BIST 9.686
DOLAR 34,59
EURO 36,42
ALTIN 2.988,51
HABER /  GÜNCEL

Aile içi şiddete çözüm önerileri

Hürriyet Gazetesi, BM Nüfus Fonu, CNN Türk ve Çağdaş Eğitim Vakfı’nın ev sahipliğinde, "Aile içi şiddete son konferansı" ilginç konuşmalarla başladı

Abone ol

Hürriyet Gazetesi, BM Nüfus Fonu, CNN Türk ve Çağdaş Eğitim Vakfı’nın ev sahipliğinde, İstanbul Valiliği’nin işbirliğiyle düzenlenen ‘Aile İçi Şiddete Son Konferansı 2005’ dün İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Kampusu’nda başladı. Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, Türk kadınlarının büyük çoğunluğunun aile için şiddeti doğal karşıladığına dikkat çekerek ‘Bu suç takibi en güç suç’ dedi. Kadınları, erkekleri, çocukları, yaşlıları, hükümetleri, özel sektörü ve sivil toplum örgütlerini bir kez daha ‘Aile içi şiddete son’ demeye ve önlem almaya çağırmak amacıyla düzenlenen konferansa, dünyanın pek çok ülkesinden konunun uzmanı akademisyenler, kuruluş temsilcileri katıldı. Konuşmalardan önce gösterilen ve CNN Türk tarafından hazırlanan Türkiye’de aile içi şiddete ilişkin film, katılımcıları çok etkiledi. ‘Aile İçi Şiddete Son Konferansı 2005-Dünyadan Örnekler’in açılış konuşmalarını, Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, BM Nüfus Fonu Enformasyon Medya ve Kaynak Oluşturma Birimi Direktörü Safiye Çağar, Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Gülseven Yaşer ve BM İnsan Hakları Komisyonu Kadına Karşı Şiddet Özel Raportörü Yakın Ertürk yaptı. Yakın Ertürk, ‘Bu manzaralarla ne AB’ye ne cennete girilir. Bu sorun ne muhbirlerle çözülür, ne merhametle. Sorunu çözmek için güçlü bir siyasi irade gerekiyor’ dedi. Ertürk, hükümete, önümüzdeki on yılı ‘aile içi şiddete son on yılı’ ilan etmesi ve bu konuda girişimlerde bulunması çağrısı yaptı. ŞİDDETE HOŞGÖRÜ YOK Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, kampanyayla ilgili bilgi verdiği konuşmasında, hedefin şiddetin her türlüsüne sıfır hoşgörüyle yaklaşmak olması gerektiğini belirterek şunları söyledi: ‘Hürriyet olarak geçen yıl ekim ayında Aile İçi Şiddete Son kampanyasını bir pilot proje olarak başlattığımızda, büyük bir sorunun üzerine kapatılan ağır bir kapağı açtığımızı, iğneyle kuyu kazacağımızı kuşkusuz biliyordum. Ama sorunun bu denli evrensel ve köklü olduğunu tahmin etmiyordum. Dünyanın dört köşesinden gelip İstanbul’da buluşan sizlerin ve örgütlerinizin varlığı aile içi şiddetin din, etnisite ve gelişmişlik farkı tanımadığına işaret ediyor. Bu durum çok üzücü tabii ki; beklenirdi ki artan refah ve eğitim, insanın insana kapalı kapılar ardındaki zulmünü azaltsın ama ne yazık ki öyle olmuyor. Takibi ve cezalandırılması en güç suç olan aile içi şiddet önü alınamayan bir sinsi salgın gibi bütün dünyada sürüyor.’ YASALAR DEĞİŞTİRİLMELİ Konferansın ilk oturumunda konuşan Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Vakfı kurucusu Pınar İlkkaracan, kadın hareketinin çok yakın zamana kadar bu mücadelede çok yalnız olduğunu belirterek Hürriyet Gazetesi’ne ve Çağdaş Eğitim Vakfı’na bu kampanyayı başlattıkları için teşekkür etti ve Türkiye’de kadın hareketinin Türk Ceza Yasası’nda kadınlar aleyhine olan maddelerin değiştirilmesi için yürüttüğü başarılı kampanyayı anlattı. BEYAZ KURDELE 47 ÜLKEDE Kanada’da kurulup bugün 47 ülkede sürdürülen ve erkeklerle erkek çocukların şiddete karşı eğitilmesini amaçlayan ‘Beyaz Kurdele Kampanyası’nın kurucularından Michael Kaufman ise dünyada şiddete karşı çıkan ve hayatlarındaki kadınlarla barış içinde yaşamak isteyen erkekler de olduğunu, Beyaz Kurdele’nin böyle düşünen erkekler tarafından oluşturulduğunu söyledi. Erkek şiddetinin biyolojik ve önlenemez olmadığını belirten Kaufman, şöyle konuştu: ‘Erkekler şiddet uyguluyor, çünkü kadınlar üzerinde kontrol sağlamak, toplumdaki ayrıcalıklarını devam ettirmek istiyorlar. Biz şiddet uygulayan erkeklerle konuştuğumuzda güç gösterisi için uyguluyorum demiyorlar, tersine korktuklarını, bu yüzden şiddet uyguladıklarını anlatıyorlar. Gerçek bir erkek olduklarını kanıtlamak istedikleri için dövüyorlar. Erkek şiddeti erkeklerin korkularından kaynaklanıyor. Toplumda erkek çocukları böyle yetiştiriyoruz, onlara duygularını, korkularını, kızgınlıklarını, üzüntülerini ifade etmeyi öğretmiyoruz. Yine de onlara sadece şiddet faili gözüyle bakmamalıyız, aynı zamanda babamız, ağabeyimiz, kocamız olarak da görmeliyiz. Onlara ulaşmanın bir yolunu bulmalıyız’ dedi. Adını koyun Vuslat Doğan Sabancı, konuşmasında ülkemizdeki kadınların önemli bölümünün ciddi şiddet içeren davranışları ‘şiddet’ olarak algılamadığına, doğal saydığına dikkat çekti. Vuslat Doğan Sabancı, ‘Şiddeti isimlendirmediğimiz, tanımlamadığımız durumda ona karşı savaşmak imkansızlaşıyor’ dedi.