Mursi'nin yanlışlarını öne sürüp darbeye bahane arayanlara Sabah yazarı Mahmut Övür, Özden Örnek'in "Darbe Günlükleri" ile cevap veriyor.
Abone olİktidara gelen Müslüman Kardeşler'in (İhvan) herkesi kucaklamadığı iddiası doğru mu? Sabah yazarı Mahmut Övür, bugünkü Mursi'nin iktidara gelişi ile AK Parti'nin 2002'de iktidara gelişi arasındaki benzerliğe dikkat çekiyor.
2002-2005 arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yapmış olan Örnek'e ait günlük notlarından oluşan "Darbe Günlükleri"nden bazı notlar aktaran Övür, generallerin iktidar partisinden kurtulmanın yol haritasını hazırladıklarını yazdı.
YA SEN ÇEKİL YAHUT DA BİZ ÇEKİLİYORUZ
(...)O yol haritasının en kritik kararı dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök şöyle yazar: "Eğer bir işlem yapılmasını kabul etmezse kendisine 'Ya sen çekil yahut da biz çekiliyoruz' diyeceğiz. Sonra da kuvvet komutanları olarak kendi deyimiyle " bir görüntüye imza atarlar: "Bu arada Fırtına (hava kuvvetleri komutanı) ayağa kalktı ve 'haydi hep beraber el sıkışalım' dedi ve dördümüz ellerimizi üst üste koyup el sıkıştık! Bu bana çok komik geldi."
İÇ SİYASETE DÖNDÜREREK KORKUTMAK
Anlayacağınız koca koca komutanlar, asli işlerini bir yana bırakıp, sivillerin de desteğiyle hükümeti "yıkmak" için her yolu dener. Sanıyorum umutsuz olduklarını gördükleri için de 7 Kasım 2003'te şunu bile deme gereği hisseder:
"AB'nin ilerleme raporu bizim için büyük şans oldu. (...) Böylelikle hükümetin eline geçiş olan AB kozunu elinden alarak onları iç siyasete döndürerek bizden korkar hale getirmemiz lazım.
Kafalarında "Muhtıra veya darbe" var ama en kötü ihtimalle iktidarı "iç siyasete döndürerek" korkutmayı planlarlar.
Ve yaklaşık bir yıl sonra 22 Kasım 2003'te gelinen noktayı şöyle yazar: "KKK'lığında toplandık. Ne yapacağımızın programını yaptık. Şûra toplantısında amacımız Ağustos 2004'e kadar olacak sürede bu hükümet bildiğini okumaya devam ederse komuta heyetinin, halkın da duyacağı bir muhtıra vermesi şeklinde bir yetki almak."
Sonrasını söylemiyorum sadece ilk bir yıl içinde bile bu ülkenin nasıl bir darbe tehlikesi atlattığı ortada."