BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

AK Parti bundan dolayı kazanıyor

Şimdi size, "Mustafa Sarıgül'ü veya Selami Öztürk"ü tanıyor musunuz?" diye sorsam, eminim ki büyük çoğunluğunuz tereddütsüz "Evet" cevabı vereceksiniz?

Beni okuyan kardeşlerim iyi bilir. Geçtiğimiz günlerde CHP'nin seçimlerde neden kaybettiğini, AK Parti'nin ise neden kazandığını İstanbul'un Tuzla ilçesinde şahit olduğum bir örnekle anlatmıştım.

"Tuzla'da adaylığına kesin gözüyle bakılan CHP'li bir partili, yöre halkına, "Beni seçerseniz Tuzla'ya İstanbul Deniz Otobüsü getireceğim" derken, AK Partili Belediye Başkanı Şadi Yazıcı ne yapıyor biliyor musunuz? Tuzla'ya Ortadoğu'nun en büyük ve en görkemli marinasını yapıyor! Eşi benzeri olmayan bir projeyle Tuzla'ya yılda 25 milyon turist getirecek olağanüstü bir çalışmanın inşaatı için gecesini gündüzüne katıyor.. Hem de hiç reklamını, tanıtımını yapmadan!" demiştim.

Bu satırların altına da, "Önümüzdeki günlerde yerel seçimlerle ilgili analizler yapacağım yazılarda Tuzla ve Şadi Yazıcı hakkında sizlere daha detaylı bilgiler aktarmaya çalışacağım" diye not iliştirmiştim.

Bir yakınımın işlerini yürütmek için epey zamandır Tuzla'da bulunduğum için merak edip araştırdım. İlginç bilgilere ulaştım ve yapmak istediğim şey bunları sadece sizinle paylaşmak..

Nicedir yöre esnafıyla siyasi konularda haşır neşir haldeyim. Geçtiğimiz gün birkaç esnafla havadan sudan sohbet ederken söz döndü dolandı "Yerel seçimleri kim alır?" sorusuna geldi.

Sonradan öğrendim ki aramızda CHP'li bir il Meclis üyesi de varmış. "Şadi Yazıcı alır" dedi aniden. Hepimiz başımızı yana yatırıp kendisini şaşkınlıkla süzünce daha iddialı bir konuşmaya başladı:

"Şadi Yazıcı geçen seçimi bin küsur farkla kazanmıştı. Bu seçimde yüzde 60'tan aşağı almaz. Ezip geçer. Şu Marina projesi bile başlı başına kazanması için yeterli. İnşallah Gezi olaylarında duran adam, koşan adam, yatan adam olan tipler bu projeyi duyup burada da 'Balık adam' olmazlar!" dedi. AK Parti'ye oy vereceğini söyleyenler bunun üzerine tek söz etmedi!

Şadi Yazıcı ismini pek çoğumuz bırakın bilmeyi, duymamışızdır belki de. Çünkü ilginç bir belediye başkanı. Gayet düzgün olan kaldırım taşlarını değiştirip, gazete ve televizyonlara koşup "Yaptım! Ben yaptım. Ama nasıl yapmışım hakkımı verin iyi yapmışım?" diyen biri değil.

Düşünün!..

Yakın zamanda tüm Türkiye'nin konuşacağı Tuzla Marina Projesi'nin temelini atıyor, kimsenin haberi yok. Başbakan'ı ve Kadir Topaş'ı getirtip temel attırmayı düşünmemiş. Projenin yarısı tamamlanmak üzere, kimsenin haberi yok. Marina ile ilgili tek şartı var. Bittiğinde tamamı Tuzla'da oturan 2500 kişiye iş imkanı sağlayacak.

Bunun yanısıra en lüks restaurantları aratmayacak güzellikte bir "aşevi" açmış. Garip gureba gelip burada yemeğini yiyor. Gelemeyen engelli, yaşlı kişilerin yemek servisleri ise evlerine kadar servis ediliyor.

İş makarnayı falan aşmış anlayacağınız!

İlçenin tüm tapu sorunları çözülüyor. Neredeyse hergün tapu teslim törenleri yapılıyor. Her perşembe günü ise başkan dış dünyaya kapılarını kapatıyor ve yaklaşık 8 saat ilçe halkını dinliyor.

Yüzyüze ve dokunarak!  Yapılması gereken ne varsa, o an orada karar alınıyor ve uygulamaya konuyor.

