AK Partili Haluk Özdalga Kürt sorunun çözümü için Kürtçe eğitim ve kamu hizmetini içeren radikal önerilerde bulundu.
Abone olAK Parti Ankara Milletvekili Haluk Özdalga, "ihtiyaç olan yerlerde kamuda iki dilli hizmet " önerdi, batı dillerinde eğitim verilirken "Kürtçe eğitim yasağının sürdürülemeyeceğini" söyledi. Özdalga "Biji Serok Apo" gibi ifadelere verilen hapis cezalarını da "vicdanen kabul edilemez" buldu.
Zaman gazetesinin yorum köşesine "Kürt sorununda gelinen durum" başlıklı bir makale gönderen AK Partili Özdalga'nın sorunun çözümü için önerdiği konular özetle şöyle:
DEMOKRATİK REFORMLARA DEVAM: Öcalan-PKK ikilisinin terörden ve ülkenin bir bölümünde zora dayalı siyasi tekel hevesinden şartsız vazgeçmesi gerekiyor. Ama bildikleri yolda devam edeceklerse, elbette verilecek cevap var: Demokratik reformlara kararlılıkla devam ederken, terörün ve şiddetin üstüne de aynı kararlılıkla gidilmesi.
İKİ DİLLİ KAMU HİZMETİ OLABİLİR: Kürtçenin önünde hâlâ mevcut bazı engeller var: Radyo ve TV yayınlarında süre sınırlamaları ve altyazı şartı veya yüksekokullarda Kürt dili merkezlerinin hâlâ açık adlarıyla kurulamaması gibi. Türkçe elbette resmi dil olarak kalacak; ama ülkenin bir bölümünde kamu hizmetlerinin iki dilde verildiği bir düzene geçiş planlanmalı.
KÜRTÇE EĞİTİM YASAĞI SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL: Gayrimüslim vatandaşların dilinde veya Batı dillerinde eğitim verilirken, Kürt dilinde eğitimin yasaklanması sürdürülebilir değil. Dil konusundaki reformlar işin en hassas yönlerinden biri ve iyi planlanmış bir geçiş sürecine ihtiyaç var.
BİJİ SEROK APO CEZASI OLMAZ: Yerel yönetimlerin yetkisi artırılmalı. İfade özgürlüğü genişletilmeli. "Biji serok Apo–Yaşasın önder Apo" diye slogan atan bir kişi, kısa süre önce Diyarbakır'da 10,5 yıl hapis cezası aldı. Sadece PKK'ya hizmet eden böyle bir cezayı, vicdanların kabul etmesi de mümkün değil.
GERİLLAYA KRAŞI ANTİ GERİLLA SAVAŞI: Buna karşılık şiddet devam ederse, aynı kararlılıkla cevap verilmeli. Ancak sevk ve yönetimde eksikler var. Artık farklı yaklaşımlar gerekiyor. Gerilla savaşına karşı, konvansiyonel askerî teşkilat ve muharebe yöntemleriyle sonuç almak mümkün değil. Anti-gerilla muharebe; özel görevler için sıkı eğitilmiş, fiziki ve beşeri yerel koşulları iyi bilen, arazide uzun süre kalabilecek, gerillayı sürekli olarak kovalayarak kaçmaya (hareket etmeye) zorlayacak küçük birliklerle yürütülür. 1990'larda kullanılan Özel Harekât birliklerinin yaptıklarıyla ilgisi yoktur ve birçok bakımdan tam tersidir.
KARARLARI SİVİL OTORİTE ALMALI: Artık terörle mücadelede, temel askerî kararların belirlenmesi dâhil, bütün kontrolün tamamen sivil otoritede (hükümette) olmasıdır.