BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00

AK Parti yetersiz muhalefetin keyfini yaşıyor

Bana sorsanız muhalefetin düzeyli bir siyaset yapabilmesi için tek bir çare var o da “Başkanlık sistemidir."

Birileri AK Parti'nin 14 yıllık iktidarından rahatsız, ben öyle düşünmüyorum çünkü muhalefetin yokluğu iktidarın ömrünü uzatıyor.

O zaman tam tersine muhalefetten şikayetçi olmak gerekmiyor mu?

HDP, 80 vekille Meclis'e girdi iradesini dağ kanunlarına teslim etti, halktan öyle bir uyarı aldı ki 1 Kasım’da kıl payı barajı aşabildi.

MHP, 7 Haziran’da bir fırsat yakaladı “şımardı” denilecek kadar havalı hareket etti, halktan müthiş bir uyarı alıp vekil sayısını yarıya inmesine rağmen tam ders aldığı söylenemez.

CHP, eski derin devlet destekli Atatürkçü, laik, ladini siyaseti kaybetmiş, sudan çıkmış balık gibi ne yapacağını bilmez duruma düştü. Ona buna saldırarak prim kazanmak peşinde.

Olup bitenden hep iktidarı sorumlu tutuyoruz da, bu süreçte muhalefetin hiç mi günahı yok, elbette ki var, hem de iktidardan daha çok.

Şaka bir yana HDP ve MHP’nin kullandığı siyasi argümanlar artık ülkemizde para etmiyor, eğer kendilerini yenilemezlerse zaten gelecek seçimlerde Meclis dışında kalacakları kuvvetle muhtemel.

Sözüm ona anamuhalefet partisi ya muhafazakâr sol olacak ya da anamuhalefet partisi özelliğini kaybedecek, belki bir iki dönem daha Meclis'e gider ama sönmeye mahkûmdur.

Tabi ki bu bölük pörçük, üçlü muhalefetin olduğu bir ülkede iktidar da “gel keyfim gel” diyerek hüküm sürmeye devam edecek.

Bana sorsanız muhalefetin düzeyli bir siyaset yapabilmesi için tek bir çare var o da “Başkanlık sistemidir.”

Çünkü ikinci turda iki kişi yarışacağı için %50.5 düzeyinde oy alan muhalefetin başkan çıkarma ihtimali kanaatimce daha yüksek, yoksa böyle giderse muhalefet hep böyle; helal mi, haram mı? bilemediğimiz maaşı alarak gereksiz yere Meclis'e “git gel” yapacak.

O zaman duyarlı bir vatandaş olarak ben iktidara sesleneyim bari:

*Milliyetçilikte ileri gitme,

*Kürt meselesini kahramanlığa/duygusallığa dönüştürme,

*İşsizliğe bir çare bul,

*Gençlik akademileriyle gençleri dünya ölçülerinde bilgilendir/formatla,

*Vekillerin ve bakanların servetine servet katmasınlar,

*Bu ülkede vatandaşlık kavramına daha da değer katın,

*Şu torpil belasını tarihin derinliklerine göm,

*Vatandaşı tarım ve hayvancılığa alıştırın, tabiat canlansın, yeryüzü neşe bulsun, insanımız dört duvar arasından kurtulsun, sıhhat bulsun, huzur bulsun…vb.

Cumhurbaşkanı'nı ve Başbakan'ı iyi bilgilendirin, onlara yol gösterin, düğmesini ilikleyip hoşlarına giden şeyleri söylemek için sıraya girmeyelim.

Türkiye Cumhuriyeti devletini Türk devleti yapmaya çalışan bir yağcı/yardakçı ekip var, nerdeyse “Ne mutlu türküm diyene” sloganını canlandıracak.

BMM olarak açılıp TBMM adını alan birinci Meclis'e birileri ihanet etti, biz hala da onun cezasını çekiyoruz.

Barış ve huzurumuz bu son cümlede saklıdır. Ya 1921 anayasasına döneceğiz, ya da bu muhalefetle sefil siyasete devam diyeceğiz, mesele bu kadar açık.

Varsa bir bildiğiniz esirgemeyin.