BIST 9.673
DOLAR 35,17
EURO 36,55
ALTIN 2.963,18
HABER /  GÜNCEL

AK Parti Türkiye'yi mahvedecek!

AB müzakere tarihi verirse Erdoğan hükümeti başarının sarhoşluğuyla ipin ucunu kaçırabilir. AB hayır derse hızlandırılmış "Ankara Kriterleri"ne hazırlıklı olun.

Abone ol

Bu sözler Milliyet yazarı Meral Tamer'e ait. Tamer, katıldığı bir yemekte konuşulanlardan sonra böyle bir izlenim edinmiş. İşte Tamer'in analizi... 17 Aralık'tan sonra AKP'yi tanıyamayacağız Koç Holding'in Nakkaştepe'deki merkezinde Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç ve CEO Bülend Özaydınlı ile gelenekselleşme yolundaki öğle yemeklerimizin sonuncusunda, Avrupa Birliği ile ilgili son durumu Mehmet Ali Birand şöyle özetledi: "n AB müzakere tarihi verecek mi, vermeyecek mi sorusu geride kaldı artık. Başbakan'ın Fransa'yı ziyaretinde gördük ki müzakere tarihi verilecek. 2005'te verilecek mi verilmeyecek mi tereddütü de bitti artık. Müzakereler 2005'te başlayacak. Halen netleşmeyen husus şu: Müzakereler mart 2005'te mi, temmuzda mı, eylülde mi başlayacak? Bir de Avrupalı politikacılar, biz bunu kendi kamuoyumuza nasıl anlatırız diye sıkıntıdalar. Dolayısıyla önümüzdeki aylarda değişik AB ülkelerinde siyasetçiler, kendi kamuoylarını yatıştırmak için Türkiye aleyhtarı çıkışlar yapacaklardır. 'Şimdi müzakere tarihi verelim, sonra işi uzatırız, Türkiye'yi oyalayıp almayız' türünden açıklamalara hazırlıklı olalım, ancak bunları önemsemeyelim." Fatih Altaylı'dan Mehmet Barlas'a, Nurcan Akad'dan Güneri Cıvaoğlu'na, Osman Arolat'tan Can Aksın'a kimsenin alınganlık yapmaması için koskocaman tek bir yuvarlak masanın etrafında yenen öğle yemeğinde Birand, peşpeşe soru yağmuruna tutuldu: - Pekiyi ya Avusturya gibi baştan beri kategorik olarak hayır diyen ülkeler? "Avusturya, Almanya'nın sözünden çıkmaz. Karar noktasına yaklaşıldığında küçük ülkeler itiraz edemez." - Yunanistan mızıkçılık yapmaz mı? "Başbakan Karamanlis, evet diyeceğini açıkça bildirdi." - Pekiyi ya Kıbrıs Rum kesimi? "Orada da son sözü Yunanistan söyler. Sıkıntı yok." Özetle AB'nin yetkili ve etkili kişileri, "Türkiye'ye artık hayır diyemeyiz" noktasına gelmiş durumda. Pek çok kişi gibi Mustafa Koç da "AB'den müzakere tarihi alındığı takdirde 17 Aralık 2004, Türkiye için milat olacak" görüşünde. Sadece iş dünyası değil, toplumun değişik kesimleri nefeslerini tutmuş AB'nin kararını beklerken bendeniz, hızlandırılmış tren katliamının ardından karışık duygular içindeyim. Galiba tren faciası da, benim hükümete bakışım açısından milat oldu. Haddini bildirir! Derme çatma raylar üzerinde tıngır mıngır giden treni akıl almaz bir hafiflikle "hızlandırıp" insanların hayatını göz göre göre tehlikeye atan bu zihniyet, AB müzakere tarihi verirse haklı olarak "40 yıldır ülkeyi yöneten hükümetlerin beceremediğini ben gerçekleştirdim" diyecek ve maalesef "Küçük dağları ben yarattım" havasına girecektir. Öfkelendiğinde şimdilik sadece gazetecilere haddini bildiren Tayyip Bey, müzakere tarihi verilirse, uzlaşma noktalarını aradığı Silahlı Kuvvetler ve Cumhurbaşkanı'na da "haddini bildirmekte" sakınca görmeyebilir! Ankara Kriterleri Eğer tüm beklentilerin aksine AB'den tarih alamaz ve Başbakan'ın deyişiyle "Kopenhag Kriterleri olmazsa Ankara Kriterleri" devreye girdiği takdirde halimiz iyice harap demektir! Zira hızlandırılmış tren katliamından bu yana Ankara'nın "kriterlerini" hayretle ve dehşet içinde izlemekteyiz! Aylar önce deneyimli bir bankacının dediği gibi "AB tarih vermezse mahvolduk demektir, ancak tarih verirse yine mahvolabiliriz. Zira hükümet, tarih aldık diye ekonomide ipin ucunu bırakabilir." Bu gidişle AB müzakere tarihi verse de, vermese de 17 Aralık 2004 Türkiye için milat olacak. Hangi seçenek gerçekleşirse gerçekleşsin, Başbakan Erdoğan ve dolayısıyla da AKP hükümeti, tanınmaz hale gelecek. Yazı: Meral Tamer Kaynak: www.milliyet.com.tr

mah