Akif Beki, kadına şiddetin gerekçesini AK Parti ve muhafazakar anlayışa bağlanmasını neden yanlış bulduğunu yazdı.
Abone olHürriyet gazetesi yazarı Akif Beki, Özgecan Aslan cinayeti sonrası kadına şiddetin sorumlusunun AK Parti'nin muhafazakar anlayışı olduğunu iddia edenlere tepki gösterdi.
Özgecan Aslan'ın hunharca öldürülmesi sonrası kadına şiddet yeniden gündeme oturdu. Tartışmalar AK Parti, İslam ve muhafakar siyaset etrafında dönünce Akif Beki'den itiraz geldi.
Bugünkü yazısında 'din' ve 'dindarlığı' bu cinayetten mesul tutulamayacağını belirten yazar, faturayı iktidara kesenlerin görüşünü böyle açıklıyor: "Hepsi birdense laf dönüp dolaşıp İslam'a ve AK Partinin muhafazakâr siyasetine geliyor. Sanki AK Parti yenilirse kadına karşı şiddet de yenilecek, o biterse o da bitecek... "
Müslümanlığın yargılanmasına karşı çıkan yazar, dünyadaki örnekleri köşesine taşıdı. Akif Beki, "İngiltere Prensi Andrew'un sübyancı âlemlerine katılmakla, küçük yaştaki 'seks kölesi' kızları istismar etmekle suçlanmasını nereye koyacağız öyleyse? Eski IMF Başkanı Fransız Dominique Strauss-Kahn'ın bir otel hizmetlisine tecavüz girişimiyle patlayan cinsel saldırı geçmişini neyle izah edeceğiz? " diye soruyor.
İktidarın kadın erkek ilişkilerindeki bazı uygulamalarını eleştirdikten sonra yazar, yazısına böyle devam ediyor:
"Ama kadın-erkek ilişkilerinin iki tarafına da, cinsiyetçi dil ve bakışı sıradanlaştıran toplumsal vasata da, cinselliği ve şiddet pornografisini fütursuzca kullanan medya ortamına da bir çift sözümüz olmasın mı?
Hayır... Sapıklığı değil, maçoluğu değil de sapıkların ve maçoların dini ve etnik kökenleriyle cinsel kimliklerini yargılayamayız.
Ne zaman bir erkek suç işlese iddia makamına çöküp bütün bir erkekliğe itham düzmeye kalkışamayız.
Taciz, tecavüz ve şiddet gibi erkek zorbalıkları; dinler, kültürler ve kimlikler üstü bir fenomen. Prens Andrew ve DSK örneklerinde görüldüğü gibi..."