BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,69
ALTIN 2.968,18
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

AK Parti saldırının asıl hedefini açıkladı!

Dün Çağlayan Adliyesi'nde savcı Selim Kiraz'ın şehit edilmesi ve iki teröristin öldürülmesiyle sonuçlanan operasyon tartışılmaya devam ediyor.

Abone ol

NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA

AK Parti milletvekili Metin Külünk, dün yaşanan saldırının stratejik hedefinin Erdoğan olduğunu söyledi. Külünk, saldırıyı gerçekleştirenlerin, geçmişte Abdülhamit'e suikast düzenleyenler olduğunu ifade etti.  

"Dün Abdülhamit'e suikast düzenleyenlerin sosyal medyada karşılıklarını bugün gördük" diyen Külünk, akşam rakı sofralarında mutluluklarını mı paylaşacaklar" diye sordu.

Külünk'ün internethaber'den Nesrin Yılmaz'a yapığı açıklama şöyle:

TEVFİK FİKRET'LERİN BUGÜNKÜ KARŞILIKLARI

Bu saldırı Türkiye'nin istikrarına yönelik bir saldırıdır, terör saldırısıdır ve saldırıyı gerçekleştirenler teröristtir. Terör saldırısını yapan teröristlerin bu süreçteki menfur tutumlarını tartışırken dün Ermeni suikastçilerin Abdülhamit Han Hazretlerine düzenlediği suikastte ölmediği için üzülen Tevfik Fikret'lerin bugünkü karşılıklarını eli kalem tutan adamlar olarak bir kez daha gördük. Bu da terör saldırısı kadar önemli bir gelişmedir. Dün sosyal medya üzerinden bu teröristlerin eylemlerini meşrulaştırmak için pembe tablolar çizen kalem sahiplerinin vicdanları rahat mı? Akşam rahat rahat gidip, rakı masalarında kadeh tokuşturarak mutluluklarını mı paylaşacaklar? Dolayısıyla hadisenin bir diğer boyutu Türkiye'nin coğrafyasında istikrar adası olması, ekonomisi güçlü, sistemini istikrar içerisinde dönüştürebilen bir güçlü devlet olması kimleri rahatsız ediyorsa, teröristlerin arkasındaki akıl ve oyun kurucular onlardır.

SAYIN ERDOĞAN'A KARŞI BİR OPERASYONDUR  

Onlar kim, Abdülhamit'e suikast düzenleyenler kimlerse, o dönemde Filistin'i vermediği, Ermenilerin oyunlarını bozduğu için Abdülhamit Han Hazretlerine suikasti düzenlettiren kimlerse bugün de Türkiye'nin sistem değişimini istikrar içerisinde sandık üzerinden başarmak isteyen ve Türkiye'yi yeryüzünün en güçlü 16'ıncı büyük ekonomisi haline getiren ve 2023'te ilk 10'da olma hedefini hepimizin önüne koyan Sayın Erdoğan'a karşı bir operasyondur bu. Bu terör saldırısının stratejik hedefi Sayın Erdoğan'dır, onun bu ülkenin önüne koyduğu hedeflerdir, onun bu ülkeyi taşıdığı istikrarlı duruştur, biz bunlara bedeli ne olursa olsun boyun bükmeyeceğiz.

CHP TERÖRİSTE TERÖRİST DEMEYİ ÖĞRENSİN

CHP önce teröriste terörist demesini bir öğrensin, korkmasın. CHP ve onun genel başkanı, teröriste terörist demeyi öğrensin önce. Sokaktan iktidar çıkarmayı medet dileyeceklerine, sokaktan imdat dileyeceklerine, sokağı kaşıyarak iktidarı alaşağı etme düşüncesinden vazgeçsinler. CHP sandığın partisi değildir, vandalizmin partisidir. CHP'nin bu tutumundan CHP'nin tabanı da rahatsızdır. CHP'nin yönetimi ciddi anlamda Türkiye'nin hassasiyetlerini kaşıyarak Türkiye'yi kaosa sürüklemek istemektedir. CHP'nin bu kaos talebine halk 7 Haziran seçimlerinde sandıktan tokat atacaktır. Onlar değil yüzde 35'i, seçimden sonra genel başkanlarının koltuğunu dahi altında tutamayacakladır.

SAVCIMIZIN KILINA ZARAR GELSİN İSTEMEZDİK 

Dolayısıyla Devlet Başkanımızın ifade ettiği, operasyonun başarısını değerlendirirsek; elbette ki savcımızın kılına dahi zarar gelmeden başarılmak istenen bir operasyondu bu. Ama dünyadaki bütün terörist saldırılar da üzgünüm ki insanların canına kast edebilme noktasındaki gelişmeleri görebiliyoruz. Ama biz Selim Kiraz savcımızın burnunun bile kanamasını asla istemezdik. Zaten içerdeki silah sesinden sonra güvenlik güçleri operasyonu başlattı, ikna çabaları saatlerce sürdü. Muhalefet buradan bile milli bir duruş sergilemek yerine ayrıştırıcı bir dil, küstah bir dil kullanarak sürekli bu toplumun huzurunu sabote edecek davranışlardan iktidar devşirmek istiyor.

***

Tevfik Fikret'in Abdülhamid suikastini öven Bir Lahza-i Taahhur adlı şiiri şöyle:

Bir patlama... bir duman... ve bütün bir şenlik alayı, 
Sahnelediği oyunu seyreden kalabalık; haşin, azgın 
Tırnaklarıyla bir kahredici elin, didik didik, 
Yükseldi havaya bacak, kelle, kan, kemik... 

Ey yüce patlama, ey öc alıcı duman, 
Kimsin? nesin? bu saldırıya iten ne, sebep ne? kim? 
Arkanda bin meraklı bakış ve sen yoksun, 
Görünmeyen bir eli andırıyorsun, kurtarıcı. 

Sesinde o öfkenin o korkunç yıldırımı var ki 
Her yerde hak ve kurtuluş duygusunu tetikler. 
Vuruşunla kahredici ayağı titrer zorbalığın, 
En gururlu, görkemli tâcı sarsar yaklaşışın. 

Silkip yüzyılların boyunlarındaki ilmiklerini, en çetin 
Bir uykudan uyandırır milleti dehşetin. 
Ey şanlı avcı, tuzağını boşuna kurmadın! 
Attın... ama yazık ki, yazıklar ki vuramadın!
 

Dursaydı bir dakikacık (bu hep) geçen zaman, 
Ya da o durmasaydı o tâlihsiz taç, 
Kanlarla bir cinâyete pek benzeyen bu iş 
Bir iyilik olurdu, benzeri yüzyıllarca geçmemiş. 

Ancak, rastlantı... âh o güçlülerin dostu, 
Güçsüzlerin, zavallıların değişmez düşmanı, 
Birden yetişti etkisiz kılmaya, bu yakıcı planı, 
Söndürdü bir nefeste bu parlak umudu; 

Yazdı, alay etmek için bilinçsiz yazgı, 
Zulüm tarihine bir övünme önsözünü. 
Kurtuldu; hakkıdır, alacak şimdi öcünü; 
Ancak; unutmasın şunu (ki) alçaklığın tarihi: 

Bir milleti çiğnemekle bu gün eğlenen (alçak) 
Bir anlık gecikmeye borçlu bu keyfini