Ak Parti yandaş medyadan rahatsız
Son dönemin en güncel tartışması medya üzerinde yürüyor. Muhalefet gazetelerin ve televizyonların ağırlıklı olarak iktidar partisine yer vermesinden, kendi eleştirilerini görmezden gelmesinden şikayetçi.
Son dönemin en güncel tartışması medya üzerinde yürüyor. Muhalefet gazetelerin ve televizyonların ağırlıklı olarak iktidar partisine yer vermesinden, kendi eleştirilerini görmezden gelmesinden şikayetçi.
Televizyon patronlarının Ankara turu, bu turun ardından yöneticilerine verdikleri iddia edilen direktifler de bu tartışmayı canlı tutuyor.
Tabi bir yandan da hayatın gerçekleri var.
İktidarın tasarruflarına yaklaşım, gazete ve televizyonlarda hemen hemen paralel artık. Eleştiri çok az, övgüdense geçilmiyor.
Muhalif ses yok denecek kadar az Hatta o ses öyle cılız çıkıyor ki, pür dikkat dinleseniz de tam ne denildiğini anlamak mümkün değil, yani eleştiriyi anlamak için klavuza ihtiyaç var.
İşte bu durum sadece muhalefet tarafından eleştiriliyor derken, bir eleştiri deiktidardan geldi.
Okuyanların duy da inanma diyeceğini biliyorum ama ben kendi kulaklarımla duydum.
İsim vermeyeceğim.
Ak Parti’nin bu meselelere kafa yoran önemli bir ismi ile konuştum.
O genel merkezde bir yönetici.
O yönetici medya dünyasındaki genel gidişten memnun olmadığını söyledi.
Biz sadece öven, hiç eleştirmeyen bir medya talep etmiyoruz dedi.
Başbakan’nın da bu düşüncede olduğunu satır arasında anlattı.
Bu durum bize yarar değil zarar getirir dedi.
Hatta Türkiye’de rasyonel bir muhalefet olmadığından, o görevi medyanın yüklenmesi gerektiğinden bahsetti ve bir ayna örneği verdi.
O yönetici; medya bize ayna tutmalı ama gerçeği olduğu gibi göstermeli. Objektif olmalı, aynadan farklı bir görüntü vermeye çalışmamalı dedi, önyargısız, peşin fikirden uzak durmalı talebinin de altını çizdi.
İnsanın kulağına hoş geliyor ancak bu gerçek mi acaba. Ortaya konan ve konacak eleştirilere iktidar ne kadar tahammül edebiliyor, edebilecek.
Hangi eleştiriyi objektif, hangisini içten, candan veya önyargılı bulacak.
Bu soruların yanıtı yok. Bıçak sırtı bir denge ve iktidarın önyargısız bulduğu bir medya düzenine ihtiyaç var.
Ancak bu yöneticinin sözü yine de önemli. Bugüne kadar iktidara kayıtsız koşulsuz destek veren yazar ve yorumculara biraz daha rahat olun mesajı veriyor. O yazar ve yorumcular dost sohbetlerinde dile getirdikleri eleştirileri şimdi biraz daha göz önünde ortaya koymalı, kamuoyu ile paylaşmalı… Onların samimiyetinden kimse kuşku duymayacağı için bu bir yol açabilir. Kim bilir belki de bu yolla hükümet eleştiriye tahammül yolunda mesafe de kaydedebilir.
Sürekli Ak Parti'yi öven meslektaşlara sesleniyorum...
Ne dersiniz?
Denemekte fayda yok mu?