AK Parti'de yeni bir istifa daha. Partide cemaat en yakın isim olarak bilinen İşbilen, düzenlediği basın toplantısıyla partisinden istifa etti.
Abone olİNTERNETHABER/ÖZEL İÇERİK
AK Parti-Cemaat gerilimi sonrası başlayan milletvekili istifalarına bir yenisi eklendi. AK Parti İzmir Milletvekili İlhan İşbilen partisinden istifa etti.
Daha önce 8 milletvekilinin istifa ettiği AK Parti'de İşbilen'in istifası ayrı bir önem arz ediyor.
Hizmet Hareketi'nin önemli bir üyesi olan İşbilen, Fethullah Gülen'in yakın dostu. Öyle ki İşbilen için 'Gülen'in Ak Parti'deki temsilcisi' ifadesi kullanılıyordu.
BOMBA ATIP GİTTİ
İstifasını TBMM'de düzenlediği basın toplantısıyla duyuran İşbilen, istifa etmeden önce Başbakan Erdoğan'la defalarca görüşmek istediğini ancak görüşme taleplerine yanıt alamadığnı söyledi.
"Fethullah Gülen Hocaefendi ile Başbakan Erdoğan arasında diyalogun vesilesi olmak için bugüne kadar bekledim. Defalarca Başbakan'la görüşme talebinde bulundum. Ancak Sayın Başbakan'dan karşılık niteliğinde bir işaret görmedim. Heralde olayların suhuletle çözülmesni isteseydi böyle davranmazdı."
EVİNE DİNLEME CİHAZI KONULDU
CEMAATİ KURAN İKİ DELİDEN BİRİ |
Milat Gazetesi'nden İsa Tatlıcan İlhan İşbilen'in de adının geçtiği bir yazı kaleme almıştı. Tatlıcan'ın iddiasına göre, Fethullah Gülen'in İzmir yıllarında "Ben Cemaat'i iki deli ve bir veli ile kurdum" dediği söylenir. Gülen'in bahsettiği o iki “deli”den biri Halit Esendir’dir. İkinci “deli”ise İlhan İşbilen. |
İşbilen, konuşmasında çarpıcı bir de açıklama yaptı.
"Bu partinin bir milletvekili olmama karşın evime dinleme cihazı konuldu. Eşim ve kızkardeşimin kurduğu derneğe yaptırımlar uygulanmaya başlandı."
2 AYDIR HOCAEFENDİYLE GÖRÜŞMEDİM
İşbilen, Fethullah Gülen'le son 2 aydır telefonla dahi görüşmediğini söyledi ve ekledi:
"Daha önceki görüşmelerimizde partiden istifa etmememi ve istifayı düşünen vekil arkadaşlara da engel olmamı istemişti."
İşbilen'in açıklamalarının satırbaşları şöyle:
AKLIMA GELMEZDİ
Güzel bir haberi veya güzel bir hadiseyi duyurmak için huzurlarınızda olmak isterdim. Ben Ak Parti’den İzmir milletvekili adayı olurken günün birinde çok üzücü şekilde partiden istifa kararı almak mecburiyetinde kalacağım aklıma gelmezdi.
Bugün yaşananlar, yurtiçindeki ve yurtdışındaki milyonlar gibi beni de derinden yaralıyor. Ben muhterem Hocaefendi'yi 50 yıldır yakinen tanıyorum. Hocaefendi'ye yapılan hakaretleri ömrüm boyunca duymadım. Haşhaşin, Çete reisi, alim müsseveddesi, sahte veli, yalancı peygamber, paralel devletin başı, dış güçlerin taşeronu, maşa, ABD esir, kaset şantajcısı ve telekulakçı daha neler neler...
EFKAN ALA'YA SERT ÇIKIŞ
Hizmet camiası inlere benzetildi. Hizmet insanlar inlerine girilip elleri ve belleri kırılacak olarak gösterildi. Eski bürokrat yeni bir siyasetçi Hocaefendi'ye yönelik hem de memleketinde 'sen kimsin' diye mide bulandırıcı açıklama yaptı.
Bu yaşananların nedeni hepinizin malumu yolsuzluk operayonları. Geçmiş ve şimdiki partilere bakalım. Başkan, bakan, ve milletvekilleri yakınları hakkında operasyon yapılma dı mı? Yapıldı. Nasıl hareket ettiler. Hocaefendi'ye hakaret mi ettiler? Yolsuzluk karşısında adalete inandılar ve adalete de teslim oldular.
