BIST 9.765
DOLAR 35,09
EURO 36,49
ALTIN 2.934,24
HABER /  GÜNCEL

Ak Parti türban için erken diyor

Öğrenci affı konusundaki görüşlerini açıklayan AKP'li komisyon başkanı, türban sorunu hakkında ilginç bilgiler verdi. Başkana göre amaç türbanı çözmek değil.

Abone ol

TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç, ''öğrenci affına ilişkin yasa teklifi ile türban sorununu çözmek gibi bir amaçları olmadığını'' belirterek, ''Türban sorunu ayrı bir konu. Böyle bir yasa ile de çözülmez'' dedi. SKYTURK televizyonunda ''Özge Özsağman'la İcraatın İçinden'' programına katılan Altıkulaç, Özsağman'ın, ''2000-2001 öğretim yılından sonra üniversitelerden ilişiği kesilen öğrencilere yeni haklar verilmesini'' öngören yasa teklifine ilişkin sorularını yanıtladı. Altıkulaç, ''Yasa teklifinin bir disiplin affı olmadığını'' vurgulayarak, ''Çeşitli nedenlerle üniversitelerden ilişkisi kesilen öğrencilere, yeniden bu ilişkiyi kurmak için fırsat tanıyan bir teklif olduğunu'' söyledi. Teklifin hazırlanma aşamasına ilişkin de bilgi veren Altıkulaç, ''öğrenci ve velilerin yoğun baskısı, siyasi parti gruplarının da karşılıklı adım atılması davranışını sergilemesi üzerine çalışma başlattıklarını'' kaydetti. ''Kurultay dönemi olduğu için CHP TBMM Grup Başkanvekili Kemal Anadol ile görüşerek ortak bir metin hazırlama teklifinde bulunduğunu'' anlatan Altıkulaç, ''Ancak daha sonra CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz'un bu çalışmaya katılmayacaklarını bildirdiğini'' ifade etti. ''SINIRINI 2000 YILINDAN BAŞLATIYORUZ'' Tayyar Altıkulaç, ''Bunun üzerine yasa teklifini hazırladıklarını'' dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu teklif, Yüksek Öğretim Kanunu'na 2 geçici madde eklemeyi öngörüyor. Biri 50'inci, diğeri 51'inci madde. 50'inci madde, ön lisans ve lisans düzeyindeki ilişiği kesilen öğrencilerin tekrar üniversiteyle ilişiğini sağlayan ifadeleri içeriyor. Burada, 'her ne sebeple olursa olsun' ibaresi söz konusu. Burada maksat, YÖK tarafından başlıklar altında toplanan sebeplerdir. Bunun sınırını 2000 yılından başlatıyoruz. Bu metinde oynamalar olacak. Bunun tamamen, bütün satırlarıyla savunulacak bir metin olduğunu iddia etmiyorum. 51'inci madde ise ders ya da tez hazırlama döneminde başarısız olan yüksek lisans ve doktora öğrencilerini kapsıyor. Yüksek lisans öğrencilerine başarısız oldukları dersler için 2 sınav hakkı, 1 yıl daha tez hazırlama süresi, doktora öğrencileri için de tezini tamamlaması için 2 yıl daha süre tanınması öngörülüyor.'' TÜRBAN SORUNU... TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç, ''yasa teklifinin türbanla bir ilgisi olmadığına'' işaret ederek, şunları kaydetti: ''Bu teklifle türban sorununu çözmek gibi bir amacımız yok. Öğrencilerin yeniden üniversitelerle ilişki kurmalarını sağlayıcı bir düzenleme yapıyoruz. Tabii üniversite sınavına giren öğrenci ilişkiyi nasıl kurarsa, türbanlısı da, türbansızı da bu ilişkiyi öyle kuracaktır. Türban sorunu ayrı bir konu. Böyle bir yasayla da çözülmez. Onu çözmenin başka yöntemleri belki başka bir zamanda söz konusu olabilir. Bence zamanı da gelmedi.'' ''YÖK'ün bu teklife sıcak bakmamasını saygıyla karşıladığını'' belirten Altıkulaç, ''ancak 'tüm kurallara uyularak uygulanan eğitim ve öğretim çabalarının bu yasa teklifi ile yok sayıldığı' ifadesini kabul edemediğini'' bildirdi. ''GERİ DÖNÜLMEZ BİR DURUM MEYDANA GELDİ'' Altıkulaç, ''Bir siyasi parti grubundan aldığı işaretle harekete geçmediğini'' de vurgulayarak, şöyle dedi: ''Burada popülizm yok, siyaset yok. Burada Türkiye'nin içinde bulunduğu bugünkü olağanüstü şartların zorlaması var. Ağlama duvarı haline gelen Milli Eğitim Komisyonu'na, gidip gelen öğrenciler var. Ne yapmamız lazım? Bu çocuklar, 1 yıldan bu yana yoğun bir beklenti içine sokuldular. Meclis'e verilen kanun teklifi ile ayaklandılar. Artık bir bakıma geri dönülmez bir durum meydana geldi.'' ''Bu yasadan yararlanacak öğrenci sayısının 100 bin civarında olacağını'' ifade eden Tayyar Altıkulaç, ''Bunların tamamı kaydını yenilese bile, üniversitelerdeki kapasite konusunu zorlayacak bir durumu yok'' diye konuştu.