AK Parti Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, AİHM'in Öcalan'la ilgili aldığı kararı "Olayı siyasal zemine taşımak ve olduğundan fazla abartmak yararımıza değil" dedi.
Abone olAK Parti Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, AİHM'in terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile ilgili aldığı kararı değerlendirirken, ''Olayı siyasi zemine taşımak ve olduğundan fazla abartmak ülke, devlet ve millet yararına değil. Ülkemizin, milletimizin çıkarı neyse, o doğrultuda hareket etmek gerekiyor'' dedi. TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Kapusuz, AİHM'in verdiği kararın daha önceki kararları ve dava konularından farklılık gösterdiğine vurguladı. Kararın yürütülmesinin Delegasyonlar Komitesi tarafından takip edileceğini hatırlatan Kapusuz, 12 Mayıs'ta verilen kararın Türk hukukundaki yerinin herkes tarafından bilindiğine işaret etti. Uluslararası sözleşmelerin iç hukukta öncelik ifade ettiğine ilişkin Anayasa'da hüküm olduğuna dikkati çeken Kapusuz, ''Bizim hukukumuzda varolan, ülkemizin kabul ettiği uluslararası sözleşmeler ve onlara bağlı olarak hukuktaki yeri neyse, bu da o yerini alacak'' dedi. Olayı siyaseten değerlendirmenin, siyasi zemine taşımanın ve ''olduğundan fazla abartmanın'' ülke, devlet ve millet yararına olmadığı gerçeğinin herkes tarafından kabul edilmesi gerektiğini kaydeden Kapusuz, ''Olsa olsa bundan nemalanmak isteyen bu terör örgütü ve başının amacına hizmet aleyhimize ve zararımızadır. Bu gerçeğe herkes, ülkemizin meselesi olarak bakmak durumundadır'' görüşünü savundu. DAVACI, DAVALI- AİHM'deki Öcalan dava dosyasının ilk sayfasını gösteren Kapusuz, ''davacı Öcalan, davalı Türkiye Cumhuriyeti...'' yazıldığına dikkati çekerek, şöyle konuştu: ''Bu dava, Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı açılmıştır. Dolayısıyla bu davada biz millet olarak tarafız. Yargısıyla, askeriyle, siyasetçisiyle, kurum ve kuruluşuyla, şehidi ve şehit yakınlarıyla, topyekün millet ve devlet olarak resmen tarafız. Elbette AİHM bir karar vermiştir. Onlarca yıl bu ülkede kan akıtmış, ülkeyi bölmek istemiş, büyük ve üzücü olaylara sebep olmuş olanlara milletimiz kararını vermiş. Bu karar da vicdanlarda yerini almıştır. AİHM'in verdiği kararın usul, hukuk ve kanunlar gereği elbette prosedürü örtüşmemiştir. Bu konu, sıradan bir olaydır. Bu olayı elbette önemsemediğimiz anlamına ifade etmiyorum. Bu işi abartmanın doğru olmadığı, ülkemizin, milletimin çıkarı neyse o doğrultuda hareket etmenin gereğine inanıyorum. Bunun böyle olduğu herkes tarafından da görülmeli. Aksi taktirde birilerine fırsat vermek, bunu tartışılır bir noktaya getirmek ise bizim lehimize değil. Biz birliğin, beraberliğin, ülkemizin bütünlüğü açısından yapılması gerekli olan her şeyi yapmak durumundayız. Dolayısıyla ülkemiz bu anlamda topyekün olarak bu duyarlılığı korumaktadır.'' ARKADAŞLAR ÇALIŞIYOR Kapusuz, konunun teknik ve hukuki süreç olarak Dışişleri ve Adalet Bakanlığı, Hükümet, ilgili kurum ve kuruluşlar ile görevliler tarafından bütün hassasiyetlerle değerlendirildiğini ve yapılması gerekli tüm çalışmaların yapıldığını söyledi. Kapusuz, konuyla ilgili bir süreç olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: ''Ülke 1999 yılında bu fırsatı yakalayınca, bu olayı hızlı bir şekilde, yüksek bir performans ve tempoyla iç hukuk sürecini tamamladık. Ama Avrupa'da bu sıkıntıları yaşayan bazı ülkelere bakıyorsunuz, iç hukuk süreci o kadar uzun sürüyor ki... 10-15 yıl süren davalar söz konusu. Neden? İç hukuk bitirilmeden AİHM'e götürülmüyor. Bunu taktik olarak kullanan ülkeler varolmasına rağmen, biz bugün iç hukuk süreci bittiği için AK Parti'nin dahlinin olmadığı bir süreçte, bizden öncekilerin yaptığı çalışmalar ve AB süreciyle ilgili olarak yapılması gereken tüm reformları Türkiye olarak attık. Bunlara bağlı olarak önümüze getirilen hususla ilgili olarak en doğru olan ülkemizin yararına ve çıkarına olan neyse, onu yapmada en ufak bir tereddüt göstermeyeceğimizi Başbakanımız da bakanlarımız da partimiz de ifade etti.'' AK Parti Grup Başkanvekili Kapusuz, Öcalan'ın yeniden yargılanmasının önünde yasal engelin kaldırılmasıyla ilgili girişimleri olup olmayacağının sorulması üzerine, konuyla ilgili hukuki ve teknik çalışmaların sürdüğünü söyledi. AİHM'in kararında farklılıklar olduğunu yineleyen Kapusuz, mahkemenin daha önce davaları tazminata bağladığını, ancak ilk kez terör örgütü ele başının davasında farklı karar verdiğini belirtti. İÇİNİN DOLDURULMASI GEREKİYOR AİHM'in Türkiye için en uygun 2 yol olarak; ''yeniden yargılama'' ve ''dava dosyasının yeniden açılmasını'' ortaya koyduğunu anlatan Kapusuz, ''dava dosyasının yeniden açılmasının'' mahkemenin gündemine ilk kez bu kararla girdiğini belirtti. ''Bunu bizim nasıl anlamamız gerektiği konusunda arkadaşlarımız çalışıyor. Bugün bu konuda bizim bir karar vermekten çok, ilgili kurum ve kuruluşlar ile arkadaşlarımızın yaptığı çalışmalardan bir nihai sonuca geçmek istiyoruz'' diyen Kapusuz, konunun devlet, millet, ülke meselesi olduğunu vurguladı. Kapusuz, ''Bizden önce başlatılmış olan ve yapılması gereken birçok şey zamanında yapılmamış olmasına rağmen, bunları yapan ve ülkemizin yararına sonuçlandırmak isteyen bir yaklaşımla topyekün olarak bunu sonuçlandırmak isteyeceğiz. Teröre, teröriste, terör camiasına fırsat vermemek yapmaktır. Biz bunu yapacağız'' dedi. Salih Kapusuz, konuyla ilgili olarak ''olduğundan fazla abartmak, gündemde tutmak, olağanüstülük vermenin'' Türkiye'nin lehine olmadığını belirterek, ''Bu, sıradan bir olaydır, süreçtir, gereği yapılmalıdır'' görüşünü kaydetti. Kapusuz, ''Arkadaşlarımız çalışıyorlar, araştırıyorlar. Yurtiçi ve yurtdışı temaslarla nasıl bir algılama ve içinin nasıl doldurulması gerekiyorsa, o şekilde doldurulması çabası devam ediyor. Bilinen klasik yöntem ve usulün dışında önümüze gelen bir başka alternatif daha olduğuna göre, onun üzerinde yoğunlaşmak ve ondan sonra karar vermek gerekiyor'' dedi.