7 Haziran seçimlerinden sonra AK Parti içinden yükselen 'fabrika ayarlarına dönme' planı yarınki Büyük Kongre'de gerçekleşecek mi?
Abone olİNTERNETHABER.COM- 12 Eylül 2015 yani yarın yapılacak büyük AK Parti Kongresi, 1 Kasım seçimleri öncesi kritik öneme sahip. Özellikle kongreye ramak kala ortaya çıkan 'Binali Yıldırım'ın adaylığı tartışmalarının yerini Ahmet Davutoğlu'nun tek aday olacağı bilgilere bırakmasıyla, tartışmaların asıl odağı AK Parti'nin 'fabrika ayarlarına dönmek' olarak betimlediği "ayar değişimi"ni hangi oranda gerçekleştireceği konusu oldu.
Güçlü Ankara kulisleriyle tanınan, Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, 7 Haziran seçimlerinden tek başına iktidar sonucuyla çıkamayan AK Parti'de sıklıkla dillendirilen 'fabrika ayarlarına dönme" konusunda, “Muhafazakâr demokrat” diye isimlendirdiği, tabanı ve tavanı tarafından bile içselleştirilmeyen AK Parti kimliğini siyasi yelpazede nereye oturtacak?" sorusunu yöneltti.
AK PARTİ DEĞİŞİME YEŞİL IŞIK YAKTI MI?
Değişimler için de en uygun zeminin kongre olduğunu işaret eden Sarıkaya, "bırakın aday olmasını, düşünmesinin bile olanaksız olduğu dönemden, rakip çıkma ihtimaline gelinmesi bile bir şeylerin değişmeye başlayacağını gösterir." diyerek değişim ihtimallerinin güçlü olduğu yönünde sinyal verdi.
AK PARTİ 2002 VE 2010 POLİTİKALARI
"Son yıllarda toplumsal tabanının sürekli yenilenen ve değişime uğrayan taleplerini karşılaşacak siyaset üretmekte zorlandığı için geçen seçimde ilk kez yükselmedi, oy kaybetti." ifadeleriyle AK Parti'nin 7 Haziran sonucunu gerekçelendiren Sarıkaya, "partinin bugün uyguladığı siyasetin, 2002’de, hatta 2010’da ortaya koyduğu ile aynı olduğunu söylemenin olanaksız olduğunu" ifade etti.
İŞTE AK PARTİ'YE GETİRİLEN ELEŞTİRİLER
"Geldiği noktada 2002’de düşük seviyede olan, 2011’de genişleyen, son seçimde de ciddi oranda eksilen kimlikli tabanını nasıl genişletecek? Muhafazakâr demokrat” diye isimlendirdiği, tabanı ve tavanı tarafından bile içselleştirilmeyen AK Parti kimliğinisiyasi yelpazede nereye oturtacak?" diyen Sarıkaya, partinin önde gelen akademisyenlerinin dahi “güvenlikçi politikaları dolayısıyla partinin kafasının karışık olduğuna” vurgu yaptığını, “Yeni Türkiye” diye çıkılan yolun dairesel kat edilmiş olmasına eleştiri getirildiğini,bir zamanlar liberal, sol kesimden de isimlerin yer aldığı yelpazenin daraltılmış olmasının eleştirildiğini, yeni bir açılıma, yeni isimlerin, çevrelerin ve kişilerin de teveccüh gösterdiği bir parti siyasetine dönülmesi gerektiğine atıf yapıldığını ifade ederek AK Parti'ye getirilen eleştirileri sıraladı.