AK Parti beyannamesi Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklandı. Beyannamede seçmene 3 kritik vaat yer alıyor.
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı 1 Kasım seçim beyannamesinde, üç önemli nokta dikkat çekti! Cemevlerine hukuki stadü vaadinin yer aldığı beyannamede, 7 Haziran beyannamesinde de yer alan başkanlık sistemi bir kez daha yer aldı. Seçim beyannamesinin en çok dikkat çeken unsuru ise Anayasa'dan Türk ibaresinin çıkarılması olarak yorumlanan, "herhangi bir etnik veya dini kimliğe referans yapmayan bir vatandaşlık tanımı esas alacaktır" ifadesinin aynen yer alması oldu.
Ahmet Davutoğlu, AK Parti'nin merakla beklenen seçim beyannamesini açıkladı. 7 Haziran'a göre daha kapsamlı bir beyanname ile yola çıkan AK Parti, seçmene 1 Kasım için oldukça dikkat çeken 3 öneriyle sahaya çıktı.
CEMEVLERİNE STATÜ
AK Parti'nin 1 Kasım beyannamesinde öne çıkan vaatlerinden biri ise, Cemevlerine "hukuki statü verilmesine" ilişkin oldu. Beyannamede, "Geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız. Aynı şekilde, geleneksel irfan merkezlerinin ve cemevlerinin ihtiyaçlarının karşılanması için 5393 sayılı Belediye kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nda gerekli değişiklikleri yapacağız" denildi.
YENİ TÜRKİYE İÇİN BAŞKANLIK SİSTEMİ
AK Parti, 7 Haziran seçim bildirgesinde yer alan ve Türkiye'de büyük tartışma yaratan "Anayasa'dan Türk ibaresinin çıkarılmasına" olanak tanıyan vaadini, 1 Kasım seçimleri için hazırladığı beyannamesinde de korudu.
Ahmet Davutoğlu, AK Parti'nin merakla beklenen seçim beyannamesini açıkladı. 7 Haziran'a göre daha kapsamlı bir beyanname ile yola çıkan AK Parti, seçmene 1 Kasım için oldukça dikkat çeken 3 öneriyle sahaya çıktı.
CEMEVLERİNE STATÜ
AK Parti'nin 1 Kasım beyannamesinde öne çıkan vaatlerinden biri ise, Cemevlerine "hukuki statü verilmesine" ilişkin oldu. Beyannamede, "Geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız. Aynı şekilde, geleneksel irfan merkezlerinin ve cemevlerinin ihtiyaçlarının karşılanması için 5393 sayılı Belediye kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nda gerekli değişiklikleri yapacağız" denildi.
YENİ TÜRKİYE İÇİN BAŞKANLIK SİSTEMİ
Ak Parti'nin 1 Kasım beyannamesinde, başkanlık sistemi konusunda 7 Haziran'dakine benzer ifadeler yer aldı. Başkanlık sisteminin "kişiler üzerinden tartışılmaması gerektiği" mesajının verildiği bildiride, "Yeni Türkiye vizyonumuzun ihtiyaç duyduğu etkin ve dinamik yönetim dolayısıyla, başkanlık sisteminin daha uygun bir yönetim modeli olduğuna inanıyoruz" denildi.
Bildirgede, Cumhurbaşkanı'nın halkın seçmesi nedeniyle, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın siyasal sistem içindeki yetki ve görev paylaşımının "yeni bir düzenlemeyi zorunlu kıldığı" da ifade edilerek, şöyle denildi;
Bildirgede, Cumhurbaşkanı'nın halkın seçmesi nedeniyle, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın siyasal sistem içindeki yetki ve görev paylaşımının "yeni bir düzenlemeyi zorunlu kıldığı" da ifade edilerek, şöyle denildi;
"Son 8 yıl boyunca, AK Parti siyasi vizyonunun öngördüğü birlikte çalışma ahlakı ve mellite hizmet şuuru sayesinde, Cumhurbaşkanları ile Başbakanlar arasında uyumlu bir çalışma sağlanarak, mevcut sistemin kriz üretme potansiyeli kontrol altında tutulmuş ve eski dönemlerde rastlanan siyase veya ekonomik krizlerin yaşanmasına izin verilmemiştir. Ancak mevcut sistem, cumhurbaşkanı ve başbakanının farkıl siyasi geleneklerden gelmeleri durumunda, kriz üretme potansiyelini taşımaya devam etmektedir. Ak Parti olarak, mevcut sistemin siyasi tarihimizdeki vesayetçi kurgusunu da göz önünde bulundurarak, Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesinin oluşturduğu bu yeni durumun yol açabileceği muhtemel yönetim sorunlarının başkanlık sistemiyle aşılacağına inanıyoruz."
EN KRİTİK DÜZENLEME
EN KRİTİK DÜZENLEME
AK Parti, 7 Haziran seçim bildirgesinde yer alan ve Türkiye'de büyük tartışma yaratan "Anayasa'dan Türk ibaresinin çıkarılmasına" olanak tanıyan vaadini, 1 Kasım seçimleri için hazırladığı beyannamesinde de korudu.
7 Haziran beyannamesinde yer alan, "Yeni anayasa, milletimizin kültürel ve toplumsal çeşitliliğini tanıyan, herhangi bir etnik veya dini kimliğe referans yapmayan bir vatandaşlık tanımını esas alacaktır" ifadesi, 1 Kasım beyannamesinde de, hiçbir değişiklik yapılmadan, aynen korundu.