BIST 8.885
DOLAR 34,31
EURO 37,19
ALTIN 3.018,55
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

AK Parti'den İlker Başbuğ'a dava!

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un FETÖ'nün siyasi ayağıyla ilgili bir takım isimleri işaret etmesine tepki gösterdi.

Abone ol

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un FETÖ'nün siyasi ayağıyla ilgili sözlerine tepki gösterdi. Elinde bilgi, belge olmaksızın devletin kurumlarının sahip olmadığı birtakım bilgiler üzerinden bir takım suçlamalar yöneltmenin FETÖ ile mücadeleyi sulandıracağını söyleyen Çelik, Başbuğ'un sözleriyle ilgili kanuni yollara başvuracaklarını açıkladı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde gerçekleştirilen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu.

Koronavirüs salgınının Çin merkezli olarak dünyanın çeşitli yerlerini etkilediğini ve herkesin hayatını tehdit eden sonuçlar ortaya çıkardığını dile getiren Çelik, Türkiye'nin gerekli tedbirleri Dünya Sağlık Örgütünün uyarıları henüz olmadan alındığını ifade etti.

"54 rejim hedefi tamamen imha edildi"

Rusya ile yapılan görüşmelere rağmen rejimin tutumunu sürdürmesi üzerine buna karşılık Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yüksek bir kapasiteyle cevap verdiğini belirten Çelik, şunları söyledi:

"54 rejim hedefi tamamen imha edilerek 70'ten fazla rejim unsuru etkisiz hale getirilmiştir. İlk aşamada askerlerimize saldıran rejim unsurları bu şekilde bertaraf edilmiştir. 54 hedef imha edilmiştir ve güçlü bir şekilde bu karşılık verilmiştir ve bu karşılık verilmeye de devam edecektir. Bundan sonrasında Türkiye, Astana ve Soçi mutabakatları çerçevesinde çatışmaların azaltılması, gerginliğin azaltılması, çatışmasızlık bölgelerinin korunmasındaki ruha bu bağlamda üzerine düşen görevi getirmeye sadakatini sürdürmektedir ama burada hem Rusya tarafının bildirdiği 'Bize haber verilmedi.' bilgisi doğru değildir hem de Rusya'nın burada rejimi kontrol altına alamamasının altının kuvvetle çizilmesi gerekmektedir."

İdlib'deki yeni göç dalgası

"İdlib bölgesi değil ,sadece tüm Avrupa'yı etkileyebilecek büyük bir göç akını söz konusu olabilecektir." ifadesini kullanan Çelik, şöyle devam etti:

"Eğer burada Türkiye'nin uyarılarına kulak verilmezse Türkiye'nin buradaki uyarıları dikkate alınmazsa bütün Avrupa'yı daha büyük bir şekilde etkisi altına alacak bir göç tehlikesinin olduğu konusunda herkese uyarılarımızı yapıyoruz. Bundan sonrasında da Sayın Cumhurbaşkanımız görüşmelerini gerçekleştiriyor, buradaki çatışmasızlık bölgesi, gerginliği azaltma bölgeleriyle ilgili Türkiye'nin tezlerini anlatmak bakımından. Bundan sonrasında da silahlı kuvvetler unsurlarımız, üzerine düşen vazifeyi en kuvvetli şekilde yerine getirmeye devam edecektir."

Trump'ın sözde Barış Planı

Trump'ın sözde Ortadoğu barış planına dair Çelik, "Bu plan baştan aşağı bir işgal planıdır. Hiçbir şekilde Filistin davasına oradaki iki devletli çözüme hizmet etmeyecek bir plandır. Buna Türkiye ilk tepki koyan ülke olmuştur. Cumhurbaşkanımız net bir şekilde bu planı reddettiğimizi, bunun bir işgal planı olduğunu iletmiştir." ifadelerini kullandı.

Çelik, Türkiye'nin sözde barış planına dair tavrını koymasının ardından diğer ülkelerin tepkisinin ortaya çıktığına işaret ederek, Birleşmiş Milletler, Avrupa Parlamentosu, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği gibi kurumların da planı reddettiklerini söyledi.

İlker Başbuğ'un açıklamaları

FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmalarına da değinen Çelik, örgütün nerede hangi ayağı varsa elinde bilgi, belge olan ve bunun ortaya çıkarılması için yardımcı olmak isteyen herkesin büyük bir memnuniyetle karşılanacağını söyledi.

Çelik, şöyle devam etti:

"Emekli bir askeri bürokratın TBMM üyelerini bir terör örgütü üyesi olarak değerlendirmesi, bu şekilde bunu ortaya koyması ve bu kanun teklifini kim hazırladıysa tamamen FETÖ ile ilgili diyerekten yasamanın üyelerini bu şekilde suçlaması son derece vahim bir yaklaşımdır. Bu FETÖ'nün aslında temizlenmesine mi hizmet etmektedir, yoksa başka bir manaya mı gelmektedir, bunu çok iyi değerlendirmek gerekir.

Bir demokratikleşme adımını 'birileri istismar etti' diyerek onu getiren milletvekillerini FETÖ mensubu gibi nitelemek, doğrusunu söylemek gerekirse son derece yanlış, yüce Meclisin iradesini ipotek altına almaya dönük bir yaklaşımdır." Bu önergenin altında imzası olanlar FETÖ mensubudur' diyor. Arkadaşlarımız yasama faaliyetinin bir terör örgütü faaliyeti ile özdeşleştirilmesi karşısında hem Meclis'in itibarını korumak hem de kendi yasama faaliyetleri ve kişisel haklarını korumak için kanuni yollara başvuracak."

Başbuğ ne demişti?

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ şu ifadeleri kullanmıştı:

"FETÖ’nün siyasi ayağı yok dersek gerçeği inkar olur. Bunun yargının çıkarması ve siyasi iradenin ağırlığını koyması lazım. 26 Haziran 2009’da yasalar torba yasa olarak gündeme getiriliyor. Bu TSK ile ilgili bir kanun teklifi. Bu yasa 25 Haziran’ı 26’sına bağlayan gece yarısı oluyor. Bu yasa ile kimsenin haberi yok, biz bundan 26 Haziran sabahı 2009’daki toplantıda haberimiz oluyor. Bahsedilen yasa teklifi askeri şahıslar askeri mahalde işlediği suçlarda dahil özel yetkili mahkemelerde yargılanacak. Bu bir kere anayasaya aykırı. Bu tamamen ne için Dursun Çiçek için. Bu olay medyada 'AK Parti ile cemaati bitirme planı' algısı olarak yapıldı. Sivil şahıslar her durumda askeri yerlerde yargılanmaz Özel yetkili mahkemelerde yargılanır. Kayseri’de biz bir olay yakalamıştık Hava İkmal Bölge Komutanlığı’nda astsubay yakaladık. Flaş bellek ayarlıyorlar. Burada sivillerden yardım alıyorlar. 14 Nisan 2009’da ‘FETÖ ile mücadele edeceğim’ dedim. Bu kanun teklifini kim hazırladı, tamamen FETÖ ile ilgili bu araştırılsın.”