AK Parti YSK Temsilcisi Recep Özel, "Mazbata Ekrem İmamoğlu'ndan alınıp Binali Yıldırım'a değil millete verildi. Millet seçimde o mazbatayı hak edene verecektir" ifadelerini kullandı.
Abone olAK Parti YSK Temsilcisi Recep Özel, Habertürk'te Kübra Par'ın sorularını yanıtladı. Öncesi ve sonrasıyla YSK'nın İstanbul seçimlerini iptal ve yenileme kararını değerlendirdi. YSK kararını izin alarak paylaştıklarını belirten AK Partili Recep Özel, yenilenecek olan İstanbul seçimleriyle ilgili bilgiler verdi.
Özel'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Bu bir ara seçim değil, yenilenme seçimi"
Sandık kurulu üyelerinin ve başkanları isimlerinin siyasi partilere verilmiyordu. Geçen seçim tartışması buradaydı. Şimdi listeleri verecekler. Şimdi ilçe seçim kuruluna itiraz müesseselerinin çalışması için bir süre verilecek ve o seçim takvim içerisinde itiraz haklarımızı kullanacağız. Şimdi listeleri bütün siyasi partiler alacak. Seçmenler aynı okulda, aynı sandıkta oylarını kullanacaklar. Bu bir ara seçim değil, yenilenme seçimi. Aynı seçmen profiliyle yenileme seçimine gidilecek. 31 Mart'taki durum neyse aynı tablo ortada. 18 yaşındaki seçmenler oy kullanamayacak.
"YSK'dan izin alarak yaptık"
Oylama bittikten sonra karar verilmiş oldu. Biz YSK'dan müsaade istedik, 'Bunu paylaşabilir miyiz' diye. Diğer parti temsilcileri de paylaştı. Ben de tweet attım. Biz kuruldan izin alarak bu açıklamayı yaptık.
"Olmayan bir belge bir şeye dayanak teşkil edilebilir mi?"
Biz olağanüstü itirazımızı sunarken 'İçi boş delil ve argümanlarla gitmiyoruz' demiştik. Geçmişteki YSK'ya yapılan müracatların en kapsamlısını, delillerin içi dolu bir şekilde başvurduk. Dilekçemizin içerisinde üstüne basa basa vurguladığımız sayım döküm cetvellerinin 5 bine yakının geçersiz olduğunu vurguladık. 123 tane sayım döküm cetveli ya imzasız ya da boş. Bu da yasal dayanağı olmadığı anlamına geliyor. Ortada yasal dayanağı olan bir belge yok. Boş taranmış. Olmayan bir belge bir şeye dayanak teşkil edilebilir mi?
"Maltepe'deki 808 fark nasıl kapandıysa..."
Biz olağanüstü itirazımızı sunarken 'İçi boş delil ve argümanlarla gitmiyoruz' demiştik. Geçmişteki YSK'ya yapılan müracatların en kapsamlısını, delillerin içi dolu bir şekilde başvurduk. Dilekçemizin içerisinde üstüne basa basa vurguladığımız sayım döküm cetvellerinin 5 bine yakının geçersiz olduğunu vurguladık. 123 tane sayım döküm cetveli ya imzasız ya da boş. Bu da yasal dayanağı olmadığı anlamına geliyor. Ortada yasal dayanağı olan bir belge yok. Boş taranmış. Olmayan bir belge bir şeye dayanak teşkil edilebilir mi?
"CHP'nin dilekçesi genel geçer tanımlarla dolu"
CHP bütün siyasi partiler gibi her türlü itirazı yapabilir. CHP 3 sayfadan ibaret dilekçeyle YSK'ya başvurdu. Sadece bir paragrafı 31 Mart'taki bütün seçimlerin iptal edilmesine yönelik. Cumhurbaşkanlığı seçimi ve önceki seçimi de 'bunlardan dolayı tam kanunsuzluk' gerekçesini gösteriyor. Sadece genel tabirle tanımlanmış. İtirazcı dilekçe verdiği zaman dayanmış olduğu delilleri sunmak zorunda. Biz memur olmayanların hepsini, 'şu sandıkta şu memur değildir' diye isim isim sunduk.
Sanatçılardan "Her şey güzel olacak" paylaşımı
Biz yasadan kaynaklanan bütün haklarımızı kullanabiliriz. Kullandım diye sonuç öyle veya böyle çıkabilir. Niye bunu yaptınız diye hakaret, küfür olabilir mi? Biz sırf hukuki, bize tanınan meşru yolları kullandık diye hakaret küfür gırla gidiyordu. Sanatçı ve aydın kesimin Türkiye'de haksızlık, hukuksuzluk varsa taraf tutmadan karşı çıkması lazım. 28 Şubat'ta, partiler kapatılırken, AK Parti'ye kapatılma davasında hiç tepki vermeyecekler. Şimdi tepkide bulunacaklar. Kim mağdur olduysa sanatçı onun tarafında olması gerekiyor. Geçmişte bu tavırları koyabilseydi, şu an da en doğal haklarıydı.
"Bende 12 bin, Ekrem İmamoğlu'nda 2 bin oy değişiyor"
Sonuçlar açıklandığı gece aradaki fark 31 bin fark vardı. Şimdi bir parti çok farklı öndedir yüzde 40-60 farkla ipi göğüsler aradaki makas açıktır. En çok oyu alanda en çok maddi hata yapılması doğaldır. Şimdi bu eşit giden bir seçim. Maddi hataların da aynı oranda olması gerekmez mi? Maddi hatalar düzeltildikten sonra bende 12 bin, Ekrem İmamoğlu'nda 2 bin oy değişiyor. Yani altıda bir. Hukuki açıdan, vicdani açıdan baktığımızda sandıkların tamamının sayılması noktasında ısrarlı olduk.
"İmamoğlu'ndan alınıp millete verildi"
Ortalama 5 ilçede sayıldı diyebiliriz. Sandıkların yüzde 9'unda salıyıp aradaki fark buraya iniyorsa, sadece Maltepe'de 808 fark kapanıyorsa. Bunların tamamını saydırabilmiş olsaydık bu noktaya gelmeyecektik. Vatandaşımız müsterih olsun. Mazbata İmamoğlu'ndan alınıp Binali Yıldırım'a verilmedi ki. Mazbata İmamoğlu'ndan alınıp millete verildi. Millet o mazbatayı sahibine verecektir. Milletin hakemliğine giderken herkesin rahat olması lazım.