NEDEN HOCAEFENDİYE GİTTİNİZ?
Peki Hocaefendi'ye yapılan insanlık dışı iftira karşısında mahşeri vicdan ne diyecek? Hocaefendi böyle bir insan ise partinin yöneticileri ve milletvekilleri defaatla ve yıllarca ABD'de kendisini ziyarete gittiler. Emir ve dualarını aldılar.
Bülent Arınç, Ahmet Davutoğlu, Zafer Çağlayan gitmedi mi?
Partinin birçok ismi ve başbakanın çok yakınında ve güvendiği bürokratlar gitmedi mi? Başbakan mayıs ayında Hocaefendi ile görüşmek istedi. Mümkün olmayınca Bülent Arınç'ı gönderdi ve Hocaefendi ile görüştüler.
HAŞHAŞİ İLE Mİ GÖRÜŞTÜLER?
Hocaefendi ile görüştüklerinde bir haşhaşi ile mi görüştüler?
Görüştükleri yer Alamut Kalesi miydi?
Görüştükleri sahte veli yalancı bir peygamber miydi?
Öyle bir zattan mı dua istiyorlardı. Öyle bir zata mı emriniz var mı diye sesleniyorlardı?
11 YILLIK GEÇMİŞİ OLAN PARTİ
Yüz yıllık geçmişi olan bir hizmet hareketine sadece 11 yıllık geçmişi olan parti yetkilisi nasıl 'biz varsak siz de varsınız, biz yoksak siz de yoksunuz?' diyebilir. Hele hele bu bir mümin ise bunu nasıl söyler? Allah'ın inayeti ve halkın desteği ile bugüne kadar geldik. İlhas ve samimiyetle de sürdürecektir.
Asıl oligarşik yapıyı gizlemek ve yolsuzlukları örtpas etmek için hizmet hareketine paralel devlet yaftası yapıştırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Üzülüyorum ve çok da iyi biliyorum ki istifamla birlikte çok sevdiğim milletvekili arkadaşlarım ile irtibatım ve diyalog kurmam engellenecek. Onların da benimle temas kurmalarına izin verilmeyecek. Ama olsun meclisin mescidinde yemekhanesinde belki kaderin takdir ettiği yerlerde onlarla buluşacağız. Ve istifayı onlardan ayrılık olarak görmüyorum.
2 AYDIR HOCAEFENDİYLE GÖRÜŞMEDİM
Muhterem Hocaefendi ile 2 aydır telefonla bile görüşmedim. Çünkü arkasından neler geleceğini biliyorum. Bana söylediği partiden ayrılmamam ve ayrılacakların da ayrılmaması yönünde telkinde bulunmamdı. Bugüne kadar partide ısrarla kalmaya çalıştım. Ama öyle bir noktaya geldim ki yakın dostlarım bile hizmet ve hocaefendiye ağır saldırıya rağmen partiye kalacak mısınız? diye bana ağır sitemlerde bulundular. Hukuk ve anayasa çevresinde devlette görev yapan vatan evlatlarına devlete sızmışlar muamelesi hangi hukuk demokrasi anlayışına hangi din anlayışını sığar.
FETVA MAKAMI NEREDE?
Masum insanlar kışın ortasında ailesi ile birlikte sürgün muamelesine maruz kalırken fetva makamlarından neden ses çıkmaz. Bağışlar için fetva veren onaylayan fetva makamlarından ses çıkmayınca bu zulümlerin caiz olduğu mu ortaya çıkıyor?
Allah'ın bu zulümleri görmediği mi düşünülüyor?
EVİME DİNLEME CİHAZI KONULDU
Zulümler fişlemeler öyle bir noktaya ulaştı ki milletvekili olarak evime dinleme cihazı konuldu. Eşimin ve kız kardeşimin kurduğu vakıf baskı altına tutuldu.
Söylemler ve devlette yapılan kıyımlar Gayretullah'a dokunacak diye ciddi endişe ediyorum. Korkarım ki işte o zaman yapılan bu ağır zulum ve iftiralara Allah'ın mukabelesi de ağır olur. O gün birileri için ağlama ve pişmanlık günü olacaktır.
Bu aşamada artık AK Parti'de bulunmamın bir anlamı kalmadığını düşünüyorum. Kendi vicdani kararımla AK Parti'den istifa ediyorum. Yüce milletime arz ederken Allah'tan memleketimizi korumasını ve bir an önce bu kaostan kurtulmasını niyaz ediyorum.