BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

AK Parti aranan iktidar değil

"Bu halkın aradığı tek başına iktidar değil" diyen Baykal, özlem duyulan partinin adresini verdi: "CHP"

Abone ol

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Hükümetin, uyguladığı programa tam olarak inanmadığını ya da programı uygulama konusunda gönülsüz olduğunu iddia ederek, ''Bu iktidar, Türkiye'nin aradığı tek parti iktidarı değildir'' dedi. Turizm, Ekonomi, Bilimsel Araştırma, Tanıtma Merkezi (TEBİAT) tarafından düzenlenen ''Ekonomide Çıkış Arayışları ve Tek Parti İktidarı'' konulu 5. Ekonomi Zirvesi'nin açılışında konuşan CHP Genel Başkanı, partisinin, seçimlerden önce tek parti iktidarının önemine işaret ettiğini, bunun da gerçekleştiğini belirterek, tek parti iktidarının Türkiye'nin özlediği bir sonuç olduğunu kaydetti. Ancak, şimdiki hükümetin, tek parti iktidarının özelliklerini taşıdığından söz etmenin mümkün olmadığını söyleyen Baykal, ''Ezici çoğunlukla iktidara gelen bu hükümetin, ne yaptığını bilen, uyguladığı plana inanan, o planı eşgüdüm içinde uygulayan bir iktidar olması gerekiyordu. Ancak, şimdiki manzara, iktidarın zihninin karışık olduğunu ortaya çıkardı. Bakanlar birbirleriyle çelişen açıklamalar yapmaya, uyumsuz beyanlarda bulunmaya başladı'' diye konuştu. Türkiye'nin ekonomik krizden çıkabilmesi için net bir fotoğrafın ortaya konulması gerektiğinden söz eden Baykal, ancak hükümetin kafasının karışık olduğunu, deneyen, sorgulayan, vazgeçen, tereddüt içerisinde bir anlayışa sahip olduğunu belirtti. Baykal, şöyle devam etti: ''Bir arayış, bir tereddüt içinde oldukları, tek parti iktidarı gibi davranmadıkları gerçeği artık ortaya çıktı. Aylar geçti, IMF ile itiştik, kakıştık. Bütçe hazırlanırken, bakanlar arasında çelişkili açıklamalar yapıldı, Türkiye ne yapacağını bilen bir iktidar arıyordu, ancak olmadı. En son Devlet Bakanı doğrudan sonbaharda kriz beklentisi içinde olduğuna dair açıklamalar yaptı. Sanki ortada tek parti hükümeti yok da, bir koalisyon tablosu var. Koalisyonun taraflarından birisi uygulamalardan rahatsız da, ama sözü geçmiyor da, bir şeyi bir şekilde ifade etmeyi görev biliyor. Sanki tarihe not düşüyor. Kayda geçiriyor. (Eylül'de kriz geliyor, haberiniz olsun) diyor. Diğer iki bakan da onu tekzip ediyor. Bu iktidar Türkiye'nin aradığı tek parti iktidarı değildir. Ekonomik krizden çıkış yollarını arayan bir tek parti iktidarından beklediğimiz manzara bu değildir. Bunun çok ağır bir bedeli olur. Bu zihni kargaşa, belirsizlik, tereddüt, Türkiye'yi ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakabilir. Ortada uyumsuz bir tek parti çoğunluğu, uyguladığı plana inanmayan, programına karşı gönülsüz bir parlamento çoğunluğu var. Tek parti iktidarı uyumsuzdur, uyguladığı plana inanmamaktadır. Bu programa karşı gönülsüzdür.'' BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN MALEZYA GEZİSİ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Malezya gezisini de eleştiren CHP Lideri, hükümetin uyguladığı ekonomik programın ya ödün vermeden uygulanmasına devam edilmesi ya da değiştirilmesi gerektiğini ifade etti. Baykal, ''Hükümet, IMF ile 19. programı taahhüt altına almış, onu uygulamaya