AK Parti kulislerinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim sonrasına dönük "değişim" hamleleri için Eylül ayı ve hatta TBMM'nin yeni yasama yılı başlarına işaret edilirken, partili bir kaynak, "Parlamentodan en az 5 isim kabineye alınabilir" değerlendirmesi yaptı.
Abone olAK Parti, 31 Mart yerel seçimleri ve 23 Haziran'da tekrarlanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde alınan sonuçların ardından kısa bir tatile çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim sonrası rotasına odaklanmış durumda.
BBC Türkçe'den Ayşe Sayın, değişim hamleleri ve kabine revizyonuyla ilgili AK Parti kulislerinde konuşulanları aktardı.
Kabineye parlamentodan isimler kaydırılabilir
AK Parti'de ilk revizyonun kabinede olacağı beklentisi yüksek. Özellikle "teknokrat" ya da "sektörden gelenler" diye isimlendirilen, siyasetçi kökenli olmayan bakanların birkaçı dışındakilerin başarılı olamadığı görüşü son dönemde sık sık dile getiriliyor.
En büyük şikayetlerin başında bu bakanların seçmen, milletvekili ya da parti yönetimiyle diyalog kuramadığı, talepleri karşılayamadığı ve bürokrasinin egemen olmasından şikayetler, milletvekilleriyle yaptığı toplantıda da Erdoğan'a bizzat iletilmişti.
Meclis'ten en az 5 isim
Erdoğan'ın bu eleştirilere kayıtsız kalmayacağı, bu kez kabineye parlamentodan, yani milletvekillerinden isimlerin alınabileceği ifade ediliyor.
Hatta partili bir kaynak, "Parlamentodan en az 5 isim kabineye alınabilir" değerlendirmesi yaptı. Yeni hükümet sisteminde, milletvekilleri bakan olamıyor ve kabineye girmeleri halinde de milletvekilliğinden istifa etmeleri gerekiyor.
Bu durumun, AK Parti'nin TBMM'deki ihtisas komisyonlarındaki çoğunluğunu kaybedeceği endişesiyle ilk başkanlık kabinesine milletvekili bakan alınmamıştı.
Ancak parti kaynakları, yerel seçimlerde, muhalefet partilerinden 5 milletvekilinin belediye başkanı seçilmesi nedeniyle istifa etmesi nedeniyle, en az 5 milletvekilinin kabineye alınması halinde, komisyon dengesinin değişmeyeceğine işaret ediyor.
MHP'nin ittifak ortaklığı nedeniyle de zaten şu anda komisyonlarda bir sıkıntı yaşanmadığı vurgulanıyor.
Berat Albayrak, ekonominin başında kalır mı?
Olası kabine revizyonunda, durumu en çok merak edilen ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı da olan Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak.
Sadece muhalefet değil, parti içinde de önemli bir kesimin eleştiri oklarını üzerine yönelttiği Albayrak'ın, kabine dışında kalmasa da farklı bir alana kaydırılabileceği uzun süredir konuşuluyordu. Zira muhalifleri, ekonomide yaşanan zorlu dönemden Albayrak sorumlu tutuluyordu.
Parti kulislerinde yapılan yorumlara göre Albayrak'ın kabinedeki durumu, biraz da önümüzdeki süreçteki ekonomik göstergelere bağlı. Bazı AK Parti kurmayları, Merkez Bankası başkanı değişikliği sonrasında faiz indirimine gidilmesinin enflasyonda düşüşe yol açacağını, dövizin bir süredir stabil seyrettiğine dikkat çekerek, tablonun bu şekilde devam etmesi halinde Albayrak'ın kabinedeki yerini koruyabileceğini ifade ediyorlar.
En kötü ihtimal başka bir bakanlığa kaydırılabilir
Albayrak'ın en kötü ihtimal başka bir bakanlığa, örneğin daha önce de görev yaptığı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na kaydırılabileceğine dikkat çekiyor.
Yıldırım, Beştepe'ye mi gidiyor?
Kulislerde seslendirilen bir başka iddia ise Erdoğan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kaybeden İzmir Milletvekili Binali Yıldırım'ı başkan yardımcılığına getirebileceği yönünde.
Anayasa ve yasalara göre Erdoğan'ın birden fazla başkan yardımcısı atamasına engel bir durum bulunmuyor. Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin koordinasyonuna getirmesi de bu iddiaya dayanak olarak sunuluyor ve Erdoğan'ın Oktay'ın yanısıra "siyasi" bir yardımcı atayabileceği ve bu ismin de büyük olasılıkla Yıldırım olabileceği ifade ediliyor.
Parti yönetiminde değişiklik
Erdoğan'ın seçimden sonra seçim kaybedilen illerden başlamak üzere teşkilatlar ve genel merkez yönetiminde de değişiklik yapması bekleniyor. Ancak, son yerel seçimlerdeki oy kaybı, MHP ile ittifaka zorunlu olunması, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nun yeni parti girişimleri gibi etkenler de dikkate alınmak zorunda olunduğu için, Erdoğan'ın, yeni bir "küskünler hareketi" yaratmak istemeyeceğine işaret ediliyor.
Seçim sonrasında partisinin il başkanlarını toplama kararı alan Erdoğan'ın, ardından yurt gezisine çıkması bekleniyor. Erdoğan'ın, belediye başkanlığı kazanılan illere yapacağı "teşekkür ziyareti"nde, değişim konusunda parti tabanını da ikna edecek mesajlarla yeni dönem stratejisini açıklayacağı vurgulanıyor.
Babacan ve Davutoğlu istifaları olur mu?
Partide yapılan değerlendirmelerde, partileşme yolundaki Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu hareketinin AK Parti'yi ve diğer siyasi partileri nasıl etkileyeceği de tartışılıyor. Davutoğlu'nun eski siyasetçilerle yürüdüğü, ancak Babacan hareketinin AK Parti'deki küskünleri saflarına çekebileceği yorumu yapılıyor.
Bir parti yetkilisi, yerel seçimlerde AK Parti'nin oyunun yüzde 42-43'ler düzeyinde olduğunu, küsen kızan seçmenin ise ikinci adres olarak MHP'yi tercih ettiğine vurgu yapıyor. Seçmenin tepkisinin Erdoğan'a değil, partiye olduğu ifade ediliyor ve Erdoğan'ın kemik oyunun yüzde 40'ın üzerinde olduğu değerlendiriliyor.
Ancak Babacan hareketinin parti tabanından oy alabileceği de gözardı edilmiyor. Buna karşın yakın zamanda bir erken seçim görünmediği ve Babacan'ın çalışmalarını son derece kapalı yürütmesi, ne zaman parti kuracağının bile net olmaması nedeniyle, AKP'den bu partilere birkaç istisna dışında milletvekili transferi olmayacağı yorumu yapılıyor.
Bir parti yöneticisi, Babacan'ın son Twitter mesajının 2015 tarihini taşıdığına dikkat çekerek, birçok bilinmezi barındıran yeni hareket konusunda, küskün ya da parti içinde memnuniyetsiz olan milletvekillerinin bile "izlemede kalacağı" değerlendirmesini yapıyor.
Aynı parti yöneticisi, şu anda bir erken seçim olasılığı bulunmadığını ve bu nedenle de parti içinde rahatsızlıkları olan milletvekili ve partililerin de yaşanan olumsuzluklara karşın Erdoğan'a güveninin sürdüğünü ve "nasılsa düzeltir" anlayışının hakim olduğuna dikkat çekiyor.