MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, “AK Parti, Haçlıların yapamadığını yapmaya çalışmaktadır. Türk, Atatürk, Türkçe, Türk milleti ve Tür...
Abone olMHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, “AK Parti, Haçlıların yapamadığını yapmaya çalışmaktadır. Türk, Atatürk, Türkçe, Türk milleti ve Türk milliyetçiliği bir iktidarın yiyeceği kadar küçük lokma değildir” dedi.
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, andımızın kaldırılmasıyla ilgili olarak eleştirilerini sürdüren Özcan Yeniçeri, iktidarın son zamanlarda yaptığı millilik ve milliyetçilik aleyhtarlığının sınırları zorladığını belirtti. Milliyetçilikle mücadeleyi ancak millet düşmanlarının yapabileceğini ifade Özcan Yeniçeri, “İktidar yetkilileri her fırsatta ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ sözlerine kasıtlı olarak ırkçı bir anlam yüklemekte ve fırsat buldukları her yerden kaldırmaktadırlar. Anayasa’daki ‘Türk vatandaşlığı’ kavramını çıkartmak için iktidar yetkilileri olağan üstü bir gayret içine girmişlerdir. Hükümet andımız konusunda suçüstü yakalanmıştır. Tarih boyuna Türk, Türkçe, Atatürk, Türk milleti ve Türk milliyetçiliğine Türk-İslam düşmanları saldırmıştır. AK Parti bu mücadelenin hangi tarafındadır. Türk kavramını ırka indirgemek ‘Türk’üm’ sözünü etnisiteden ibaret sayıp mahkum etmek en büyük bölücülüktür” diye konuştu. Yeniçeri; Arif Nihat Asya’nın ‘Bayrak’ şiirini okuyarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın çocuklarda olumsuz duygular çağrıştırdığı gerekçesi ile sansürlediğini belirtti.
"SANATA VE EDEBİYATA HAKARET"
“Tayyip Erdoğan çocukken andımızı hiç söylememiş gibi konuşuyor” diyen Yeniçeri, Başbakan Erdoğan’ın konuşmalarını eleştirdi. Öğrenci andına ‘ırkçılık’ türü kelimelerin içerdiğini söyleyenlerin İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Akif Ersoy’u da ırkçılıkla suçladıklarını ifade eden Yeniçeri, “Türk’üm’ demeyi ırkçılık olarak niteleyenler, gerçekte kelime ırkçılığı yapmaktadırlar. Bu yönüyle sanata ve edebiyata da hakaret etmektedirler” ifadelerini kullandı.
AK Parti iktidarının muhalefeti bölücü, yıkıcı, eli kanlı terör örgütünden daha tehlikeli gördüğünü belirten Yeniçeri, “Tayyip Erdoğan ümük sıkarak, göstericilere hesap sorarak, medyaya esas duruş çekerek, biber gazının kullanımını kutsayarak, hapishanedeki seçilmiş milletvekilleri için elini kıpırdatmayarak, atanmış bürokrat Hakan Fidan için bir gecede yasa çıkartarak tam demokrat olmuştur” açıklamasında bulundu.
Yeniçeri; Başbakan Erdoğan’ın Grup Toplantısı’nda Reşit Galip ile ilgili söylediği sözleri nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, “Başbakan ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyor. Bazı şeylerin tarihi bağlamından kopartarak yapılan değerlendirmeler tamamen afaki değerlendirmeler olur. Başbakan Reşit Galip’in yerinde olsaydı ondan daha fazla kendi dediklerini yapan bir konumda olurdu. Reşit Galip’in 1933’lerde söyledikleri ve yaptıklarını bir kenara bırakıp Sayın Başbakan’ın bugün yaptıklarına bir bakmak gerekiyor. Bir günah keçisi ilan edilerek o günah keçisi üzerinden Türk milletini mahkum edip, Türk kavramını ayaklar altına alma hakkını Sayın Başbakan kendisinde görmemesi icap ediyor” dedi.
"DEKOLTE" TARTIŞMALARI
AK Parti Genel başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in bir sunucuyu dekoltesi nedeniyle eleştirdiği iddialarına yönelik olarak konuşan Yeniçeri, “Biz yöneticilerin görevi kişilerin kılığını, kıyafetini, saçını, başını tanzim etmek değildir. Siyasetçilerin görevi millete hizmet etmektir. İnsanların giyimleriyle kuşamlarıyla ilgili kendileri karar verirler. İnsanları giyiminden kuşamından dolayı yargılamaya siyasetçilerin hakkı yoktur. Siyasetçiler oy aldıkları insanların inançlarına, iradelerine, tavırlara saygılı olmak zorundadırlar. Onları tektipleştirmek için değil onlara hizmet için vardırlar. Başörtüsünü bu şekilde değerlendirenler, bugün de tersini başka bir biçimde değerlendirmekteler. Bu toplumun belli değerleri var, ona herkesin dikkat etmesi gerekir. Memlekette at izi it izine karıştı, kimin ne yaptığı anlaşılır olmaktan çıktı” diye konuştu.
Yeniçeri, MHP ve CHP ile ilgili MİT tarafından fişleme yapıldığı iddialarının sorulması üzerine, “AK Parti kendi algılarının dışında bir kişiye ve gruba yaşama şansı bırakmayan bir iktidar duruma büründü. Eğer bir gün bu iktidardan seçim yoluyla bu milletin kurtulma umudu kesilirse, bu milleti sokaktan eve sokamazsınız” cevabını verdi.
(İHA)