BIST 9.720
DOLAR 35,22
EURO 36,73
ALTIN 2.967,46
HABER /  MEDYA

AK Parti ve Cemaat barışır mı?

Abdurrahman Dilipak bugünkü yazısında AK Parti ve Cemaat arasındaki husumetin son bulma ihtimalini sorguladı.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- 17-25 Aralık sürecinde gerilen, kopan ve gitgide 'politik bir hesaplaşma'ya dönüşen AK Parti ve Cemaat ilişkisi düzelir mi?

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak bugünkü yazısında bu soruyu yönelterek AK Parti ve Cemaat ilişkisinin düzelme ihtimalini analiz etti.

Hüküğmete yakınlığıyla bilinen Abdurrahman Dilipak, "Cemaatin içinde mütarekeden yana olanlar var.. AK Parti’de de vardır.. Ama nerede, nasıl bir araya gelecekler.. "ifadesiyle dikkat çekti. 

"ERDOĞAN'IN ÖLÜMÜ YA DA ÖLDÜRÜLMESİ"

Dilipak'a göre cemaatin en büyük hayali "seçim öncesi ya da seçimlerden sonra Erdoğan’ın ölümü ya da öldürülmesi... "

AK PARTİ VE CEMAATİ BİR ARAYA NE GETİRİR?

Dilipak, "CHP-MHP işbirliği yapıyorsa bu da olabilir" dediği 'barışma ihtimali' için “Ergenekon kardeşliği iki partiyi bir araya getirdi. AK Partiyi Cemaatle bir araya ne getirir, kim yapar bu işi bilmiyorum." dedi.

AK Parti-Cemaat ittifakının, CHP-MHP ittifakından daha zor bir mesele olduğunu vurgulayn Dilipak, böyle bir ittifağın ikisinin birden sonu olacağını ifade etti ve ekledi: "Yine de ben bu konularda imkansız bir şey olabileceğini düşünmüyorum. Gezide Paralel yapı ile ulusalcılar bir olmadı mı? Ya da Ekmel beyin adaylığında..."

İşte o yazıdan çarpıcı satırlar: 

CHP ve MHP kavgası soğuk savaş bittiği için bitti.. “Tavşana kaç tazıya tut” diyorlardı! Zaten bu kavga gerçek bir kavga değildi.. Biraz gladyatörlerin savaşı, hani şu efendilerini eğlendirmek için birbirini öldüren kölelerin kavgası. Biraz da hani şu Pankreas güreşçilerinin yaptıkları bir işe benziyordu.. Varlık sebebleri bu kavga ve çatışmaydı..

Cemaatin içinde mütarekeden yana olanlar var.. AK Parti’de de vardır.. Ama nerede, nasıl bir araya gelecekler..

"OK YAYDAN ÇIKTI BİR KERE"

Gülen ben sıradan bir din görevlisiyim mi diyecek.. Devleti ele geçirmeye kalkan, casusluk faaliyetleri içindeki örgüt ne olacak. Örgüt soruşturması ve davası ne olacak.

Ok yaydan çıktı bir kere.. Başlatılan soruşturmalar, davalar, devlete sızdırılmış kadrolar, sınav sorularını çalanlar, kayırmalı bir şekilde terfi ettirenler, kamu kaynaklarını hortumlayanlar kaldıkları yerden görevlerine, işlerine devam mı edecekler..

Hayır! Başlatılan soruşturmalar devam etmeli.. Ergenekon da, Balyoz da, Terör davaları da, Paralel yapı davaları da.. Sapla saman ayrılsın, af çıkacaksa çıksın, ama önce..

Paralel yapıda bir yumuşama yok..

Bana kalırsa bundan sonra bu şekilde yola devam edemezler.. Ne de o uluslararası himaye devam edebilir ve ne de kendi içlerindeki hiyerarşi ve yönetim ağı, mali işlemler bundan sonra daha önceki gibi sürdürülebilir..

Bu işi Türkiye’de toparlasanız, diğer ülkelerde toparlayamazsınız. Diğer ülkelerde toparlasanız, bu projeye destek veren sponsor ülkelerdeki siyasi hesaplaşmayı önleyemezsiniz.

Cemaatle bir mütareke yapmak istiyorsanız, unutun Gülen’i, önce İsrail, ABD, İngiltere, Vatikan’la çözün meselenizi. Sonra da diğer ülkelerle..

