"AK Parti Diyarbakır'ı alır!"
"AK Parti Diyarbakır'ı
alır!"
TOBB, çok çok önemli bir tanıtım
kampanyasının hazırlığını yapıyor! (Türkiye için önemli bir
kampanya, detay şimdilik yok) İşadamları, sendikalar,
gazeteciler bu kampanyanın tanıtımı için bir araya
geldi dün!
İş dünyasının gündeminde Diyarbakır vardı toplantı
öncesinde. İşadamları, Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır'da
gerçekleştirdiği mitingin önemini anlatıyordu
birbirine!
Yazımın başlığı o konuşmadan çıktı...
AK Parti'nin Diyarbakır'ı alacağını söyleyen
işadamı Zeynel Abidin Erdem'di .
Erdem'in gerekçesi de var:
-Kutbettin Arzu çok temiz
biri...
Zeynel Abidin Erdem gibi
keskin bir iddianın sahibi olamam! Zira gidip görmek,
halkın nabzını yoklamak lazım. Evet, tüm
engellemelere rağmen, Erdoğan'ı dinleyenlerin sayısı
oldukça fazlaydı. Seçimlerin sonucunu şimdiden kestirmek
zor ama, Başbakan'ın söylediklerini de önemsemek
lazım! Bölge için çok önemli projelerin altını çizdi
Erdoğan! Birlik ve beraberlikten söz etti! Annelerin artık
üzülmemesi gereğine işaret etti!
TRT Şeş'in yayına girmesiyle, devletin
yara almadığını hatırlatan Erdoğan, yeni açılımların, yeni
yatırımların, mesajını da verdi! Şu kadarını söyleyeyim;
Erdoğan'ın anlattıkları, halka iyi
anlatılabilirse, AK Parti sürpriz yapabilir!
Velev ki, olmadı!
İktidar olası bir seçim kaybına aldırmadan,
Erdoğan'ın ağzından çıkan sözlerin gereğini her ne olursa olsun
yerine getirmeli ki, halkta yarınlar için güven
oluştursun!
AK Parti'nin bölge insanı için CHP'den
hiçbir farkı kalmaz aksi takdirde..
Erdoğan mitingleri nasıl
yapıyor?
Muhalefet, meydanlara inen Erdoğan'dan
geri kalınca bu soruyu sormaya başladı...
Diyorlar ki:
-Bu kadar miting için para dayanmaz!
Yine
diyorlar ki:
-Erdoğan açılış için gidiyor, devletin parasıyla miting
yapıyor!
Peki ne yapsın
Erdoğan?
Konuşmasın mı?
Seçim var diye açılış yapmasın mı?
Yaptıklarını anlatmasın mı?
Daha da önemlisi 6
yıllık iktidarının hesabını vermesin mi?
Evinde oturup seçim kazanma gibi bir hayale kapılanlar için,
atı alan Üsküdar'ı geçiyor.
Muhalefeti anlamak lazım; 9-0 geriden
başlamak, yarışa girmeden havlu atmaktır! Hal böyle
olunca, yapamadıkları mitingler için mundar
diyorlar....
34 CCA 46
Taksi... VİP
taksi demek daha doğru olur. Arkaya kuruldum, önümde
gazeteler... Yorgunsan, biraz kolonya iyi gelir... Engin
Demir'in sahibi olduğu taksi de o da var.
I ıh, bitmedi... Çay, kahve, nescafe, su, meyve
suyu..
Dahası var...
Şarjın bitmişse, ya da az kalmışsa, Engin'in taksisinde o
da var..
Nesin sen kardeşim, bonkör müsün? Bu kadar
hitzmet, zarar etmiyor musun?
Hayır, Engin'in yaptığı harcama topu topu 20
lira.. Ama getirisi daha fazla. Telefonla çağırıyorlar,
müşterisi hergeçen gün artıyor. Bir tek sıkıntısı var Engin'in;
taksici arkadaşları yaptığını kabullenemiyor. Kızıyorlar,
müşteri böyle ortama alışır diye...
Ha bu arada,
Engin'in Hıncal Ağbi'ye (Uluç) de selamı var..
Diyor ki: "İçimizdeki çürükleri yazmaya devam Hıncal
Abi."
İnternethaber'e ödül!
9 yıllık emeğin
karşılığı, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin ödülü ile
karşılık buldu nihayet.. Yılın en iyi sitesi seçildi
İnternethaber. Sizin huzurunuzda, emek veren tüm
arkadaşlarımı kutluyorum.
Ancak, sevgili arkadaşım
Hilmi Bengi'nin başında bulunduğu Anadolu
Ajansı'na bir çift sözüm var. Kocaman bir ödül haberinin
dibinde, İNTERNET DALI'nı koymak niye bu kadar
ağır geldi size? Unuttunuz mu, yoksa İnternet sizin için
"zurnanın son deliği" mi?
Haberin tepesinde İnternet Dalı'nın
jürisinde yeralan isimleri verirken, aşağıda ödül kazanan
siteyi vermek niye bu kadar ağır geldi arkadaşlar? Gazetelerde
haberiniz eksik yayımlanınca hiç rahatsızlık duymadınız mı?
Sevincimizi kursağımızda bırakmaya hakkınız var
mıydı?