmuştum, hallederiz dediniz ama yapmadınız” diyerek bana arkasını döndü.
Erdoğan’ın talimatı iyi olmasına iyi ama, az önce söylediğim gibi, bu talimata uyulacak mı? Milletvekilleri turistik seyahate mi çıkacak, yoksa halka mı dokunacak hep birlikte göreceğiz. İl Başkanları, Belediye Başkanları eskisi gibi halkla arasına mesafe mi koyacak, yoksa kapısını ardına kadar açıp dert mi dinleyecek bekleyip göreceğiz.
“Erdoğan israf yapmayın” demişti hatırladınız mı?
İsraf son buldu mu?
Erdoğan’ın peşindeki kişilerin lüks araç saltanatı bitti mi? Erdoğan’ın konvoyundaki araç sayısı azaldı mı? Tabii ki hayır, azalmak yerine arttı, arttırıldı.
Yahu bin defa söyledik, cami cemaatinin yolunu kesmeyin. Erdoğan camiye gidiyor, yollar kesiliyor, yaşlı insanlar Cuma namazına gitmekten vazgeçiyor. Çünkü yaşlı, yürüyemiyor, araçla gitmesi lazım ama yol kapalı.
Cami içinde… Erdoğan gelecek diye, cemaate yapılanları bir görseniz. İnsanlar isyan ediyor. Numan Kurtulmuş’un cami cemaati bizden koptu sözü boşa değildi, işte bu yüzden koptu.
Belediye Başkanları’na ulaşılamıyor. Seçim vaktinde telefonum 24 saat açık diyenler, seçimi kazandıktan sonra, tanımadıkları numaraları açmıyorlar. Üstelik bunu söylemekten de çekinmiyorlar. Akıl alır gibi değil, Cuma namazına gidiyorlar, sonra güzel bir icraat gerçekleştirmiş gibi, sosyal medyada “Cuma namazımızı eda ettik” diyerek fotoğraflı paylaşımda bulunuyorlar. Bir düğüne, bir derneğe gitmek onlar için büyük icraat. Bir bakın sosyal medyaya, neredeyse bütün belediye başkanları bu icraatlarıyla övünüyor.
Daha önce anlatmıştım; Erdoğan’a yakın bir isim belediye başkanlarıyla toplantı yapıyor. Hepsi maşalah çok çalışkan, çok hünerli. Hepsi Halkla içi içe, vatandaşın derdiyle dertleniyor, bir dediklerini iki etmiyorlar. Kapıları da 24 saat halka açık. Öyle diyorlar. Ve fakat dinleyen şahıs gerçekleri bildiği için acı acı gülümsüyor…
Diyor ki:
Ben çok merak ediyorum, siz kendi kendinize ulaşabiliyor musunuz?
Bu soruya anlam veremeyen belediye başkanları şaşkınlık içinde sorunun muhatabına bakıyorlar.
“Sen” diyor Erdoğan’a yakın isim, kendini ara diye devam ediyor. Arıyor, karşısına önce sekreter çıkıyor.. Sonra özel kalem müdür yardımcısı…
Ve fakat o belediye başkanı normal telefondan kendi özel kalem müdürüne ulaşamıyor.
Durum bu kadar vahim…
Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi 2023’ün yolu, halka dokunmaktan geçer. Mehmet Müezzinoğlu vardı, il başkanlığı yaptı, sağlık bakanlığı yaptı, vaktinin neredeyse 24 saatini ahaliyle geçiriyordu. Aziz Babuşçu yine öyle. Selim Temurci diye bir kibir abidesi de geldi geçti AK Parti’den. Bir de Bayram Şenocak. Eskiden İstanbul İl Başkanları efsaneydi, Bayram Şenocak seçim kaybetmesine rağmen istifa etmek yerine koltuğuna adeta yapıştı. Şimdi yerine gelen Osman Nuri Kabaktepe, onun küskünlerini, kırgınlarını toparlamaya çalışıyor.
Meclis’e ara verilecek, AK Partili milletvekilleri sahaya inecek, il il gezecekler. Ben çok merak ediyorum, gerçekleri haykıracak milletin derdini doğru düzgün not alıp, Erdoğan’a iletecekler mi? Mesela halka dokunmak yerine halktan uzak il başkanlarını Erdoğan’a iletecekler mi?
Mesela, parası var diye her türlü pisliğin içinde olan kimi meclis üyelerini Erdoğan’a iletecekler mi? Bu ifadeyi bilerek kullanıyorum, hem Ak Parti kadrolarında yer alan, hem de pis işler yürüten meclis üyeleri, parası var diye baştacı ediliyor. Bu konuyu detaylarıyla sizlere başka yazıda anlatacağım.
Kardeş, “Sen bu konuşmanla AK Parti’ye zarar veriyorsun” diyenler olacaktır. Ben de diyorum ki, ben konuşuyorum siz önlem alın. Ben değil, siz AK Parti’nin içindeki pislikleri temizlemediğiniz sürece en büyük zararı siz vermiş oluyorsunuz hem Erdoğan’a hem de AK Parti’ye…
Erdoğan diyor ki:
- Küskünlerin, kırgınların ayağına gidin.
Ne güzel…
Erdoğan dedi de…
Dediği yapılacak mı?
Öyle ya…
Kim kırdı bu insanları?
Kim kapının dışına itti?
İl Başkanları, milletvekilleri bu insanların kapısına nasıl gidecek? Hangi yüzle gidecekler? Zira onları küstüren, kıran, dışlayan, adam yerine koymayan kendileri. Neden? Kendi koltuğunu sağlamak için, siyasi ikbalini garantiye almak için. Liyakat sahibi olanlar dışlandı, küfürbaz, toplumda karşılığı olmayan kişiler koltuk, mevki ve makam sahibi yapıldı.
Kars’ta gencecik bir arkadaş. Mehmet Emin Haliloğlu. Yanlışları gördüğünde konuştu, susmadı diye dışlandı. Eski Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş birilerinin Adayı diye yeniden aday gösterildi. İl Başkanı seçim kaybetti, hala koltuğunu koruyor.
Son seçimde Kars’ı bile bile HDP’ye teslim ettiler. Ben kendimi yırttım, bu adayla AK Parti seçimi kazanamaz diye, buna rağmen bildiklerini okudular ve Kars’ı HDP’ye verdiler. Ankara her şeyi biliyordu, bilmesine rağmen adım atmadı.
Kars bir örnek… bir çok ilde seçimler milletin adamlarından seçilemediği için kaybedildi. Seçim kazanacaklar ise hırpalandı, hain ilan edildi, yok sayıldı.
Sözün özü şu; 2023 AK Parti için çantada keklik değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bel bağlayanlar, “Reis konuşur bu işi bitirir” diyenler büyük bir hayal kırıklığına uğrayabilirler. Sahaya inen, ya da inecek olan milletvekilleri yerinde tespitlerle gerçekleri Erdoğan’a rapor ederse, AK Parti’yi bekleyen tehlike bertaraf edilebilir. Aksi halde, 2023’te hiç de istemediğimiz bir tablo ile karşı karşıya kalabiliriz.
Dost acı söyler ya…
Ben de öyle yaptım.
Bu yazıyı https://www.YouTube.com/hadiozisik kanalımdan dinleyebilirsiniz