Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, aile hekimi uygulaması gibi aile destek uzmanlığı sistemine geçileceğini açıkladı.
Abone olBakanlık olarak sosyal hizmet merkezlerini yaygınlaştırdıklarını belirten Şahin, “Sağlık Bakanımız ile beraber aile hekimlerimizden gelen destekle de buralarda aile destek uzmanlığı sistemini hayata geçiriyoruz. Şuanda bakanlığımızın en önemli çalıştığı projelerden biri bu. Aile destek uzmanlarımız, sosyal hizmet merkezleri ile toplum merkezlerini Sağlık Bakanlığı'nın aile hekimliği sistemiyle koordine etmemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen ‘Engelli Bireyler İçin Hizmetlerin Geliştirilmesi Projesi’ kapsamında ‘Toplum Ruh Sağlığı Hizmeti: Sosyal İçermeye Doğru’ başlıklı uluslararası konferansın açılışı yapıldı. 2-3 Ekim tarihlerinde Rixos Otel'de gerçekleştirilecek konferansın açılışına Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilcisi Dr Maria Cristina Profili, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Jean-Maurice Ripert ve birçok davetli katıldı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, bedensel, işitsel, görme ve zihinsel engellilere tek tip bir tedavi yöntemi uygulandığında gerekli başarının elde edilemediğini söyledi.
HASTASINI REHABİLİTASYON MERKEZİNE GÖTÜREN AİLEYE DEVLETTEN 2 ASGARİ ÜCRET DESTEK
Eğitim, sağlık ve istihdam alanında tüm engelli gruplarının ihtiyacını giderecek gerekli alt yapıyı oluşturmaya çalıştıklarını belirten Şahin, “Özellikle ruh sağlığı ile ilgili kısım en fazla ihtisas isteyen ve en önemli alanlarımızda biri. Ruhsal problemler 90’lı yıllarda sadece psikiyatrların işi olarak bakılıyordu. Sorun varsa kişidendir bu kişinin de topluma zararı olacaktır, kendi içinde tedavi edelim diye bir bakış açısı vardır. Bunun o kişiden olmadığı o kişinin o hala gelmesinin nedenlerini ve sonuçlarının iyi analiz edilmesi, tedavinin aile merkezli olduğu zaman güçlendiği, toplumun içinde yapıldığı zaman çok güçlendiğini görüyoruz. Annelerin o değişimi o dönüşümü evlatları üzerinde nasıl değiştiğini nasıl olumlu hala geldiğini gördük. Tıbbi yaklaşımdan çıkıp toplumsal yaklaşımlı bir bakış açısıyla. En büyük gücümüz ve ortağımız Sağlık Bakanlığı ve ekibi. Biz de bakanlık olarak yeniden yapılanıyoruz. Engelli ve yaşlı hizmetleri genel müdürlüğümüz rehabilitasyon sisteminin içerisini ayırdığımız mali kaynağı nasıl güçlendireceğimize bakıyoruz. Bugün toplam 20 milyar dolar içerisindeki toplam mali desteğini yüksek oranını engelli ve yaşlılara kullanıyoruz. 1,2 milyon kişiye ekonomik destek veriyoruz. Yalnızca 400 bin kişiye evde bakım desteği bir asgari ücret destek veriyoruz. Özel rehabilitasyon merkezine götürüyorsa hastasını iki asgari ücret veriyoruz. Devletimizin rehabilitasyon merkezlerinde hiçbir ücret almıyoruz.” diye konuştu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak sosyal hizmet merkezlerini yaygınlaştırdıklarını belirten Şahin, “Sağlık Bakanımız ile beraber aile hekimlerimizden gelen destekle de buralarda aile destek uzmanlığı sistemini hayata geçiriyoruz. Şuanda bakanlığımızın en önemli çalıştığı projelerden biri bu. Hastalık olmadan, oluşmadan burada gerekli riski yöneterek orada tedbir alıp daha kolay ve daha yönetilebilir bir hala dönüştürmemiz gerekiyor. Çünkü gördüğümüz tecrübede bir aileye mali destek veriyorsunuz. Eğer zihinsel özürlü bir anne varsa, alkolle mücadele eden bir baba varsa o verdiğiniz mali destek onu o yoksulluktan çıkartamıyor. Yaşam kalitesini yükseltemiyor. O yüzden bizim mutlaka aile destek uzmanlarımız ile beraber onları rehabilite etmemiz, sosyal hizmet merkezleri ile toplum merkezlerini sağlık bakanlığının aile hekimliği sistemini koordine etmemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.
