Tam gaz süren 'Dersim' tartışmaları AK Partili Hüseyin Çelik'i de öfkelendirdi. Kılıçdaroğlu'nun dünkü açıklamalarına, Çelik bakın nasıl yanıt verdi?
Abone olKemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına cevap vermek üzere ekran karşısına geçen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in gözlerinde de sözlerinde de öfke vardı. En üst perdeden konuşan Çelik, Kılıçdaroğlu'nu korkaklıkla suçladı, CHP içindeki ulusalcı kanattan korktuğu için geçmişte Kürt-Alevi kimliğini sakladığını iddia etti.
CHP'nin son genel seçimde yüzde 26 oy aldığını anımsatan Çelik, ''Kılıçdaroğlu'nun bu hallerinden, bu tutarsızlığından dolayı oy oranının yüzde 20'nin altına düştüğünü gösteriyor. Yazık, günahtır, bu memlekette gerçekten bir muhalefet problemi var'' dedi.
Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerini yaparken, ''namus'' ve ''şeref'' gibi kavramları kullandığını dile getiren Çelik, şunları söyledi:
''Bunlar halkın gözünün içine baka baka söylenen şeyler. Efendim bu namus, şeref kavramları bu kadar ayağı mı düştü? Bir de bir üslup geliştirdiler. Başbakana 'Recep Bey' diye başladı, 'sen, yüreğin yetiyorsa, adam gibi adamsan, şerefliysen, namusluysan' diye başlayan cümleler... Bunlar siyasette sahibini küçülten laflardır.
Siyasetin bir nezaketi vardır. Siyasetin bir ciddiyeti vardır. bunu yaptığınız zaman siyasete zarar verirsiniz, kendinize ve partinize zarar verirsiniz. Kem söz, sahibine aittir, söyleyenin ağzını kirletir. Bunu defalarca söyledik ama ne yazık ki bunları söylemeye devam ediyorlar.''
SOY SOP MESELESİ
Kılıçdaroğlu'nun ''Başbakan Erdoğan'ın soy sop meselesini gündeme getirdiğini'' ifade ettiğini anlatan Hüseyin Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki 'Başbakan soy sop meselesini gündeme getiriyor.' Bizim kimsenin soyu sopu ile derdimiz yok arkadaşlar. Soy, sop milliyetçiliği yapmayı en hafifinden basitlik ve hafiflik olarak kabul ederiz. Bizim defterimizde böyle bir şey olmaz, bizim kitabımızda soy sop milliyetçiliği yapmak, onun bunun soyuyla, sopuyla, diniyle, mezhebiyle ilgilenmek yoktur. Sayın Başbakanımızın da benim de söylediğimiz şey şudur: Kendi kendine karşı dürüst olmayan bir lider, halkına karşı dürüst olmaz.
Sayın Kılıçdaroğlu'nun, Türk olması, Kürt olması, Çerkez olması, Laz olması bizi hiç ilgilendirmiyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun Sünni, Alevi olması da bizi ilgilendirmiyor ama Dersim'li Kürt Alevi bir aileden olan Sayın Kılıçdaroğlu, 'Ben Türkmenim' diye ortaya çıktı. Niçin? Çünkü, 'CHP'de ulusalcılar beni yer' diye korkuyor. Bu korkuların, tabuların atıldığı bir Türkiye olması gerekiyor.
Bakın ilk defa gayrimüslim vatandaşlar, Kürt vatandaşlar, Alevi vatandaşlar, AK Parti döneminde çok rahatlıkla göğüslerini gere gere, Ermeni 'ben Ermeniyim' diyor, Kürt 'Ben Kürdüm' diyor, Alevi 'Ben Aleviyim' diyor, herkes mensubiyeti ve aidiyeti ile utanmayacak bir ortamın oluşması gerekiyor, herkesin buna hakkı vardır. Bizim kimsenin soyu sopuyla derdimiz yok. Sayın Başbakan şunu söylüyor; 'Dersim meselesi bizzat senin dedelerinin muhatap olduğu bir meseledir, senin bir Dersimli olarak, CHP Genel Başkanı olman bunun için bir fırsattır.''
