Son zamanlarda medyanın tavır değişikliği ABD'nin AK Parti'yi gözden çıkardığının göstergesi mi? Başbakan Erdoğan'ın medyayı ispiyonlukla suçlaması neyin habercisi?
Abone olAmerika'nın hükümeti anti Amerikan karşıtlığına karşı bir şey yapmamakla eleştirmesi ve medyada hükümeti eleştiren yazıların ardı ardına çıkması senaryoları hızlandırıyor. Serdar Arseven'e göre taşeron medya ile hükümetin balayınının bittiğini savundu. Yazar Erdoğan'a sahip çıkmak yazısı ile siyasete ve medyaya ilişkin tespitleri var.
Amerika'nın ve medyanın Başbakan Erdoğan'ın medyanın eleştirmesi ne
Dikkat edin; "medya"nın tavrı ufak ufak değişiyor...
"Taşeron medya", ABD'den gelen sinyaller doğrultusunda AK Parti'ye yüklenmeye başlıyor...
Balayı bitti, bitecek...
Bu, AK Parti açısından sağlıklı bir gelişme...
ABD'nin AK Parti'den rahatsızlık duyuyor olması, Erdoğan'ın samimiyetinin teyidi.
***
AK Parti, işgale direnmeliydi...
Direniyor.
R. Tayyip Erdoğan'la Abdullah Gül, 28 Şubat'ın "yerli bir proje" olmadığını en iyi bilenlerden.
Bu sürecin, "İslam'ın" küresel düzeyde "tasfiyesinin" çok önemli bir ayağını oluşturduğunun, her ülkeye şartlarına uygun bir 28 Şubat'ın dayatıldığının, global 28 Şubat'ın önemli hedeflerinden birinin de Anadolu'yu istilâ etmek olduğunun farkındalar.
Irak'ın işgaliyle birlikte, Türkiye'nin beklentileriyle ABD'nin tavrı arasındaki uçurumu görmüş oldular.
Kuzey Irak'ta yaşananlar, Türkiye'nin güvenlik kaygılarını arttırınca... AK Parti'ye de direnmek düştü!..
***
Nereye kadar sürer bu direniş, kestirmek güç...
AK Parti, teorisi olan bir oluşum değil...
Sözgelimi;
Refah Partisi, bütün baskılara rağmen bütünlüğünü muhafaza etmeyi başarmıştı...
AK Parti ise en ufak bir darbede dağılacak gibi.
***
Bir yapının en güçlü yanı neresi ise, en zayıf tarafı da orası...
ABD'nin sempatisi, AK Parti'yi içeride de güçlü kılıyordu...
Şimdi; durum, fevkalade nazik!..
***
Geçmişe dönmenin mânâsı var mı?..
Var; çok önemli...
Erdoğan'ın büyük bir oy oranıyla iş başına geleceği belli olmuştu...
O günlerde, Bülent Arınç, Abdüllatif Şener ve Salih Kapusuz'la birlikte bizi ziyaret ettiğinde...
"Sizce ne olur seçimin sonucu?" diye sormuştu, Erdoğan...
Cevabımıza bakın:
- Korkarım ki, Anayasa'yı değiştirmenize yetecek sandalye sayısıyla geleceksiniz!..
***
Tahmin güzel de...
-'Korkarım ki'nin anlamı ne?..
Görüşümüz sevimsizdi:
- Parti'nin kanser hücresi gibi birden büyümesinden korkarım!..
***
Partileşebilmek için bir dönem muhalefette kalmaya ihtiyacı vardı, AK Parti'nin...
Olmadı...
İttifak arayışları derin güçlerce engellendi...
Herkes rolünü oynayınca...
Parti, bir kanser hücresi gibi, birden büyüdü.
Şimdi; İktidarda iki yılı geride bırakan AK Parti'nin "rahatsızlandığını" görüyoruz.
Bunu, Erdoğan'ın "sıkıntıyı dışa vuran" beyanlarından çıkartmak mümkün.
Polis'in "6 Mart eylemi"ni, bastırmak için orantısız güç kullanmasına ilişkin tepkileri değerlendirirken...
"Medya, Türkiye'yi dışarıya ispiyonluyor" demişti, mesela...
Hangi açıdan bakarsanız, hata...
Yani; eğer ortada böyle bir ispiyonlama varsa...
Başbakan Erdoğan, bunu dile getirmekle katkıda bulunmuş olmuyor mu bu oyuna!..
***
Sonra...
Geçtiğimiz gün söylediği:
"Kısa alanda, dar paslaşmalar..."
Onu, bir grup toplantısında Muhterem Recai Kutan kullandıydı...
Yani, modası geçmiş, faydasız...
Alman gazeteci ile söyleşinin teyidinde, Cüneyd Zapsu'yu görevlendirmiş olması...
Soruyorlar haliyle:
"Basın Halkla İlişkiler neci?.."
Erdoğan'ın "artık gazete okumuyorum" demesi de hataydı...
Medyayı durup dururken tahrik etmenin mânâsı var mı?..
Bundan böyle "okutmanın" yollarını aramaz mı?..
***
Erdoğan, gol kurtarmak için geriye, rakip kaleyi yoklamak için forvete koşturup duran bir futbolcu gibi...
Nefes nefese kalıyor...
Yorgunluktan tükendiği noktada da, topu kaptırıyor!..
**
Geri kalmış toplumların güçlü liderleri vardır, vazgeçilmezleri...
Çağdaş toplumlar ise çareyi sistemde arar...
AK Parti'nin sistemi yok...
Beklenmezdi zaten, böyle sağlıksız bir şekilde büyüyen bir partiden.
***
Peki ne olacak?..
AK Parti'nin yatması halinde, Türkiye'nin de batacağını düşünmek için bir dolu sebep var.
AK Parti çok önemli.
"Tayyip Erdoğan umudu" sönmemeli...
Bu, omuzlarda taşıdığını, anında yerle bir eden millet...
Recep Tayyip Erdoğan'ı da, her söylediğini alkışlamak suretiyle...
Tüketmemeli!..
Yazı:Serdar Arseven
Kaynak:tercumangazete.com