AK Parti'den AİHM karanına tek ses

AİHM'in teröristbaşı Öcalan'ın lehine aldığı karar AK Parti'de geniş yankı buldu. AK Partili Fırat'la Başbakan Erdoğan'ın aynı metni okuması partilileri kenetlendirdi.

AİHM’in Abdullah Öcalan kararı üzerine, önce AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın, ardından da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın aynı metni okumaları, AKP’de karara karşı "tek tip tepki" verilmesi kararı alındığı şeklinde değerlendirildi. AİHM’in Öcalan kararının ardından AKP adına ilk tepkiyi düzenlediği basın toplantısında Fırat verdi. Fırat, diğer zamanların tersine açıklamalarını bir metinden yaptı. Fırat’ın ardından Başbakan Erdoğan da resmi bir ziyaret için bulunduğu Macaristan’da bir açıklama yaptı. Erdoğan’ın açıklamasında okuduğu metnin de Fırat’ın okuduğu metinle cümle cümle aynı olması dikkat çekti. Fırat’ın Ankara’da, Erdoğan’ın Budapeşte’de okudukları "AKP metni" şöyle: "Türkiye’nin hukuk devleti olduğundan herkesin, gerek içeride gerek dışarıda emin olması gerekir. Ve bu dosya hukuken yeniden açılsa da açılmasa da millet vicdanında kapanmış bir dosyadır. Terör, terörist ve terörizm konusunda bizim iktidar olarak, millet olarak tavrımız bellidir. Bütün dünyada hassasiyetin doruğa çıktığı bir dönemde dünya bir teröristin suç dosyasına eğer bir daha bakmak istiyorsa, bu bu yaklaşım tarzına ’Türkiye’de yargı bağımsızdır ve Türkiye Cumhuriyeti açık bir hukuk devletidir’ diyerek cevabımızı veririz. İktidarımızın da muhalefetimizin de, milletimizin de hissiyatı birdir. Bu mesele bir devlet mesele bir devlet meselesidir. Devletin her unsurunun ortak sorumluluğu ile ele alınması gereken bir husustur. Soğukkanlı ve vakur duruşumuz asla değişmeyecektir. Ola ki bu hassasiyetin aksi yönünde biri çıkarsa yapacağı tahribatın bedelini asla ödeyemez. Hesabını da ne tarihe, ne de millete veremez." Fırat’la Erdoğan, bundan sonra neler olacağına ilişkin yine benzer ve ortak cümlelerle değerlendirmeler yaparken, cümlelerindeki farklılıklar gazetecilerin sorularına verdikleri karşılıklarda ortaya çıktı. AKP Öcalan kararı sonrası ortaya çıkan durumun hassas olduğunu savunarak birbirinden farklı değerlendirmeler yapılmasına karşı çıkıyor.