Tuzla belediyesi örneklerine az rastlanacak bir şey daha yapıyor. Minarelerden yükselen her cenaze selası özellikle takip ediliyor. Belediyenin bu konuda yetkilendirdiği ekip yıldırım hızıyla devreye giriyor ve ayırım yapmadan cenaze ile ilgili yapılacak ne varsa üstleniyor. Cenaze evine taziyeye gelenlerin masrafları ve yemekleri belediye tarafından karşılanıyor.

Nasıl takip ediliyor bilmiyorum ama Tuzla'da oturuyorsanız ve çocuğunuz dünyaya geliyorsa, belediyenin kutlama çiçeği gelip sizi mutlaka buluyor. Herhangi bir hastanede yatan hastanız varsa, geçmiş olsun mesajını alıyorsunuz.

Duyduğumda benim tüylerimi ürperten bir şeyi anlatayım. Sabah okula giden küçücük bir kız kapıda annesine, "Ekmeğimin arasına koyacak bir domates veya yumurta yok muydu? Arkadaşlarımın arasında kuru ekmek yiyince utanıyorum" diye ağlayarak yakınıyor.

Belediyenin bundan bile haberi oluyor!

"Bu nasıl olabilir, belediye nereden duyuyor" diye soruyorsunuz değil mi?

Bazı yoksullar vardır. Onuru kırılmasın diye yardım kabul etmez. Ettiğinde ise, yardım kadar yardım eden eli de çok önemser. Bunun farkına varmış Şadi Yazıcı ve bu işi yapabilecek en mukaddes varlıkları, yani kadınları yardımına çağırmış.

Dile kolay, 2600 kişilik gönüllü kadınlar ordusu kurmuş. İsmini de "Gönül Elleri" koymuş. Başörtülü veya başörtüsüz ayrımı yapılarak seçilmemiş. Hangi partiye oy verdikleri de sorulmamış. Haliyle onlar da gittikleri evleri alevi sünni diye ayırmıyor.

2600 kadın Tuzla’nın her yerine yayılmış, adeta yardım melekleri gibi çalışıyor. Tuzla’da ne kadar yardıma muhtaç aile, engelli, yetim, hasta ve yaşlı varsa hepsini tek tek araştırarak buluyorlar ve gereken yardımı yapıyorlar. Bununla da yetinmeyen gönüllü kadınlar, sosyal projelerle de yardıma muhtaç aileleri sosyal hayata dahil ediyorlar.

Şimdi diyeceksiniz ki "Yazıcı'yı yöredeki herkes çok mu seviyor?"

Hayır tabi ki..

Beyaz güvercine "Çok karasın" diyen karga misali, yapılan her hizmete peşinen kara çalanlar burada da yok değil. Kendisine suçlayıcı gözlerle bakanlar da hiç az değil. Ama başkan o gözlerden kaçmak için makam arabasına kalın perdeler takmak yerine, gidip dertleşiyor ve çözüm arıyor. Bu nedenledir ki, Gezi olaylarında bazı vandallar İstanbul'u İblis panayırına çevirirken, Tuzla eylemlerin en düşük olduğu ilçe olarak kayıtlara geçmiş.

Çok uzattım biliyorum.

Bana aktarılan bir anektodu da yazıp noktalayacağım.

Şadi Yazıcı'yı bir bağış gecesine davet ediyorlar geçtiğimiz aylarda. Vaatler havada uçuşuyor ama herkesin gözü Belediye Başkanı'nda. Belediye olarak en ballı katkıyı ondan bekliyorlar..

Sıra Başkan'a gelince ayağa kalkıyor ve herkesi donduran şu sözleri söylüyor: "Ben halkın parasını onların yerine biryerlere bağışlayacak yetkiyi kendimde görmüyorum. Bu nedenle hiçbir bağışta bulunmayacağım..."

Bağışı cebinden yapıp arkasını dönüp gidiyor.

Ha; unutuyordum!

Seçimde Tuzla'da kim kazanır?

CHP burada bildiğiniz kedi!

ve hepimiz biliyoruz ki, üzerine siyah şeritler çizsek de kediler asla kaplana dönüşmez! CHP burada Kılıçdaroğlu'nu aday gösterse dahi kazanamaz! Balığın suda, kuşun karada olduğundan ne kadar eminsem, bundan da o kadar eminim.

Eğer AK Parti geçtiğimiz yerel seçimde yaptığı hatayı yapmaz, Maltepe ve Kartal'da olduğu gibi aday değişikliğine gitmezse tabi...