"PKK'NIN ŞAHİNLERİ"

Öyle zannediyorum ki, seçimlerden sonra itirafçı olmak isteyen çok kişi olur. Ama birileri, PKK’nın şahinleri gibi sonuna kadar direnecektir.

Yarın örgüt içinde hesap sorma süreci, karşılıklı suçlamalar başlayacak olursa, devletle hesaplaşma bitse bile kendi aralarında tehlikeli bir hesaplaşma başlayabilir..

Paralel yapı seçim öncesi bir çözüm planına sahip değil. AK Parti karşısında ciddi, inandırıcı bir muhalefet de örgütleyemeyecek.. O zaman hayallerini seçim sonrasına ertelemek durumundalar. Seçim öncesi ya da seçimlerden sonra Erdoğan’ın ölüm, öldürülmesi en büyük hayalleri.. Erdoğan ve arkadaşlarını terörle ilişkilendirip görevden ayrılmaya zorlamak üzere, uluslararası camiada yalnızlaştırmak.. Tabi bunu yaparken bir başka hayalleri de AK Parti’nin içinde yeni bir alternatif üretebilirler mi? O kim olabilir?

Bunu seçim sonrası, Anayasa değişikliğinden, başkanlık sisteminden hemen önce yapabilirler mi, şimdiden onun hesabını yapıyorlar..

Hayallerini sürekli erteliyorlar.. Sürekli geleceğe ilişkin kehanetlerle tabanlarını muhafaza etmeye çalışıyorlar.

"UZLAŞI MÜMKÜN DEĞİL"

Paralelcilerin şunu görmeleri gerek. Siyasette kimse yaralı ata oynamaz.. Vefa da yoktur bu alemde. Ayakta iken elinizi öpenler yorgunluk gösterip oturunca, tereddüt geçirince etrafınızdan dağılırlar.. Düştüğünüzde ise vururlar.. Bu süreçte kimse yorgunluk ve tereddüt göstermemeye çalışacaktır.. O zaman da bir uzlaşı pek mümkün değil.. Geri adım atan mağlup olur..

Devlet mi geri atacak. Mehdiyet ve Mesihiyet konumundaki, göklerin iktidarının tasarrufuna sahip Gülen mi geri adım atacak.. O zaman nasıl uzlaşacaklar..

Gülen, İsrail’i otorite kabul ediyor. Çevik Bir’e okulları teklif ediyor, Erdoğan’a değil.. Sisi’ye itaat edip Mursi’ye karşı çıkan Ezher şeyhi gibi..

Onun için ben yakın bir zaman için uzlaşma zemini görmüyorum..

Eğer Erdoğan’ın başına bir iş gelirse ya da birileri bu çevreden birilerine karşı illegal bir eylem gerçekleştirmeye kalkarsa, bunun bedelini bu yapı, çok ağır bir şekilde öder ve onlar için gelecek günler, geçen günleri aratır..

HESAPLAR NEYİN ÜZERİNE KURULU?

Düne göre bugün çok daha zayıf konumdalar. İstihbarat ayakları sakatlandı. Yargıda da öyle.. Mali kaynaklarını kaybediyorlar.. Tabandaki desteklerini de kaybediyorlar.. Dün o kadar güçlü iken yapamadıklarını bugün yapmaları imkânsız.. Herhalde İsrail’in ABD ve Avrupa’daki Yahudi lobilerinin, Masonik yapıların Türkiye’yi Erdoğan’a bırakmayacağını düşünüyor olsalar gerek.. Esed eli ile bir şeyler yapabilirler mi? Terör ve Türkiye’deki siyasi muhalifleri devreye sokabilirler mi, bütün hesapları bunun üzerine olsa gerek..

CHP umut değil artık onlar için. CHP kendisi himmete muhtaç bir dede, nerdeki gayrıya himmet ede.. Ekonominin ve siyasetin krize girmesi duaları ve gayretleri tutmadı.. Millet de gerçeği gördü, ama birileri hâlâ gerçeği görmemekte ısrarcı.

Herkesin bir hesabı var.. Ama hiç biri tutmayacak. Allah’ın hükmü galib gelecek..

O her şeyi gören, duyan, bilen, kadiri mutlak ve hüküm sahibi olandır.