çalışırken Başbakan, Malezya'da model arayışlarını sürdürüyor. (Malezya'da IMF'yi reddeden bir program nasıl uygulanıyor şunu bir denesek) diye açıklama yapıyor. Bunlar şaka kaldıracak konular değil. Bunlar ciddi konular. IMF programını bırakmak istiyorsan Malezya'yı ziyarete gerek yok. Rakamlar, bilgiler ortada. Bilenler biliyor. Ne yapacağına karar ver. Bu, senin programına inanmadığını, gönülsüz davrandığını itiraf ettiğini ortaya koyuyor. Türkiye, programı inançla başarıya götüreceği izlenimini bırakmazsa, güçlükler, sıkıntılar artar. Bu programı uygulamakta zorlanırsanız, şartları daha ağır bir program uygulamakla karşı karşıya kalırsınız.'' Hükümetin, özelleştirme çalışmalarını da eleştiren Baykal, özelleştirme çalışmalarının ''büyük bir fiyasko olduğunu'' savundu. Baykal, özelleştirmenin hukuki altyapısının ve temelinin oluşturulmadığını, bu yüzden hükümetin özelleştirmede ''yüzakı olabilecek bir örnek ortaya koyamadığını'' ileri sürdü. Özelleştirme uygulamasının yanlış olduğunu söylemediğine dikkati çeken Baykal, ''Ancak özelleştirme yanlış uygulanmıştır. Balıkesir SEKA'dan tutun Petkim'in özelleştirilmesine kadar giden zincir tam bir başarısızlıktır. İktidar, inanmadığı programı uygularken, ek bir kaynak olabilecek özelleştirme umudunu da yok etmiştir. Bu yüzden yabancı sermaye girişine ilişkin umutlar da kaybolmuştur' diye konuştu. ''YOLSUZLUKLARLA MÜCADELEDE CİDDİ ÇABA'' Türkiye'nin temel meselelerinden birisinin siyaset ve ekonomiyi birbirinden ayırmak olduğuna da dikkati çeken Baykal, ''Ama bu iktidarın da kendine yakın grupları himaye altına aldıklarını görüyoruz'' dedi. Türkiye'nin yolsuzluklarla hesaplaşması gerektiğini ve bu konuda parlamentoda ciddi bir çaba içerisine girildiğini memnuniyetle gördüğünü anlatan Baykal, geçmişte yaşanan yolsuzlukların sorumluları olan siyasilerin yargı önüne çıkmaları gerektiğini vurguladı. Baykal, ''Şimdi siyasetin yargı önüne gitmesinin önünün açıldığını görüyorum. Bundan da memnuniyet duyuyorum. Ama geçmişteki siyasetçilerin yargı önüne gitmesine olanak sağlarken, kendi üzerinizdeki dokunulmazlık zırhını koruyacaksınız. Bu olmaz... Bu vicdanları kanatır. Hakkında soruşturma açılan bir çok bakan ve milletvekili olduğunu, bu yüzden siyasetçilerin kendilerini koruma güdüsünde olduğunu toplum görüyor.'' Baykal, hükümetin, Türkiye'nin gelecekte ekonomisinin temel direklerinden olabilecek turizm konusunda da başarısız olduğunu iddia etti. Deniz Baykal, bazı geçici sorunlardan kaynaklanan turist sayısının düşmesi dışında en önemli sorunun, fiyatların düşmesi olduğuna dikkati çekerek, ''kalıcı sorun fiyatlardaki düşüklüktür. Bu, gelecekte Türkiye'nin ucuz turizm ülkesi olduğu imajını ortaya koyarak, geleceği de ipotek altına alacaktır. Turizm sektörünün kendi haline bırakılması, tasavvur edilemez'' dedi. CHP Genel Başkanı, 3 Kasım'dan bu yana hükümetin iç ve dış borç ödemeleri yaptığını, ancak ödemelerden daha fazlasını da borçlandığını söyledi. Baykal, borç stokonun 20 milyar dolar arttığını da ifade ederek, ''Bugünkü iktidar, borçları ödeyen bir iktidar değil, borçlanmaya devam eden bir iktidardır. Altı ay içinde borç stoğunun yüzde 10 artması kabul edilebilir değildir'' diye konuştu.