BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

AK Parti yol ayrımında

Milliyet'ten Mehmet Y. Yılmaz, bu politikanın devamı halinde partide ayrışmanın kaçınılmaz olacağını yazdı..

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kanal 7'deki 'İskele - Sancak' programında "Geçmişte dini istismar yanlışına biz de düştük. Şimdi bunu gözetmek zorundayız. Dini siyasette istismar edemeyiz. Kırmızı çizgilerimizden biri de bu" sözleri İslami kesimde tartışıloyr.

Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Y. Yılmaz, bu politikanın devamının ayrışmaları da beraberinde getireceğini yazdı. 

    Ben kişisel olarak bir siyasetçinin kamuoyu önünde söylediği her sözün gün gelip onu bağlayacağını düşünürüm.    Aradan geçen onlarca yıla rağmen yeri geldiğinde hâlâ Süleyman Demirel'in "Bana milliyetçiler suç işliyor dedirtemezsiniz" gibi sözlerini çıkarıp önüne sürebiliyoruz..    Ya da Tansu Çiller'in "Malvarlığımı Mehmetçik Vakfı'na bağışlayacağım" sözlerini.. Necmettin Erbakan'ın "Gulu gulu dansı yapıyorlar" demecini..
    Örnekleri çoğaltmak mümkün.    Bir siyasetçinin söylediği bir söz eninde sonunda önüne çıkartılır ve söyleyeni siyasi olarak bağlar. Bunu biliyoruz..    Bu nedenle Başbakan'ın sözlerini önemsiyorum. Aslında bunun AKP hareketinin oluşum günlerinde yapılması gereken bir özeleştiri olması gerektiğini düşünüyorum. Ama bu gecikme sözlerin önemini eksiltmiyor.
    Bundan sonra Başbakan'dan beklenecek şey, bu sözlerinin samimiyetini ortaya koyacak davranışlar içinde olmasıdır.
    Verilen sözlerin, yapılan özeleştirinin gerçekliğini bunlar ortaya koyacak.



Başbakan eğer "kırmızı çizgilerini" sıkı sıkıya takip eder ve partisinin de bağlı kalmasını sağlayabilirse, bu önümüzdeki dönemde ciddi bir siyasal ayrılmanın da nedeni olacaktır..
Yeni Şafak, Vakit gibi "İslamcı" gazeteleri ve bazı köşe yazarlarını takip edenler biliyorlar ki bu kesimde din esaslarına dayalı bir devlet düzeni özlemi içinde olanların sayısı hiç de küçümsenemez. Aynı şekilde bugünkü AKP kadrolarının, belediye seçimleri adaylarının önemli bölümü de Başbakan'ın geçmişte eleştirdiği hatayı bizzat işlemiş kişilerden oluşuyor.
Bütün bir siyasi kadronun eşzamanlı olarak dönüşümünün mümkün olamayacağını tahmin etmek zor değil.
Bu dönüşümü gerçekleştirmekte zorlananların, geçmişteki siyasi çizgilerini savunmakta kararlı olanların önümüzdeki bir süreç içinde AKP'den tasfiyelerini de beklemeliyiz.
AKP'nin "muhafazakâr demokrat" bir merkez partisi olması sürecidir bu aynı zamanda..  Türkiye siyasetinde seçim sonrası yaşanan deprem, öyle görüyorum ki daha bir süre devam edecek.