ÇOCUKLARIMIZIN ZEKASI KADAR RUHSAL VE DUYGUSAL ZEKASI DA ÖNEMLİ
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, bireyin, çocuğun, ailenin ve toplumun fiziken ve ruhen sağlıklı olabilmesinin birinci öncelikli hale taşınması gerektiğini söyledi. Dünya Sağlık Örgütü’nün ve dünya sağlık kamuoyu oluşturucularının önümüzdeki süreçte çok daha fazla sağlıklı birey, sağlıklı aile ve sağlıklı toplumun güçlü konuşulabilmesi için bu alanlara finansal destek verilmesi gerektiğini anlatan Müezzinoğlu, “Anne babalar çocukları için genelde başarılı olmaları veya kendileri için anlamlı olanın peşinde, evladının kendi duygu dünyasına ve kendi beklentisine ait durumlarını ister. 'Doktor olmanı istiyorum', 'mühendis olmanı istiyorum', 'başarılı olmanı istiyorum', 'bana iyi bir karne getirmeni istiyorum', 'bak öbürlerinin karşısında 'filanın kızı, oğlu hadi bakalım ÖSS’de ilk bine girdi.' Peki bu çocuğun ruhen ve fiziken sağlıklı olabilmesi. Anne ve babalar zeka kadar ruhsal ve duygusal zekanın da önemli olduğunu, çocuğun duygusal ve ruhsal zekanın da en az IQ zekası kadar anlamlı ve değerli olduğunu, çocuğunun ruhsal zekasına da duygusal zekasına da aile ve eğitim ortamında, toplumsal ortamda bizim destek vermemiz gerektiğini, algı yönetimi ile topluma ve insanlığa mal edemezsek, çocuğun kişiliğini kendi arzumuza göre şekillendirmeye başladığımız an, halbuki çocuğun kişiliği kendi kabiliyetlerine, kendi duygusal ve ruhsal zekası, akıl zekası ile paralel gelişebilecek desteği versek belki çok daha farklı ve çok daha onur ve gurur duyabileceğimiz çok daha farklı başarıları yakalayan bir evladımız olacak. Ama kendi kalıbımıza soktuğumuz evladımız yarın alkol, sigara, uyuşturucuya kendi içinde barışık olmayan, kendisi ile çatıştığı için ailesi ve toplumla ile çatışan, bu çatışmalardan kurtulabilmek için çaresizlikler içinde yanlışlar yapan bireysel, ruh sağlığını bizim kendi elimizle kendi dinamiklerimizle bozduğumuz üretimler sonrasında bunları nasıl tedavi ederiz, çözümleri nelerdir. Buna bakmalıyız.” açıklamasında bulundu.
2013 - 2020 AVRUPA RUH SAĞLIĞI EYLEM PLANI KONFERANSTA ELE ALINACAK
'Toplum ruh sağlığı hizmeti; sosyal içermeye doğru' başlıklı uluslararası konferans, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı tarafından son dönemde ruh sağlığı alanında başlatılan geniş kapsamlı dönüşüm çalışmaları kapsamında ruhsal bozukluğu olan bireylere yönelik toplum temelli bakım hizmeti uygulamaları ve politikalarının gözden geçirilmesi amacıyla düzenleniyor. Konferansla birlikte hem şimdiye dek kaydedilmiş ve temel olarak alınabilecek ilerlemeleri hem de henüz ele alınmamış önemli sorunları net bir şekilde ortaya koyarak, ruh sağlığı hizmetinin sunulmasına yönelik mevcut sistemin gözden geçirilmesine olanak sağlanması hedefleniyor. Konferansta aralarında ilgili bakanlıkların, il müdürlüklerinin, toplum ruh sağlığı merkezlerinin, ruh sağlığı ve hastalıkları hastanelerinin, hizmet kullanıcılarının, profesyonel kuruluşların, sivil toplum kuruluşlarının, akademik kurumların, uluslararası uzmanların ve medya temsilcilerinin bulunduğu 500’e yakın katılımcı yer alacak.
Konferans programında, özellikle ruhsal bozukluğu olan bireyler için toplum içerisinde yaşama kavramını destekleyecek temel dayanakları ortaya koyma ve bakım planlama sürecinin temel unsuru olarak, insan merkezli yaklaşımı uygulamaya koyma hususları üzerinde durulacak. Programda öne çıkan diğer konu baslıkları ise ulusal ruh sağlığı politikasının ve yasal çerçevenin iyileştirilmesine ilişkin atılan adımlar ve 2013 - 2020 Avrupa Ruh Sağlığı Eylem Planı.
Konferansın temel amaçları şu şekilde belirlendi; “Ruhsal bozukluğu olan bireylerin topluma katılımını teşvik etmek. Toplum ruh sağlığı hizmetlerinin geliştirilmesi ve kurumsallaşmadan vazgeçilmesinde önemli rol oynayan uluslararası dayanakları ortaya koymak. Ruh sağlığı hizmetlerinin izlenmesi ve değerlendirilmesinde en iyi uygulamaları gözden geçirmek. AB tarafından finanse edilen ‘Engelli Bireyler için Hizmetlerin Geliştirilmesi’ adlı Dünya Sağlık Örgütü Projesi çerçevesinde Türkiye’de yürütülen temel aktiviteleri ve bunların sonuçlarını ortaya koymak. İşgücü geliştirme ve eğitim hususlarını ele almak. Temel sağlık hizmetleri, sosyal hizmetler, is ve isçi bulma kurumları, aileler ve bakımverenler ile işbirliğini ve ortaklığı teşvik etmek. Ruhsal bozukluğu olan bireyler için topluma yönelik uygun, etkin ve etkili hizmetler sunmaya yönelik planlar yapmak.”