AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Bülent Arınç ve Hüseyin Çelik'in açıklamaları, Suriye'deki son gelişmeler ve Güneydoğu'daki operasyonlar hakkında açıklama yaptı.
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, gündeme dair son dakika açıklamalarda bulundu.
11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ardından Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Nihat Ergün ve Sadullah Ergin ile görüşmesine ilişkin sorulan bir soru üzerine, "AK Parti'de parti içi muhalefet geleneğimiz yok ama tabi ki eleştiri geleneğimiz var. Aktif siyasetin içinde yada dışında olan arkadaşlarımız da bu eleştirelerini bazen paylaşıyorlar." dedi.
"BİR YAPILANMA OLARAK DEĞERLENDİREMEYİZ"
"Katılmadığımız noktalar genelde şunlardır; genelde Sayın Cumhurbaşkanımız yada herhangi bir arkadaşımız hakkında şahsi değerlendirmeler" ifadesini kullanan Ömer Çelik, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Biz pek çok toplantıya katılıyoruz. Toplantılarda çeşitli arkadaşların anlaşamadığı konular olabiliyor ama o toplantıda karar alındıktan sonra destek oluyoruz. Biz bir takım haberlerde olduğu gibi AK Parti'ye karşı bir yapılanma olarak değerlendiremeyiz. Bu arkadaşlarımız AK Parti'de çok önemli görevlerde bulunmuşlardır.
"BİZ BUNLARI BİR KRİZ OLARAK GÖRMÜYORUZ"
11. Cumhurbaşkanımızın, Sayın Cumhurbaşkanımız ile görüşmesi oldukça doğaldır. Abdullah Gül'ün 2 konuda çok büyük hassasiyeti olduğunu biliyoruz. Birincisi çok büyük reformlar yapılması ve ikincisi de AK Parti ile olmasıdır. Tabi ki 11. Cumhurbaşkanımız ile Sayın Cumhurbaşkanımızın görüşmesi doğaldır. Ülkenin meseleleri değerlendirilir, dolayısıyla biz bunları bir kriz olarak görmüyoruz. Katılmadığımız noktalar olabilir arkadaşlarımızın bazı açıklamalarıyla ilgili ama bunu farklı bir yapılanma olarak görmemek gerekiyor."
Ömer Çelik'in açıklamalarından satırbaşları:
Yeni anayasa meselesi Türkiye'nin en önemli meselesi. Türkiye'nin yeni bir anayasaya kavuşmasını çok arzuluyoruz. Başkanlığını benim yapacağım mekanizma süreci izleyecek. Biz de çalışmalarımıza parti içindeki heyet olarak en yakın zamanda başlayacağız.
"KATLİAM DİLİNİ KULLANMALARININ DUYARLILIKLA İLGİSİ YOK"
Basında HDP'nin sözcülerinin sürekli olarak gündeme getirdikleri Cizre hassasiyetini sizinle paylaştım. Bize hangi ihbar gelirse gereken hassasiyetleri gösteriyoruz. Yaralılar varsa kimliğini ne olursa olsun girişimlerde bulunuyoruz.
Fakat HDP'nin yaralılardan bahsedip o binadan yaralılar çıkmamasına karşın katliam dilini kullanmalarının duyarlılıkla ilgisi olmadığını düşünüyoruz.
"AMACININ KORDON AÇMAK OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ"
Cenazelerle ilgili duyarlılığımız en üst noktadadır. Bütün yaralıların sağlık hizmeti alması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. HDP'nin görüldüğü gibi cenaze siyasetini teröriste kordon açmak gibi bir amacı olduğunu görüyoruz. Bunu şiddetle kınıyoruz. Terör örgütünü direniş olarak niteleyerek, bu katliamı direniş olarak adlandırmaya çalışanları kınıyoruz.
"ŞU ANA KADAR 10 MİLYAR DOLAR PARA HARCANDI"
Bugünlerin en yoğun konulardan bir tanesi sınırlarımızda olan mülteci akınıdır. Kuşkusuz Türkiye insanlık tarihine not olarak düşecek duyarlılık göstermektedir. Vatandaşlarımızın ekmeğini bölüşmeyi büyük bir mutlulukla kabul etmektedir. Şu ana kadar 10 milyar dolara kadar para harcanmıştır. Maalesef bu duyarlılıklarımız, karşılık bulmadı.
"TÜRKİYE'NİN SINIRLARI ZATEN AÇIKTIR"
Birleşmiş Milletler ve diğer odakların Türkiye'ye 'sınırını aç' çağrısında bulunmasını büyük bir hayretle karşılıyoruz. Doğrusunu söylemek gerekirse, uluslararası toplumun tarihine geçecek bir ikiyüzlülük olarak değerlendiriyoruz. Türkiye'nin zaten sınırları açıktır. 20-30 bin mülteciyi almak için aylarca pazarlık yapanlar, bir sürü şart öne sürenler, Türkiye'nin zaten açık olan kapılarını açmasını talep etmekle, kendi sorumluluklarını gizlemekten başka bir iş yapmıyorlar.
"BAŞTA ABD VE DİĞER MÜTTEFİKLERİMİZ BİLMELİDİR"
Türkiye bugünlerde karşı karşıya kaldığı Suriye kaynaklı sorunlarda müttefiklerinden destek istemesi çok normaldir. Bu bahsedilen PYD-YPG'nin Türkiye'ye dönük düşmanca tutumları mevcuttur. Bunlar uyarılmışlardır ancak buna rağmen tutumlarını değiştirmemişlerdir. Türkiye'nin terör örgütü olarak tanımladığı yapılara müttefiğimizin terör örgütü olarak görmemesi tamamen hayal kırıklığıdır. Bu konudaki hassasiyetimizin başta ABD ve diğer müttefiklerimiz de bilmelidir.
"LAVROV'UN AÇIKLAMALARI SON KULLANMA TARİHİ GEÇMİŞ"
Lavrov'un açıklamaları artık son kullanma tarihi geçmiş açıklamalardır. Türkiye'yi Ortadoğu'da belli bir eksene sıkıştırmak isteyenler, DAEŞ meselesini göz önüne getiriyorlar. Lavrov'un ülkesi şimdiye kadar DAEŞ'e 1 tane bomba bile atmadı. Suriye'ye DAEŞ ile mücadele diye girip muhaliflere saldırılar yaptılar. Bir ülkeyi DAEŞ ile işbirliği yapmakla suçlamak için Rusya en son ülkedir. Rusya orada terörle mücadele için bulunmuyor. PYD, Türkiye'de terör faaliyetleri yapan bir örgüt olarak Fırat'ın batısına geçtiğinde Türkiye'nin nasıl tepki vereceğini biliyor.
"İSRAİL ABLUKAYI KALDIRIRSA İLİŞKİLERİMİZ NORMALLEŞİR"
Daha önce de söylediğimiz gibi İsrail Gazze'ye olan tutumunu değiştirir, ablukayı kaldırır, özür ve tazminat şartlarını yerine getirirse ilişkilerimiz normalleşecektir. Batı Şeria'daki, Gazze'deki yasa dışı faaliyetleri kınamıştık yine kınıyoruz. Domates ulaştırılamıyor Gazze'ye.