HATADAN DÖNMEK ERDEMDİR
İnsanların hata yapabildiği gibi, yanlış yapabildiği gibi, kadroların da hata yapabileceğini, organizasyonlar da müesseselerin de hata yapılabileceğini dile getiren Çelik, ''Hatadan dönmek bir erdemdir. Hatasını kabul ettikten sonra özür beyanında bulunmak, özür dilemek bir erdemdir. Bu sizi küçültmez ama maalesef ben CHP'nin bu haline, Sayın Genel Başkanın bu haline acıyorum'' diye konuştu.
Çelik, şöyle devam etti:
''Çıkıp dese ki 'Kardeşim 73 yıl önce gerçekten burada bir vahşet, bir katliam yaşandı ve bundan dolayı benim de bu iktidarda benim genel başkanı olduğum CHP vardı. 'Efendim o zaman başka parti mi vardı' diyor. Ama siz o zihniyetin bir devamısınız. Eğer siz bir babanın varisi iseniz, yani mirasçısıysanız onun alacaklarına da borçlarına da varis olursunuz. 'Ben babamın alacakları ile ilgileniyorum ama borçları beni ilgilendirmez' diyene 'ahmak' derler.
Babanızın alacakları da sizin defterinizde, sizin hesabınızdadır, borçları da sizin hesabınızdadır. 'Biz cumhuriyeti kuran partiyiz' diye övüneceksiniz ama cumhuriyeti kuran partinin iyilikleri söz konusu olacaksa buradan nemalanmaya kalkışacaksınız, fakat o partinin yaptığı hatalar bizim hatalarımız değil... Sevaplar bize aittir, yanlışlar bize ait değil' diyeceksiniz. bu kendi başına çok büyük çelişkidir. Bunu kabul etmek mümkün değil.''
Çelik'in konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:
-Kimse bizden yargı üzerinde vesayet beklemesin. Sayın Kılıçdaroğlu dedi ki 'Yalancıdan Başbakan olmaz, ana muhalefet lideri de olmaz, olmamalı.
-Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Başbakan'a yalancı dedi. Nefti diyor ki 'Mütfi efendi bize kâfir demiş, varsın ben ona Müslüman diyeyim. Yarın mahşer gününde o da çıkar yalancı, bende çıkarım yalancı.' Bu her şeyi net açıklıyordur.
-Meclis'e gelmeyeceğiz dediniz geldiniz, söyleyip de yapmadığınız, söyleyip de çark ettiğiniz konuları açsam zaman yetmez. Kamuoyu bunu zaten biliyor. Ben bir Genel Başkan'a sen yalan söylüyorsun demeyi kendime yediremiyorum ama bunlar doğru değil.
-'Yargı hükümetin emrine girdi' dediniz. Grup Başkanvekilimiz, soruşturmaya muhatap oldu. Hükümeti eleştirdiği için dediniz. Bu da yalan. CHP Grup Başkanvekili Yalova'da hükümet meydanında izinsiz bir konuşma yapıyor. Yargının iddiası, trafiği aksatıyor, engelliyor. Kendisine soruşturma açılıyor, para cezası veriliyor ve bununla ilgili de Adalet Bakanlığı'na yazı yazılıyor. Seçim Kanunu'na muhalefetten. Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki hükümeti eleştirdiği için diyor. Bu da yalan.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN SAĞLIK DURUMU
Başbakanımız şu anda dinleniyor, ülkenin yönetimine tekrar döneceğine inanıyoruz. Başbakanımız biliyorsunuz rahat durmaz orada da çeşitli çalışmalar yapıyor dinlenirken. Bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyorum.
OKULLARIN 5 ARALIK'TA AÇILACAĞINA İNANMIYORUM
-Ben açıkçası Van'da okulların yakın zamanda açılacağına inanmıyorum. Buna karar verecek ben değilim tabi ki Milli Eğitim Bakanı ve hükümetimiz buna karar verecek.
BAHÇELİ'NİN DERSİM AÇIKLAMALARI
-Biz kesinlikle Sayın Bahçeli ve onun temsil ettiği zihniyetle aynı şeyi düşünmüyoruz. İster başkaldırı deyin ister isyan, bu sizin beli bükülmüş ihtiyar kişileri katletmenizi gerektirmez.