AK Parti Cemaat kavgasının faydaları
Fakat bana göre bu kavganın bize sağladığı faydalar da var. Yaşadıklarımızdan, gördüklerimizden öğrendiklerimizin bazısı servet değerinde.
Hepimiz AK Parti ile Cemaat arasındaki kavganın ülkeye verdiği zararı tartışıyoruz. Bu süreçte en çok da ekonomik zarara dikkat çekiliyor.
Fakat bana göre bu kavganın bize sağladığı faydalar da var. Yaşadıklarımızdan, gördüklerimizden öğrendiklerimizin bazısı servet değerinde.
Gelin, bu süreçte toplum olarak neler kazandığımıza bir bakalım.
• Bu kavga sayesinde dindarlık görünümü ile ‘dini ahlak’ın apayrı şeyler olduğunu gördük.
• Başkalarına Allah’tan korkmayı öğütleyenlerin, Allah’tan korkmayabileceğini fark ettik
• Rüşvetin adının
‘bağış’ olarak değiştirildiğini ve kimi din
adamlarımızın buna fetvayla cevaz verdiğini
okuduk.
• “Dava için” diyerek her türlü çirkefliğin, gayri ahlaki metodun mubah sayıldığını müşahede ettik.
•Siyasi ve ticari nitelikli yapılarda yaygınlaşan dindarlığının dürüstlükten, asaletten, mertlikten ne kadar uzak olduğunu gözlemledik.
•Din kardeşliğinin lafta kaldığını, meselenin çıkar ve kazanımlar olduğunu anladık.
•Yolsuzlukla elde edilen paralarla ‘dindar nesil’ yetiştirilmek istendiğine tanık olduk.
•Vaazlarında, sohbetlerinde Hz. Ömer adaletinden bahsedenlerin ellerine güç geçtiğinde, insanlara ‘kumpas kurduklarının’ itirafını duyduk.
•Hoşgörüsü, tatlı dili, efendiliğiyle tanıdığımız kimselerin; içlerinde biriktirdikleri öfkeyi, kibri, tahammülsüzlüğü gördük.
•Bazıları için, iktidarın ve kazanımları korumanın; dinden, dini değerlerden daha kıymetli olduğunu anladık.
•Dindarlarımızın; yolsuzluğa, adam kayırmaya, iltimasa, kişisel çıkara ses çıkaramadıklarına şahit olduk.
•Dinin, çıkar çevreleri elinde nasıl tehlikeli bir silaha dönüşebildiğini fark ettik.
•Tabana ‘bir lokma, bir hırka’ öğütleyenlerin şatafat düşkünlüğünü gördük.
•Türkiye’nin kudretli işadamlarının saygı, hürmet, bağlılık bildirmek için iki güç odağı arasında nasıl mekik dokuduklarını izledik.
•Cemaatleri, partileri hizmet hareketi olarak biliyorduk. Aslında uluslararası ticari organizasyon olduklarını fark ettik.
•İnsanlara faizin haram olduğunu öğütleyen hocaların banka kurtarmak için nasıl yanıp tutuştuğunu izledik.
•Köşe yazan, TV’lerde yorumculuk yapan bazı gazetecilerin ‘kullanışlı aptal’ olduklarını anladık.
•Dün savunduklarını bugün, en küçük mahcubiyet belirtisi göstermeden inkar edenlerin medyayı kapladığının fark ettik.
•AK Parti’ye yakın medyadaki tarafgirliğin ve karşılığında alınan yüksek maaşların kaynağını öğrendik.
•Ülkemizde; hukukun, adaletin, demokrasinin lafta kaldığını bir kez daha gördük.
•Yapısal reformlar, daha demokratik Türkiye, daha fazla özgürlük gibi konularda 10 yıldır mesafe alınamadığını anladık.
•Türkiye’nin kaderini etkileyecek bu kavgada ‘Beyaz Türkler’in ne kadar çaresiz olduğunu fark ettik.
•Paranın işadamlarını daha cesur, daha özgür değil, daha korkak yaptığını anladık.
•Korkuyla bir tespihe, bir kilo ananasa tav olan işadamlarımızı tanıdık. Ve bu işadamlarının duyduğu korkunun nasıl istismar edildiğini gördük.
•Ekonomimizin aslında ne kadar kırılgan olduğunu fark ettik.
•CHP’nin oy için, yıllarca eleştirdiği Gülen Cemaati’ne neredeyse intisap edecek politikaya yöneldiğini gözlemledik.
•Yasakçılık, özgürlükleri kısıtlama bakımından dindarların da Kemalistlerden geri kalmadığını tecrübe ettik.
Bu listeyi sayfalar dolusu uzatabiliriz. O kadar çok şey öğrendik ki, bunların değeri parayla ölçülemez.
Yaşayarak öğrendiklerimizin hepsi hayati önem taşıyor.
Hepimiz isterdik ki dindar kimseler ülkeye yeni bir soluk getirsinler. Adaleti, özgürlüğü, demokrasiyi, asaleti, saygıyı, efendiliği, dürüstlüğü kökleştirsinler.
Gerçek adalet nasıl olurmuş, dosta düşmana göstersinler. Devlet yönetiminde dürüstlüğün canlı örneği olsunlar.
Herkes için özgürlüğü yaygınlaştırıp, demokrasiyi pekiştirsinler. İç barışı güçlendirsinler. Bu ülkeyi hepimiz için huzurlu ve yaşanabilir kılsınlar.
Fakat ne yazık ki yapamadılar.
Keşke hepimizin yüzünü ağartacak bir politika uygulayabilselerdi.
Keşke…
twitter.com/acikcenk